
"Şimdilerde hayal meyal, ama sıcacık bir sevincle hatırlıyorum, cocukluğumda "anlatan kadınlar" vardı. Annemlerin gunlerine, gune paralarıyla katılmadıkları halde, sırf sohbetleri guzel diye davet edilirlerdi. Cantası gibi annemin elinde gunden gune gezen ben, minnacık aklımla bu kadınların anlattıklarını, onları anlatırken hikÂyeye kattıkları kimi neşeli, kimi uzgun detayları hayranlıkla dinlerdim. Alelade bir şeyden bahsediyor bile olsalar, bunu oyle guzel, oyle "anlatıcı" bir havada yaparlardı ki, cocukluğumun televizyonsuz, gazetesiz, kitapsız dunyasına bir gokkuşağı neşesi getirirlerdi. Ayşegul Kocabıcak'ın kurduğu anlatının, hikÂyeleme yeteneğinin ardında bir yerlerde işte o kadınların saklandığını hissediyorum okurken. Ustelik bunu kalemi gunden gune daha da keskinleşip parıldayan cok iyi bir oykucunun akıl ve duygusuyla yaptığını, yarattığı capcanlı ve diri anlatımı, oykude kendine ozgu bir kadın dili kurmaktaki başarısını hayranlıkla izliyorum. Kaleminin neşesinin, hikÂyesinin soluğunun hic tukenmemesi dileğiyle!"
-Mahir Unsal Eriş-
Ayşegul Kocabıcak, ilk oyku kitabı Dilsiz Annelerin Sessiz Cocukları ile fazlalıklarından arınmış ve sadeliğiyle one cıkan bir oyku dili yaratarak, ozellikle kadınlar ve cocukların, gundelik hayatta her an yaşadıkları travmalar karşısında dilsiz ve suskun bırakılmalarına dair metinlere hayat verdi. Toplumsal cinsiyet kodlarının gelenekle beslenerek nasıl yeniden uretildiği, daha da onemlisi nasıl gormezden gelindiği Kocabıcak oykulerinin konusu oldu. Yazar, ilk kitabında dahi oldukca "zor" konuları, meselenin onune gecmeyen bir dil kullanarak anlatmayı tercih etti. Başarmış olmalı ki, ilk kitap kısa zamanda ikinci baskıya ulaştı.
Ben Soylemem Sen Anla, yazarın ikinci kitabı. Ayşegul Kocabıcak bu kitabında da bağırmayan bir dil kullanarak, usulca eleştirmiş "hallerimizi". Bilinen ama anlatılamayan, gormezden gelinen travmaların aslında onu yaşayan bireyler icin ne denli yaralayıcı ve unutulmaz olduklarına işaret ederken, ilk kitabında olduğu gibi usulca ama rahatsız eden bir anlatım dilini tercih etmiş. Tek bir taşla camı cerceveyi indirerek değil, camı kırmadan kucuk taşlarla sabaha kadar o pencereyi taşlayarak…
Ayşegul Kocabıcak, kadınların kırılgan, ama bir o kadar neşeli ve direngen hallerini taşımış metinlerine. Penceremize attığı o kucuk taşlardan kurtulmak ne mumkun… Yazar adeta "Pencerenizi acın!" diye bağıran bir cocuk! İster istemez acıyorsunuz pencerenizi. Bu sefer de, "Ben Soylemem Sen Anla" diyor, caresiz anlamaya calışıyorsunuz, anlamak istiyorsunuz. Sonra "anlamak" eylemi bir şenliğe donuşuyor. Anladıkca sevilirmiş her şey, anlıyorsunuz...
(Tanıtım Bulteninden)
Sayfa Sayısı: 80
Baskı Yılı: 2016
Dili: Turkce
Yayınevi: Nota Bene Yayınları
Kitap Adı: Ben Soylemem Sen Anla! Yazar: Ayşegul Kocabıcak Kapak Tasarımı: Erkal Tulek Yayınevi: Nota Bene Yayınları İlk Baskı Yılı: 2016 Dil: Turkce Barkod: 9786059679688