Yanlışını, acı vermeden soyleyin

Ebeveynlere ''pozitif disiplin'' yontemiyle sorun cozme onerileri: Cocuğa ne kadar cok değerli bir insan muamelesi yapılırsa o kadar değerli bir kişi gibi davranır. ama bu demek değildir ki cocuğun her istediği yapılmalıdır; anne ve babasını seven cocuk, onları mutlu etmek ister. ebeveynleri ile kotu ilişkisi olan bir cocuk, onların isteklerini onemsemez; cocuğunuz yanlış bir şey yaptığında bunu ona bildirmeniz gerekir ama bu acı vermek yoluyla yapılmamalıdır...



Cocuk eğitimi ve dil gelişimi konusunda ABD ve Japonya'da calışmalar yuruten Yasemin Yusufoff, ABD başta olmak uzere bir cok ulkede uygulanan ''pozitif disiplin'' yontemiyle cocuklarda sağlıklı bir gelişim sağlanabileceğini bildirdi.

Yusufoff, ''Cocuğa ne kadar cok değerli bir insan muamelesi yapılırsa o kadar değerli bir kişi gibi davranır. ama bu demek değildir ki cocuğun her istediği yapılmalıdır'' dedi.

Yasemin Yusufoff, cocuğa kotu davranmanın ve sozlu ya da fiziksel şiddet uygulamanın gelişimini ve ilerideki başarısını negatif şekilde etkilediğini soyledi.

Cocuğa sabırlı, destekleyici ve pozitif bir şekilde yaklaşmanın ise gelişimini ve ilerideki başarısını pozitif şekilde etkilediğini bildiren Yusufoff, bunun icin ABD'de ''Pozitif Disiplin'' adı verilen ebeveynlere yonelik bir eğitim modeli uygulandığını belirtti.

Cocuklara yalan soylemek, korkutmak, bağırmak, kotu davranmak, dovmek, duygularını incitmek, kandırmak, cezalandırmak, zorla yemek yedirmek ya da uyutmak, uzun sure susmalarını istemek, onları terk etmek ya da evden atmakla tehdit etmenin cocukların eğitiminde başvurulan buyuk yanlışlar olduğuna işaret eden Yusufoff, şu uyarıları dile getirdi.

''Bir cok anne-baba cocuklarını yetiştirmek icin kendi cocukluk deneyimlerini kullanır. Anne-babalarında, cevresindeki ailelerle arkadaşlarında gordukleri modelleri uygularlar. Cocuğun davranışlarının yonetimi, iş ve sorumlulukların cocuklara yuklenme şekilleri aileden aileye farklılık gosterir. Cocuklar nasıl davranacaklarını kendilerine bakan yetişkinleri izleyerek, dinleyerek ve onlarla konuşarak oğrenir. Davranışlarında yetişkinlerin sırf kendilerine yonelik davranışlarını değil, başkalarına karşı davranışlarını da temel alırlar.''

Cocukların değerlerini soylenenlerden daha cok uygulamalardaki gozlemlerine gore oluşturduklarını ifade eden Yusufoff, bu nedenle ebeveynlik eğitiminin cok onemli olduğunu soyledi.

Butun cocukların guvenli, oturmuş, sevgi dolu ortamlara ihtiyac duyduklarını anlatan Yusufoff, şoyle devam etti:

''Cocuğa ne kadar cok değerli bir insan muamelesi yapılırsa o kadar değerli bir kişi gibi davranır. Ama bu demek değildir ki cocuğun her istediği yapılmalıdır. İşin ilginc tarafı, aile yonetimini ele gecirmiş cocuklar da cok problemli olur. Anne-babaların cocukla guclu bir bağının olması cok onemlidir. Anne ve babasını seven cocuk, onları mutlu etmek ister. Ebeveynleri ile kotu ilişkisi olan bir cocuk, onların isteklerini onemsemez, davranışlarını duzeltmez.''

Yusufoff, kızgınlık ya da kırgınlık gibi negatif duygular yaşayan cocukların sakinleştirilmesi icin şu yontemlere başvurulmasını onerdi:

''-Cocuğunuzla yumuşak ve nazik bir ses tonuyla konuşun.
-Cocuğunuza bir stres topu ya da cekiştirebileceği bir oyuncak verin.
-Cocuğunuza sakız verin. Sakız ciğnemenin sakinleştirici bir etkisi vardır.
-Cocuğunuza emebileceği bir şeker ya da lolipop verin. Emmek de sakinleştirir.
-Yavaş ve derin soluk alıp vermesini soyleyin.
-Cocuğunuza sakinleşme tekniğini oğretin. Ofkelenince 1-2 saniye dursun, guzel şeyler duşunsun ve 3'e kadar saysın. Sakinleşip soruna cozum bulunca tekrar iletişime gecsin.''

Cocuk yaramazlık yaptığında sinirlenen duzgun duşunemeyen ebeveynlerin doğru kararlar veremediğini, bunun da cocuğun davranışını daha kotu etkilediğini belirterek, boyle bir durumda ofke nobeti yaşayan ebeveynlere de şu onerilerde bulundu:

''-Bir bardak su icin. Beyindeki kortizol seviyelerini duşurmuş olursunuz. Bu sakinleşmenizin en hızlı yoludur.
-Yabancı dilde 10'a kadar sayın ya da en sevdiğiniz yemekleri duşunun. Kuzenlerinizin isimlerini ya da gitmek istediğiniz yerleri sayın. O anda sizi ne rahatsız ediyorsa, ona odaklanmamak icin beyninizi farklı bir amacla calıştıracak bir şeyler duşunun.
-Sakin bir odaya gidin, biraz sakinleşmek icin orada kalın. Cocuğunuz kucuk ise ilk once emniyetli bir yere yerleştirin. Daha buyuk cocuğunuz yanınıza gelmek istiyorsa biraz sakinleşmek icin zamana ihtiyacınız olduğunu soyleyin.
-Sizi sakinleştirecek bir şeyler yapın. Cay icin, muzik acın, kitap okuyun, arkadaşınızı ya da eşinizi arayın.
-En sevdiğiniz yeri hayal edin.
-Cocuğunuzun en iyi taraflarını hatırlayın.
-Dışarı cıkıp biraz hava alın.
-Bağırmak istiyorsanız, başka odaya gidip bağırın. Duvarlara bağırmak cocuklarınıza bağırmaktan iyidir. Ayrıca duşunun, sizi bu kadar sinirlendiren gercekten cocuğunuz mu yoksa başka bir şey mi?''

''ACI VERMEDEN YANLIŞINI SOYLEYİN''
Cocuklara kotu davranmanın cocuklardaki fiziksel, psikolojik ve davranışsal zararları hakkında cok sayıda araştırma yapıldığına işaret eden Yusufoff, Amerikan Padiatri Birliği'nin, ''cocuğa fiziksel ya da duygusal acı verecek her turlu cezalandırma şeklinden uzak durmayı'' onerdiğini soyledi.

Yusufoff, ''Cocuğunuz yanlış bir şey yaptığında bunu ona bildirmeniz gerekir ama bu acı vermek yoluyla yapılmamalıdır. Cocuk kac yaşında olursa olsun, her turlu fiziksel cezalandırma ya da bağırmaktan kacınılmalıdır, cunku bunlar fayda yerine zarar verir'' dedi.

Cocuğa fiziksel ceza uygulandığında etkisinin hemen gorulmesi ve problemin hallolmuş gibi gozukmesine rağmen, bunun tam tersi sonuclar doğurduğunu ifade eden Yusufoff, ''Oysa cok buyuk bir ihtimalle problem tekrarlanacak, bu sefer aynı dozda fiziksel ceza işe yaramayacağı icin şiddet artırılmak zorunda kalınacaktır. Sonunda 'anne bana şununla vur' diye size terlik getirecek, fiziksel suiistimal boyutuna getirdiğiniz bir ilişki oluşacaktır'' şeklinde konuştu.

Aileleri tarafından kotu davranılan cocukların sosyalleşme yetenekleri, duygu ve durtu yonetimleri ve en onemlisi oz benlik tanımlarının bozulduğunu vurgulayan Yusufoff, zaman icinde bu cocukların ciddi uyum ve oğrenim sorunları yaşamaya başladıklarını, ayrıca bu cocuklarda akranlarıyla problemler, akademik başarısızlık, ağır depresyon, madde bağımlılığı ve suca yatkınlık da gorulduğunu soyledi.

Ebeveynlerin cocuklarıyla alay etmeleri, kucuk duşurme, korkutma ve tersleme gibi alcaltıcı turden mesajlar vermelerinin kendine guven eksikliğine, yuksek endişe duzeyine ve hatta intihara bile varan ''aşırı psikolojik acı''dan kacma girişimlerine sebep olabileceğini kaydeden Yusufoff, şu uyarılarda bulundu:

''Kotu muameleye maruz kalmış cocuklar, okulda ciddi disiplin problemleri ile karşı karşıya kalırlar. Uyumsuzlukları, isteksizlikleri, ve bilişsel yetersizlikleri akademik başarılarını etkiler ve daha sonraları hayatta başarılı olmalarını zora sokar. Aynı zamanda, bulundukları ortamdaki sosyal işaretleri yanlış değerlendirirler ve istedikleri olmayınca duşunmeden ani ve olgunlaşmamış tepkiler gosterirler. Bu tur davranışlar diğer cocukların onlardan uzak durmasına sebep olur. Bu da doğal olarak negatif bir kısır dongu oluşturarak sosyalleşmelerini daha da yavaşlatır. Zamanla dışlanan cocuk, hissettiği acıyı kendisine doğru cevirir. Bu da onu uzgun ya da kendinden nefret eder bir hale donuşturur ya da acıyı dışa doğru yonlendirir. Bu durumda agresif ve hatta suca yatkın davranışlar sergiler. Eğer mudahale edilmezse, bu tur cocuklar genellikle marjinal cocuklarla arkadaşlık eder.''

Yusufoff, cocuklara yonelik olumsuz davranışların yol actığı sorunlara ilişkin yapılan araştırmalarla ilgili de şu bilgileri verdi:

''-Fiziksel cezalandırma (dayak, darbe gibi) ne kadar fazlaysa cocukta gorunen psikiyatrik bulguların seviyesi o kadar fazladır ve yetişkin olarak genel durumları o kadar kotudur.
-Fiziksel istismara uğramış cocuklar, okulda ağır ve yaygın akademik ve sosyo-duygusal sorunlar yaşar. Sağlıklı olanlara gore, başarmak istedikleri meslekler icin daha az caba gosterirler ve başarma hevesleri daha azdır. Akranlarıyla iletişimde bulunmak icin daha az pozitif adım atar ve daha fazla negatif davranışta bulunur. Oğretmenler genellikle istismara uğramış cocuklarda davranış bozukluğu gozlemler.
-Kucuk yaşta suiistimal, mahrumiyet, ihmal, fakirlik ve travma gibi sıkıntılar yaşayan cocuklarda, ileri yaşlarda davranışsal, duygusal ve sosyal problemler yaşama riski artar.''

Cocuklara fiziksel ceza vermenin, ''Daha buyuk biri, daha kucuk birine guc ile istediğini yaptırabilir, kızgın ya da ofkeli olmak guc kullanmayı haklı kılar'' şeklinde yanlış izlenimler doğurduğunu anlatan Yusufoff, ''Boyle bir cocuğun kafasında sevgi ile şiddet arasında bir ilişki kurulur. Cocuklar ne kadar fiziksel şiddete uğrarsa, yetişkin olunca o kadar sinirli olurlar, kendi cocuklarına şiddet uygularlar, evliliklerinde problem olduğunda eşlerine karşı şiddet kullanmaktan kacınmazlar ve şiddet kullanımını onaylarlar'' diye konuştu.
__________________