
Gerceğin rengini gormeyi, tadına bakmayı, sesini duymayı vadediyor Yılmaz Guney, Soba, Pencere Camı ve İki Ekmek İstiyoruz romanında. Her fırsatta “Hırsızın hic mi sucu yok?” diye soranlara; sucu, sucluyu ve suc psikolojisini anlatıyor. Yoksul mahallelerin, caresiz insanların, tacizi ve uyuşturucuyu daha el kadarken oğrenen cocukların romanı bu. Her satırında dil işciliğinin lezzetini alacağınız roman dunun dunde kalmadığını, bakmasını bilenler icin gerceğin hep orada olduğunu fısıldıyor bize.
“Evet, zengin evlerini soyacaktı bir gun. Yoksul evlerinde calınacak ne vardı ki? Hep onları soyacaktı. O zaman yakaları kurklu kalın kaputlardan giyecekti. Kalın yun kazaklar giyecekti. Altı kaucuk, ayağı ısıtacak ayakkabılar giyecekti. Boynunu sıcak tutacak uzun yun atkılara sarınacaktı. Babasına, annesine ne isterlerse alacaktı. Babasına goz alacaktı, takma bir goz. O zaman kimse anlamayacaktı babasının tek gozlu olduğunu. Bacısına da alfabedeki kız cocuklarının giyindiği renkli, guzel giysilerden alacaktı. Annesini zengin evlerine temizliğe gondermeyecek, mezarlık bakımını da bıraktıracaktı.”
(Tanıtım Bulteninden)
Kitap Adı: Soba Pencere Camı ve İki Ekmek İstiyoruz Yazar: Yılmaz Guney Yayınevi: İthaki Yayınları Hamur Tipi: 2. Hamur Ebat: 13,5 x 21 İlk Baskı Yılı: 2019 Baskı Sayısı: 1. Basım Barkod: 9786053759614