
Prof.Dr. Bulent Tıraş(Kadın Hastalıkları ve Doğum)Tup Bebeğin burunduğu bu kimlik pek cok yuksek teknoloji gerektiren tıbbi uygulamaların aksine guncelliğini hic yitirmemiş tersine medya ve ticari kaygıların ateşlemesi ile daha da pekişmiştir. Cocuk sahibi olamamanın getirdiği ailevi sosyal ve psikolojik baskıların sonucunda ciftler tup bebeği kendileri icin kurtarıcı olarak gormuşler ve bunun soncunda da etik ve ahlaki sınırları tam olarak cizilmemiş uygulamaların tıbbi cevrelerce yaygınlaştırılmasına neden olmuşlardır. Duşununki artık tup bebek uygulamaları icin medyada:
Bundan sonra cocuksuz cift kalmayacak!
Tup bebek ile kısırlığa son!
Tup bebekten sonra şimdide genetik bebek!
Unlu doktor embryoları lazer ile rahime yapıştırıyor!
Unlu doktor tup bebekte mucizevi formulu acıklıyor!
Unlu doktor dunyada en iyi gebelik oranları bizde dedi!
Unlu doktor yumurtalık nakli ile kısırlığa son verdi!
Tup bebek artık 0 başarılı!
Artık ideal bebeğe sahip olmak elinizde!
Tup bebek ucuzladı: memleketim icin seve seve!
Bir tup bebek yaptırana ikincisi bedava!
Uc tup bebek parası verin, gebelik olmazsa paranızı iade edelim!
TUP BEBEK YOZLAŞTIRILDI
Peki merkezler ve unlu doktorlar neden bugune hicbir tıbbi uygulamada gorulmediği kadar tup bebeği yozlaştırdılar?
Bu sorunun cevabını vermek cok da kolay olmasa gerek. Ulkemizde şu anda yaşanan karmaşa ve umut tacirliği gecmişte İngiltere, Fransa, ABD, Avusturalya gibi ulkelerde de yaşandı. Tarihe bakmak ve nedenleri buna gore irdelemek faydalı olacaktır diye duşunuyorum.
Tup bebek gercekten de kısırlığın tedavisinde devrim niteliği taşıyan bir uygulamadır. Ozellikle 1992 den sonra erkek kısırlığının cozulmesine neden olan mikroenjeksiyonun tup bebek uygulamaları arasında yerini almasından sonra daha once cocuk sahibi olma olasılığı olmayan pek cok cift icin tunelin sonunda ışık belirmiştir. Ancak unutulmaması gereken halen pek cok ciftin kendi biyolojik ve genetik cocuklarına sahip olamayacağı gerceğidir. Tup Bebek uygulamalarında secilmiş ciftler ve genc kadınlarda başarı %50' lerin uzerine cıktığı halde uygulama başına canlı doğum oranları %30'lar civarındadır. Tekrarlayan uygulamalar ile bu işe başlayan ciftlerin %50 kadarı sonunda gebe kalabilmekte ancak 0 unda tum cabalar boşa gitmektedir.
1980'li yılların ortasına kadar teknoloji ve tıbbi bilgi ve beceri kısıtlı cevrelerin tekelinde kalmış ancak bu yıllardan sonra tup bebek merkezlerinin sayısında dunya capında bir patlama yaşanmıştır. Orneğin 1990'ların başlarında Londra da apartman katlarında bile tup bebek yapan merkezler turemiş ve bu merkezler ucuncu dunya ulkelerinden gelen zengin ciftleri hedeflemişlerdir. Ancak hızla bir merkezi denetleme organı oluşturan İngiltere ve diğer gelişmiş ulkeler tup bebek uygulamalarının etik, tıbbi ve ahlaki sınırlarını net olarak cizmişler ve reklam ve medya ile halkı yanlış bilgilendiren umut tacirliğinin onune gecmeye başlamışlardır. Bunun beklenen sonucu olarak da mantar gibi biten merkezler birer birer kapanmış ve tup bebek bir defa daha bu işi bilimsel ve etik olarak yapan kişi ve merkezlerin elinde kalmıştır.Ulkemizde ilk tup bebek merkezi 1988 yılında kurulmuş ve uzunca bir sure kısıtlı merkezlerde uygulamalar devam etmiştir. Bu merkezlerden yetişen kişiler bir sure sonra kendi ayaklarının uzerinde durmak icin yeni merkezler acmışlar ve merkez sayısı geometrik olarak artarak bugun sadece İstanbul'da 37 merkeze ulaşmıştır.Yer değiştirme ve transferlerin televizyon spikerleri ve futbolculardan daha hızlı yaşandığı bir ortamda bilimsel, etik ve ahlaki kuralların kişisel cıkar, ticari kazanc, şan ve şohret kaygılarının gerisinde kaldığı kaypak bir zemin uzerinde oturmaktadır Turkiye de tup bebek. Gelişmiş ulkelerdeki tarihsel surec bizde yeni yaşanmaktadır. Taşların yerine oturması icin zamana gereksinim vardır.
Peki bu sırada neler yapılmalı
Tuketicinin yani cocuk sahibi olamayan ciftlerin haklarını korumak icin kademeli kontrol mekanizmalarından oluşan sıkı bir denetleme sistemi kurulması şarttır. Bu denetleme sistemi tercihen siyasi ve ticari kaygılar gutmeyen bir catı altında olmalıdır. Tabib odaları veya Turk Jinekoloji Derneği bunyesinde oluşturulacak bir komisyonun bunun icin en ideal olduğunu duşunuyorum. Tup Bebek yonetmeliğinde var olan ve merkezlerin medyayı kullanarak reklam yapmalarına kısıtlama getiren maddelerin yaptırımları ile beraber işletilmesi şarttır. Şaşalı laflar, ucuz edebiyat ve gercek dışı başarı oranlarına bilincli medya tarafından da rağbet edilmemesi gerekir. Tiraj kaygısı ile atılan başlıklar tedavisi mumkun olmayan yaralara yol acmaktadır. Medya toplumun doğru bilinclenmesinde lokomotif rolu ustlenmelidir.
Tup Bebek Merkezleri gercek başarı oranlarını (oranının pay ve paydasında neler olduğunu net olarak belirterek) ancak merkezi organlar kanalı ile ve sonuclar dikkatlice irdelendikten sonra dissemine ettiklerinde tuketici doğru secimini yapabilir hale gelecektir. Doğru secim yapılana kadar acılan maddi ve psikolojik yaraların tamiri zor hatta bazen de imkÂnsız olmaktadır. Merkezler ve yoneticileri bir araya gelip suregelen bu it dalaşına son vermek durumundadır. Gunluk kaygıların gelecekte herkesin zararına olacağı acıktır. Zarara uğrayan kesimin başında ise tuketici gelmektedir. Guvenin yitirilmesine neden olacak bir ortamın yaratılması kolay ancak guvenin geri kazanılması zordur. Sonuc olarak bilimin tıbbın hizmetine sunduğu Tup Bebek cok geniş kullanım alanı olan ve gelecekte de son derece tartışmalı uygulamaların gelişmesine zemin hazırlayan bir yontemdir.
Bugun icin merkezlere, hekimlere ve laboratuar da calışan embryologlar duşen gorev ise bu teknolojileri muhtac insanları somurmeden en doğru ve ahlaki bicimde kullanmaktır. Medya ise bilginin yaygınlaşmasında tarafsız ve tiraj kaygısı gutmeyen bir tavır sergilemelidir.
__________________