"Bircok yazar eserlerinde belirli bir ahlÂk dersi vermeye cok dikkat eder; bu gaye ile yazdıklarını soylerler. Bu hususta kusur etmiş olmamak icin, bu yazar da eserine bir ahlÂk dersi koydu: Bir nesilde yapılan haksızlığın gelecek nesillere de gecerek devam edip gittiği ve zamanla her nevi gecici faydadan sıyrılarak, kontrolu imkÂnsız, katıksız bir zarar halini aldığı hakikati! Eğer bu romans, eğri yoldan elde edilmiş bir para veya mulk cığını gelecek talihsiz nesillerin başına yuvarlayıvererek, bu yığın etrafa dağılıp ilk zerreciklerine ayrılıncaya kadar, bu bicareleri sakatlayıp ezmenin bir delilik olacağına insanlığı ̶ yahut da daha doğrusu, herhangi bir tek insanı- inandırabilirse, yazar bunu eşsiz bir mukÂfat olarak kabul edecektir. Ama samimiyetle soyleyelim ki, yazar kendisini boyle bir husnu kuruntuya kaptıracak kadar hayalperest değildir. Romansların hakikaten bir şey oğretmesi, yahut da herhangi muessir bir tesir icra etmeleri, ekseriya, acık acık değil, daha ziyade, cok daha ince bir yolla olur. Onun icin, bu yazar, hikÂyesini, sanki demirden bir cubukla oynar gibi, icindeki ahlÂk dersiyle, pervasızca kazıklayıp oldurmeyi hic munasip gormedi; bu, daha ziyade, bir kelebeğe toplu iğne batırarak onu o anda oldurmeye ve bicimsiz, gayri tabiî bir vaziyette kaskatı bir hale koyuvermeye benzerdi. Aslında, guzel guzel, incelikle ve ustalıkla işlenerek, gittikce pırıl pırıl yanan ve bir hikÂyenin nihaî gelişmesini en son hadde ulaştıran yuce bir hakikat, kazanılan sanat şerefini arttırabilir; fakat bu hakikat hicbir zaman, en son sayfada, ilk sayfada olduğundan daha hakikî değildir, daha acık olduğu da pek nÂdirdir...
Yazar, ortaya, kimsenin şahsî haklarına tecavuz etmeyen bir sokak uzatmakla, sahipsiz bir arsaya tasarruf etmekle ve eskiden beri havadan kÂşaneler kurmakta kullanılan malzemelerden bir ev inşa etmekle affedilmez bir curum işlemiş addedilmeyeceği umidindedir. HikÂyedeki şahıslar ̶ her ne kadar vaktiyle yaşamış koklu ve oldukca mumtaz kimseler gibi gorunuyorlarsa da− hakikatte yazarın uydurduğu, yahut da, hic olmazsa, karma ettiği karakterlerdir. Ne faziletleri, sakinleri olmak iddiasında bulundukları sayın şehrin şerefini arttırabilir, ne de kusurları, en kucuk bir şekilde, o şehrin aleyhine olabilir. Onun icin, eğer kitap ̶ bilhassa bahsi gecen bolgede− sadece Essex Eyaleti'nin herhangi bir toprak parcasıyla değil de, daha ziyade gokteki bulutlarla ilgili bir romans olarak okunabilirse, yazar memnun kalacaktır."

(Tanıtım Bulteninden)


Kitap Adı: Yedi Catılı Ev Yazar: Nathaniel Hawthorne Cevirmen: Naciye Oncul Akseki Yayınevi: Buyuyenay Yayınları Hamur Tipi: 2. Hamur Ebat: 13,5 x 21 İlk Baskı Yılı: 2018 Baskı Sayısı: 1. Basım Barkod: 9786052071649