Genel anlamda anksiyete kaygı, sıkıntı, bunaltı, endişe olarak adlandırılır. Anksiyete yaşayan kişi bu durumu "kotu bir şey olacakmış hissi", "hoş olmayan bir endişe hali" ya da "nedensiz bir korku" şeklinde ifade eder. Anksiyete bozuklukluğu ise somatik belirtilerin de eşlik ettiği, normal dışı, nedensiz bir tedirginlik ve korku hali olarak tanımlanabilir. Somatik belirti olarak kast edilen, hicbir fizyolojik neden olmamasina rağmen kişinin ishal, baş ağrısı, karın ağrısı gibi şikayetlerinin olmasıdır. Anksiyete koruma ve adaptif işlevi olan normal bir duygu durumudur, olası tehlikeleri haber verip onlem alınmasını sağlar. Cocuklar ve ergenler yetişkinler gibi korkularını sıkıntılarını tanımlayıp bildiremezler ve boyle bir durumla karşılaştıklarında yetişkenlerden farklı şekillerde tepki gosterirler (orneğin, ağlama, sinirlilik, ofke nobetleri, somatik belirtiler). Bu nedenle cocuklarda gozlemlenen anksiyete sayesinde onların sıkıntıları yada rahatsızlıkları fark edilir.
Cocuklarda cok sık gorulen korku ile anksiyeteyi ayırmak cok onemlidir. Korku kaynağı belli, dıştan gelen bir etki ile gercekleşir ve verilen tepki herzaman kesindir. Yani cocuğun "korku tepkisi" belirli bir nesneye karşı ise ve o nesne herzaman aynı şekilde reaksiyon alıyorsa buna korku diyebiliriz. Cocuğun evrimsel donemine gore korktuğu şeylerde değişir. On ikinci aydan itibaren yabancılardan, garip yerlerden ve yuksekten korkma başlayabilir. Okul oncesi cocuklar yalnız kalmaktan, karanlıktan, hayvanlardan ve hayali yaratıklardan korkabilirler. Okul cağı cocukları doğa ustu guclerden, değerlendirici ya da sosyal durumlardan, doğal afetlerden hastalık ve kazalardan korkarlar. Korkular kişinin yaşına uygun olmayan şekilde gercekleşmeye başlarsa bu duruma "fobi" denir. Anksiyete ise korkulara gore daha hayatın icine yayılmıştır. Nedeni belli değildir yada nedeni korkuda olduğu gibi dış nedenler değil icsel nedenlerdir. Bu sebepten dolayı, kaynağının araştırılması gerekir.
Belirtiler
Benlik algısında duşme Sulu dışkı Aşırı terleme Titreme · Bulantı · Baş ağrısı Karın ağrısı · Bağırsak sendromu Sık idrara cıkma Huzursuzluk Carpıntı · Bayılma Ellerde uyuşma Tırnak yeme · Parmak emme Sinir/ofke nobetleri Tik/kekeleme Ağlama sosyal izolasyon sosyal işlevlerde yetersizlik akademik başarısızlık Butun bunların yanında bir cocuğa anksiyete bozukluğu tanısı koymak icin aşağıdaki semptomlardan en az birinin kaygı ve kuruntu semptomları ile birlikte 6 ay sureyle cocukta yoğun bir şekilde ile gozlemlenmiş olması gerekir.
Huzursuzluk, aşırı heyecan yada tasalanma Kolay yorulma Duşuncelerini odaklayamam ya da zihnin durmuş gibi olması İrritabilite, cabuk kızma Kas gerginliği Uyku bozukluğu (uykuya dalmakta yada uykuyu surdurmekte gucluk cekme yada huzursuz ve dinlendirmeyen bir uyku uyuma) Nedenler
Bağlanma problemi yada bağlanılan modelden ayrı kalma: Bağlanılan model coğunlukla anneler olmakla beraber bazen babalar veya her ikisininde olmadığı durumlarda nine ve dedelerde olabilmektedir. Bağlanılacak modelin olmaması ve bağlanılan modelden ayrı kalma ayrılık kaygısı bozukluğuna yol acabilmektedir. Aşırı korumacı bağlanma modeli: Bağlanma modelinin cocuğu kendi kaygısı nedeni ile surekli koruması ve yanından ayırmaması sonucu cocuğun yalnız kalmaktan ve tek başına bir iş yapmaktan kacınması durumudur. Anne cocuğun tek başına bir iş yapmasına izin vermediği ve yanından hic ayırmadığı icin, cocukta "ben tek başıma hicbir şey yapamam" anlayışı gelişir. Bu sebeple anne olmadığı zaman cocuk kaygılanır ve annenin yanından ayrılmaktan surekli kacınır. Aile ihmali · Boşanma, olum gibi stress yaratıcı olaylar Anne-babanın stressli olması Cocuktan aşırı beklenti Genetik faktorler: Anksiyete bozukluğu olan insanların birinci derecede akrabalarında, anksiyete bozukluğu olmayanlardan beş kat daha fazla gorulmuştur. Ayrılık Kaygısı Bozukluğu 7ay-6 yaş aralığında bağlanılan modelden yarı kalmaktan kacınma normal bir tepkidir. Fakat ayrılık anksiyetesicocuğun yaşına ve normal gelişimsel duzeyine uygun olmayacak şekilde 4 hafta surer ise buna "ayrılık kaygısı bozukluğu" denir. Bu durumdaki cocuklar yapışarak, ağlayarak, yalvararak ya da somatik yakınmalarda bulunarak ayrılığı engellemeye calışırlar. Korkunun altında yatan, bağlanma figurune ya da kendisine zarar geleceği ve bu şekilde surekli ayrılığı yaşayacağıdır. Bu durumdaki cocuklar annelerine yapışık yaşayan, ceşitli somatik nedenleri (baş ağrısı, karın ağrısı, bulantı, kusma gb.) bahane ederek okula gitmeye direnc gosteren yada okulda ağlayarak annelerinin onlarla birlikte okulda kalmalarını sağlayan cocuklardır. Ayrılık kaygısı bozukluğu olan cocuklarda kaygıdan dolayı akademik başarıda duşme, okulda arkadaşları ile vakit gecirmeme, sosyal faaliyetlere katılmama, arkadaşlarının evine gitmeme gorulur. Bu durumdaki cocuklar yalnız kalmaktan tedirgin olurlar, tek başlarına odada kalamazlar ve annelerine yapışık bir şekilde yaşamak isterler. Gece yalnız uyuyamazlar; şayet ebeveynlerin odasına gitmeleri yasaksa onların kapısının onunde uyudukları bile gorulebilinir, geceleri taşıdıkları bu korkuyu yansıtan kabuslar gorurler.


Hazırlayan Nevin Işık
__________________