
Eski ihtiyarlardan birkaci kozde kestane pisirmeyi akil ederek evIerden birinde toplanirlar. Kestaneler gelir. Birer birer mangayla dizerler. - Ah, beklemek! Sen ne kadar tatli, ne kadar guzelmissin O guzelim kestaneler bizimkilerin gozlerinin onunde pismekte oldugundan, artik yenilebilecek kivama gelene kadar surecek bir sohbet baslar, iclerinden biri eski savaslardan birinde bulunmustur. Artik muhabbeti acar: "Bizim tabur soyleydi, ben o zaman tegmendim, kilici cektim, dustum onlerine, her biri aslan gibi askerler. Ha babam ha! Yagmur gibi kursun, fakat kim aldiriyor ki! Gozumuzu kan burumus bir kere. Karsimizda cok kuvvetli bir siper var. Ona dogru hucum ediyoruz. Duman o bicim, gir gir kursunlardan biri sagimdan, biri solumdan geciyor. Derken yanastik. Dusman kaciyor. Biz "yuha," diye bagiriyoruz. Fakat yuha ne kadar tesir ediyor? Biz bagirdikca onlar tabaniarini kaldiriyor. Ah! Bir kere gorseniz, o ne tatli seydir. Bayraktar olan askerimiz dusman siperlerine girer girmez oraya bayragi diker. Fakat dikkat etmeli. Bin turlu dusmanlik olur. Hatta bizde de oldu ya! Tam dusman siperine girdik, efendim, birden gumbur gumbur diye cephaneler ardi ardina patlamasin mi? Derken mangaldaki kestaneler de firlamasin mi? Artik kimde yuz, kimde surat kalir? Ortalik ates icinde!" Dogrusu, bizim komur bu kadar dehsetli degilse de tutacagi tuttu mu ondan da asagi kalmiyor. Ha komur, ha kis!
(Tanıtım Bulteninden)
Kitap Adı: Şehir Mektupları Yazar: Ahmet Rasim Yayınevi: Mavi Catı Yayınları Hamur Tipi: 2. Hamur Ebat: 14 x 21 İlk Baskı Yılı: 2019 Baskı Sayısı: 1. Basım Barkod: 9786059372381