Bir gun nereli olduğumu sordular. Babam Siverek'lidir dedim. Siverek adına şaşırdılar, hic duymamışlar. "Nerededir bu Siverek?" dediler. Siverek Napoli'nin kazasıdır dedim. Duşunduler bir sure, birbirlerine bakındılar. Biz İtalya'yı cok iyi biliriz. Yanlışınız olmasın. Napoli'nin boyle bir kazası yoktur.

Siverek İtalya'da olsa bileceklerdi. Siverek Urfa'nın bir kazasıydı. Urfa'da Turkiye'de bir şehirdi.

Bizim memleketin insanları iyidir, akıllıları coktur; İtalya'yı bilirler, Fransa'yı bilirler. Cinistanı, Falanistanı bilirler, lakin kendi yurtlarını bilmezler. Dunyanın ote ucundaki ulkelerin yardımına koşmak icin can atarlar. Bilmem nerde ki deprem icin yırtınırlar, Varto depremi olunca "bunlar adam olmaz" diye yardım etmekten yuksunurler. Ote diyarların insanları icin şiirler yazar, onlar icin ağıt yakarlar. Falanistan koylusunun acısını anlatan kitaplar kapışılır, benim memleketimin insanlarına sırtları donuktur, onları gormezler, goremezler.

Onun icin ben de işin abecesini anlattım burada, toplumsal eşkıyalık nedir diye, cunku memlekette ahalinin hali hal değil, Amerika'nın tankı tufeği, Paris'in modası gundemdedir. Buradaki insanı batılıya anlatabilirsin, bilmez merak eder ve dinler cunku. Ama buranın akıllısı, bilmez, merak etmez, ne dersen bilmediği halde tersini soyler, bu halka da inanmaz cunku. Hangi değerden erdemden soz etsen, altında bir bit yeniği arar. Herhalde kendini iyi bildiği tanıdığı icin olmalı. Eşkıyalığı anlatıyorum, cunku onları filmlerimde anlattım.
(…)

"Hurriyet gazetesine ilan verin, o gelir, sizi bulur, telefon numarası da yazın".
Gulmuşler bana, İsvec'te yaşadığına yemin edenler var. Sabah kalktım, koğuş kapısı acıldı, gardiyan geldi,
"Yılmaz abi doktor bey sizi bekliyor, midenizi kontrol edecekmiş."
Bir şikÂyetim falan yoktu, goruş gunu falan değil, gittim, revire yonlendirdiler beni. Karşımda İhtiyar, hapishane mudurune bir gomlek getirmiş, doktora bir şişe viski, bir şişede bana, yoldan gecen bir adam gibi giyinmiş.

"Beni arıyormuşsun?"
"Demek okudun Hurriyet'i,"
"Yoook, doktor soyledi."
"Hangi doktor?"
"Ayıp ettin abi, beni ezme", yuzum kızardı, doktordan ozur diledim, anlamadım ben,
"Nedir ne değildir?"
"Ben İsvec'te yaşıyorum, Yılmaz. Oradan para buldum, Avrupa'dan Turkiye'ye gelen karayollarını, Turkiye'de E5'i boydan boya gecerek bir film cekiyorum, ekibimle geldim, Yılmaz'a uğramadan İzmit'ten gecilmez kuralına biz de boyun eğdik mecburiyetten, eli boş da gelinmez, bilirsin işte."



Sayfa Sayısı: 304

Baskı Yılı: 2013


Dili: Turkce
Yayınevi: Cadde Yayınları
Kitap Adı: Turkiye'nin Ruhu - Direnmenin Trajedisi 3 Yazar: Zahit Atam Yayınevi: Cadde Yayınları İlk Baskı Yılı: 2013 Dil: Turkce Barkod: 9786058606616