
Bir odadan otekine gecerken, edebiyatın yarattığı goruntulere doğru yurumek ya da dahil olmak icin metinlerin tarihine duşunsel olarak eğilmemiz gerekiyor. Etkilerini bir duygu bildirisi gibi algılıyor olsak da; aslında butun metinler bizi, ait olduğu donemin kultur havzasına, dil işciliğine ve toplumsal tablosuna da yaklaştırıyor. Yeniden okunmayı bekliyorlar bizden, yeniden yorumlanmayı belki de. Parcalar tamamlanmayı, harfler sozcuk olmayı... Ya orguler? Onlar cozulmeyi...
“Zihin de oyle; aradığını bulmak icin sıcrar,” diyor Şeref Bilsel, Yalnız Edebiyat’ın kapısında. Ama kapıda beklemiyor, kendine mahsus bir soyleyiş bicimiyle gelip masaya oturuyor Bilsel. Onundeki dosyada neler mi var? Turkcenin yolculuğu ve yorgunluğu, kulturlerarası dil manzaraları, mukemmellik arayan deliler, kadim hikÂyeler, tercume bahsinde ismi gecenler, surgunden donenler, Tanzimat’tan gunumuze romancılar, oykuculer, şairler ve edebiyatın zeminini belirleyen yazınsal donemler, beslenme kaynakları...
Gelenekselden cağdaşa uzanan bu yolculuk, koku hÂl canlı kalabilen edebiyat birikimimizin yalnız ama soylu tarihinin belli donemlerine ozenle duşulmuş notlardan oluşuyor. Dunu bugunden okumak ve geleceği tasarlamak icin, yeniden... “İnsan bazen kalmak icin gitmez mi harflere doğru...”
(Tanıtım Bulteninden)
Kitap Adı: Yalnız Edebiyat Yazar: Şeref Bilsel Yayınevi: Yitik Ulke Yayınları Hamur Tipi: 2. Hamur Ebat: 13,5 x 19,5 İlk Baskı Yılı: 2019 Baskı Sayısı: 1. Basım Barkod: 9786052027301