Doğumun nasıl gercekleştirileceği gebeliğin ilk gunlerinden ve hatta gebe kalmadan once duşunulen, konuşulan ve sanki tercih yapılabilecek bir konu gibi algılanmaktadır. Op. Dr. Figen Taşer Guney
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı

Gebelik ve doğum fizyolojisi tabii ki normal vajinal doğuma gore ayarlanmıştır. Ancak unutulmamalıdır ki doğumda hedef anne ve bebeğin bu sureci problemsiz atlatmasıdır.

Normal vajinal doğum
Doğum ağrılarının rahim ağzını acması sonrasında annenin ıkınması ile bebeğin vajinal yolla doğmasıdır. Doğum ağrıları rahimdeki kasılmalardır. Bu kasılmalar doğumun ilk evresinde rahmi acar ve sonra da bebeği dışarı iter. Maalesef bu kasılmaları anneler ağrı olarak hissederler. Her ağrı bebeği doğuma biraz daha yaklaştırır.

Gebelik suresi son adetin ilk gununden itibaren 40 haftadır. Otuz yedinci gebelik haftasından sonra doğum başlayabilir. Bazen 40 haftalık sure dolmasına rağmen doğum başlamaz. Bu durumda klasik bilgilere gore 42. haftaya kadar beklenilebilir. Fakat bu bekleme surecinde bebeğin plasentası yaşlanır, bebeğin kilosu artar, suyu azalabilir. Sık aralarla kontrol edilmelidir. Bu surenin sonunda doğum kendiliğinden başlamazsa suni sancı denilen, rahimde kasılmalar oluşturan oksitosin hormonu serum icinde kontrollu olarak anneye verilir. Bebek bu sırada monitorize edilmelidir.

Doğum kendiliğinden başlarsa daha kısa surer. Doğum eyleminde rahmin acılma suresi ilk doğumlarda 12-14 saate kadar uzayabilir. Fakat ağrılar bu sure icinde hep aynı şiddette olmayacaktır. Rahim ağzı 4-5 cm acıldıktan sonra anneyi biraz rahatsız etmeye başlar. Rahim tam acıldıktan sonra (10 cm) ağrı ile birlikte ıkınma hissedilir. Bebeğin başı doğduktan sonra hekim omuzların, govde ve bacakların doğumunu sağlar ve bebeğin doğması ile ağrı biter. Bebeğin eşi ayrıldığı sırada da hafif bir ağrı hissedilebilir. Doğumu bekleme suresinde anneye rahim ağzını yumuşatıcı ve spazmı onleyen ilacların zamanında yapılması sıvı verilmesi ve enerji ihtiyacının gerekirse serumla karşılanması gerekir. Cunku rahmin kasılması icin enerjiye ihtiyac vardır.
Epidural analgezi
Epidural analgezi ile anneler cok daha rahat doğum sureci yaşamaktadır. Batı ulkelerinde normal doğumun daha yaygın olmasının nedeni epidural analgezinin daha sık kullanılmasıdır. Epidural ile doğum bugun ulkemizde pek cok merkezde başarı ve guvenle uygulanmaktadır. Epidural analgezide doğumun başında kateter yerleştirilmiş olsa bile ağrı kesici ilac verilmesi icin rahim ağzı 4 cm acılıncaya kadar beklenir. Erken donemde uygulanırsa doğum ağrılarını, yani doğumu durdurabilir. Epidural analgezi uygulanmış olan hastalara doğum anında ıkınma hissi duymayabilirler. Fakat doğuma yardımcı olan kişiler ağrıları elle veya monitorden gozleyerek ıkınma zamanını anneye soyleyebilirler. Epidural uygulanmış olan hastalara, eğer doğum sırasında dikiş (epizyo) gerekirse ek bir ağrı kesiciye ihtiyac duymadan onarımı yapılabilir.
Hangi durumlarda normal doğum tercih edilmez ?
İlk bebeğin ters (poposu ile) geliyor olması, bebeğin anne karnında yan duruşu, plasentanın onde oluşu, plasentanın erken (bebeğin doğumundan once) ayrılması, kordonun bebeğin başının onunde olması, bebeğin suyunun ileri derecede azalması (doğum sırasında bu bebekler sıkıntıya girebilirler), ucuz gebelik, ikiz gebelikte ilk bebeğin poposunun onde olması, iri bebek (bebeğin omzunun doğurtulması sırasında sorun yaşanabilir ve koprucuk kemiği ve boyun sinirleri zedelenebilir) annenin kemik yapısının dar olması(bunun icin değerlendirme gebeliğin son ayı ve hatta mumkunse doğum eylemi başladıktan sonra yapılmalıdır), bel fıtığı, kalp hastalığı, yuksek tansiyon gibi annenin ıkınmasının sakıncalı olduğu durumlar, annede genital bolgede herpes (ucuk) ve HPV gibi virutik enfeksiyon durumunda, anne vajinayı daraltıcı operasyon, sezaryen veya myom operasyonu gecirmiş ise sezaryen tercih edilir. Ayrıca doğum eylemi başladıktan sonra da bebeğin kordonunun vajinaya inmesi, bebeğin kalp atışlarının azalması, doğum eyleminin ilerlememesi, suyu onceden gelmiş olan gebelerde bu surenin 24 saati aşması durumunda sezaryen tercih edilir.
Sezaryenle doğum
Sezaryen bir batın ameliyatıdır. Batın cildine yapılan bir kesi ile batın katları acılır, batın boşluğuna girilerek rahime yapılan bir kesi ile bebek doğurtulur. Plasenta alınır ve kesilmiş olan dokular kademe kademe onarılır. Anneye genel anestezi veya epidural anestezi (bilinc acık olarak sadece belden aşağı kısmın ağrı duyusunun yok edilmesi) ile uygulanabilir.

Sezaryen bir ameliyattır. Kan kaybı, enfeksiyon riski, anesteziye bağlı komplikasyonlar, damarlarda kan pıhtısı veya amnios sıvısının oluşturacağı tıkanıklık gibi olumcul olabilen komplikasyonlar daha sık gorulur. Normal doğum eğer zor ve uzun bir surede gercekleşmiş ise, doğum sonrası kanama veya gec donemde haznede bolluk ve oksurunce idrar kacırma şikayeti gelişebilir. Genellikle doğumda dikiş bu zorlanmayı onlemek icin yapılır. Sorun kalıcı olursa kucuk bir operasyonla duzeltilir.
Sezeryenle normal doğum arasındaki fark
Bebek anne karnında bir sıvının icindedir. Bu sıvı bebeğin hava yollarına girer. Normal doğum sırasında vajinadan gecerken bebek sıvıyı atar. Oysa sezaryende bebeğin bu şansı yoktur. Bu nedenle doğum sonrası bebekte sık soluk alıp verme ve bazen gecici de olsa yoğun bakım takibi bile gerekebilir. Anne sezaryen sonrası ağrı nedeniyle bebeğini yeterince besleyemeyebilir. Bebek yenidoğan doneminde yeterince beslenemeyince bağırsak hareketleri yeterli olmayabilir ve bağırsaktan yeniden emilim yaşayarak tum yenidoğan bebeklerde gorulen sarılık daha belirgin boyutlara ulaşabilir.

Kaynak : Sağlık ve Yaşam Dergisi .

__________________