Ebeveynler cocuk gelişimindeki o ilk onemli 6 yıl atlatıldıktan sonra her şeyin daha rahat olacağını duşunurler. Fakat her yaşın kendine dair ozellikleri olduğu gibi zorlukları da vardır. 7 yaş denince ilk aklımıza gelen şey cocuğun artık okullu olacağıdır ki bu da sorumluluklarının artması anlamına gelir. Hemen hemen her anne; eve geldiğinde ustunu başını olması gereken yerde cıkartıp, olması gereken yere asan, cantasını olduğu yere bırakmayan, biraz dinlendikten sonra odevlerini yapan bir cocuk hayal eder. Cocuk okula başladıktan sonra da; anne bu hayalini gercekleştirmek icin cocuğunu bu kalıba sokmaya calışır. Ve maalesef cocukların coğu bu kalıba girmek istemezler. Bu durumda da anne surekli hadi diyen, yapılması gerekenleri hatırlatan bir amir konumuna; cocuk da tamam diyen ama harekete gecmeyen, oyalanan, kaytarmak icin planlar yapan bir cocuk haline donuşur. Bu; pek karamsar bir tablo olarak gorunse de coğu anne icin hic de yabacı olmayan bir durumdur. Peki bu durum nasıl onlenir, nasıl aşılır?

Cocuk eğitimi hamilelik oncesinde başlayan ve hic bitmeyen bir surectir. Cocuğun her yaşa dair edinmesi gereken beceriler ve sorumluluklar, kabullenmesi gereken sınırlar, bilmesi ya da oğrenmesi gereken bilgiler farklıdır. Bir yaşta edinilmeyen bilgi ihtiyacı, diğer yaşa katlanarak aktarılır ve daha cok uğraşı vermemize sebep olur. 4 yaşındaki bir cocuk pijama altını cıkartabilir, cıkartmalıdır da. Ama ebeveyn buna musaade etmez ve "ozverili" davranıp kendisi giydirmeye calışırsa cocuğa bilmeden bir şeyleri "oğretmemiş" olur ve bir sonraki 5 yaşın oğrenilecekler listesine kıyafet cıkartmak da eklenir. 4 yaşta pijamasını cıkarmayan cocuğun, 5 yaşında artık tamamen pijama giyme cıkarma sorumluluğunu alması beklenemez. Yine 6 yaşında olup halen anne babasıyla uyuyan, ağzına yemek beslenen, tuvalet temizliği yapılan bir cocuğun okul odevlerini kendi sorumluluğu olarak kabul etmesinin beklenemez. 7 yaş oncesinde kendisine sınır konmayan, her dediği yapılan bir cocuğun, okul sorumluluklarını beklenen duzeyde ustlenmesi cok zordur. 0-6 yaş cocuğu haz cocuğudur, canı nasıl isterse oyle yapsın, oyle olsun ister. Doğru olan; cocuğa ozellikle 4 yaş sonrasında yavaş yavaş sabrın, beklemenin oğretilmesi, cocuğun her istediğinin her zaman olamayacağı gerceği ile yuzleştirilmesi, istemese bile yapması gereken şeylerin olduğu gerceğinin oğretilmesi gerekir. 5-6 yaşında bir cocuğun evde ustlendiği kendine ait birkac sorumluluk alanı olmalı, ebeveyni tarafından beli hedefleri gercekleştirmesi icin desteklenmelidir. Boylece cocuk haz cocuğu olmaktan cıkıp hedef koyabilen ve hedefi icin fedakarlıkta bulunabilen, azim ve caba gosterebilen, hazzını erteleyebilen akademik geleceğine hazır bir cocuk haline gelir. Okul oncesi eğitimin bu konuda verdiği destek cok buyuktur. Okul oncesi alınan destekte cocuğun eğilimi olması muhtemel olan problem alanları keşfedildiğinde ve buna dair calışmalar yapıldığında okul donemindeki sıkıntıların coğu onlenmekte, cocuk, okul ve ebeveyn acısından cok değerli bir yatırım yapılmaktadır.

Gunumuzde gereksiz oranda bakım verilen cocuklara cok sık rastlamaktayız. Okula başladığı donemde, aşırı bakım verilen cocukların ebeveynlerinin cocuklarından beklentisi artmaktadır. Cocuğunuz evdeki ve okuldaki sorumluluklarını yerine getirmekte zorlanıyorsa bilincli bir ebeveyn iki şeye bakmalıdır. Birincisi kendi beklentileri ile cocuğunun ozellikleri, ilgileri, yaşı arasında bir ucurum olup olmadığıdır. Bazı anne babaların 1. Sınıf cocuğundan hic yamuk yazmamasını, hic sıkılmamasını, elinin hic ağrımamasını beklediklerini goruyoruz. Bu noktalarda ebeveynin gercekci beklentilere sahip olması cok onemlidir, bu aşamadaki mukemmeliyetcilik her iki tarafa da zarar verir. İkincisi yukarıda kısaca bahsetmeye calıştığımız gibi 0-6 yaşında bu cocuğun ne oranda sorumluluk aldığı daha da onemlisi bu cocuğa ne kadar sorumluluk verildiğidir. Oncesinde cocuğa bazı yukumlulukler verilmediyse ebeveynin biraz daha sabırlı olması gerekecektir. Cocuğun başarmanın tadını alması cok onemlidir. Bu yuzden ufak ufak başlamalı, sorumluluklar yavaş yavaş arttırılmalı ve cocuğun bu sorumlulukları ustlenmesinin ne kadar guzel sonucları olduğunu gormesi sağlanmalıdır.

Her iki durumda da cocuğa, kendisinden beklenilecek olanlar yaz boyunca ara ara anlatılmalı ve hatırlatılmalı, cocuk bu sorumluluğa hazırlanmalıdır. Her cocuk buyumek ister, buyumenin bazı getirileri olduğunu da cabuk kabullenir. Buna vurgu yapılarak cocuğun davranışları şekillendirilmeye calışılabilir. Okul başladığında cocuğa destek olunmalı odevlerin onun icin bir savaş, mucadele, olumsuzluk, anne baba ile catışma alanı haline gelmemesi konusunda dikkatli olunmalıdır. Odevlerini yapabilmesi icin sakin, dikkati dağıtmayan ayrı bir odası olması onerilir. Ebeveynin odev masasına oturması bir risktir, bu yuzden ebeveynin gelip kontrol edip giden, yapamadığı şeylere destek verip uzaklaşan olması bu riski engeller. Cok sık silgi kullanan ebeveynlerin cocuğu yıldırdığı gozlemlenmektedir. Bu konuda sınıf oğretmeninin onerileri dikkate alınmalıdır. Tum bu okul sorumluluklarının yanında bir evcil hayvanın bakımını ustlenmek, pijamaları kaldırmak, giyinmek, gibi ev sorumlulukları alanında da cocuk desteklenmelidir. Sorumluluklar tum aile icin bir gereklilik olduğunda, cocukların kendilerinden bekleneni cok daha kolay kavradıkları ve yapılması gerekenleri yaptıkları bilinen bir gercektir. Sorumluluk; cocuğun geleceğine yapılan cok kıymetli bir yatırımdır.

__________________