Doğum icin hastaneye gittiğinizde once doğumun gercekten başlayıp başlamadığını anlamak icin vajinal muayene yapılır. Bu muayenede ağrılarınızın ne zaman başladığı ve suyun gelip gelmediği sorulur. Bu nedenle ağrılar başladığında ve su geldiğinde saate bakmanızda yarar vardır.
Doğum başlamışsa yatış işlemleri yapılır. Serum takılır ve gerekirse lavman yapılır. Tansiyon kontrol edilir. Kasılmaların şiddetini ve bebeğin kalp atışlarını gormek icin tokogram denilen bir alete bağlanırsınız.
Doğum ağrılarını genel olarak başlangıcta hafif, sonralarını ise şiddetli adet sancılarına benzetebiliriz. Bu ağrılar kasılma ve karında sertleşmeyle hissedilir. Bu kasılmaların şiddeti ağrı eşiği denilen ve her birey icin farklı olan sınırı gecince ağrı hissedilir. Bazılarının ağrı eşiği duşuk olduğu icin doğumun cok erken doneminde ağrı hissetmeye başlar ve ona gore doğum cok uzun ve ağrılı bir deneyimdir. Bazılarında da ağrı eşiği yuksektir, ağrıları gec hisseder, ona gore de doğum kısa surer ve kolay olur. herkesin ağrı eşiği farklı olduğu icin her kadının doğumu kendine ozeldir.
Ağrı eşiğini etkileyen ceşitli faktorler vardır. Bunlardan biri cevre etkisiyle oluşan korkudur.Korku - stres - ağrı - korku - stres - ağrı.......Korku strese, stres ağrıya ağrı tekrar korkuya neden olur. Bu uclu zincir bu şekilde devam ederse ağrı olduğundan daha şiddetli hissedilir. Ağrının daha az hissedilmesini sağlamak icin bu zincirin kopması gereklidir.
"Korkuyu yenmek icin normal bir gebelik ve doğum nasıl olur?" konusunda gebenin bilgilenmesi gerekir. Bu, hamile eğitim kurslarına katılarak, konuyla ilgili yayınlar okuyarak sağlanabilir. Korku ortadan kalkınca zincirin diğer iki halkası kendiliğinden kopar ve ağrı daha az algılanır. Bu konudaki calışmalarda gebelik, doğum ve doğum sonrası bebek bakımı hakkında bilgilendirilmiş hamile kadınların daha az sorun yaşadıkları tespit edilmiştir.
Ağrılar sırasında doğru nefes alıp-vermek anne ve bebek icin cok onemlidir. Bu sayede anne ağrıyı daha az hisseder, ayrıca kasılmalar sırasında bebeğe giden kan miktarı azaldığından, duzenli nefes alıp vermek bebeğe giden oksijen miktarının artmasını sağlar ve enerjiyi arttırır.
DOĞUMUN 1 NCİ EVRESİ Gebelik boyunca kapalı olan rahim ağzının bebeğin doğabilmesi icin kasılmaların yardımıyla tam acılmasına (10 cm) kadar gecen suredir. Bu evre doğumun en uzun evresidir (yaklaşık 8-10 saat). Ancak gebe kadının sancılarını fark etmesinden cok once kasılmalar başladığından ve bazı gebelerin ağrı eşiği yuksek olduğundan, gebe sancısını fark ettiğinde bu evrenin bile surmesini gecirmiş olur. Bu donem pasif ve aktif donem olarak ikiye ayrılır.
a.Pasif donem: Doğumun ve birinci evrenin en uzun suren donemdir. Bu donemde ağrılar seyrek ve daha hafiftir. Bu donem ilk doğumu olan gebelerde daha uzun surer. Birkac saatten bir iki gune kadar surebilir. Bu donemde eğer başka bir belirti yoksa hastaneye gitmek gereksizdir.
b.Aktif donem: Rahim ağzı yaklaşık 3 cm acıklığa ulaştıktan sonra başlayan donemdir. Bu donemi kadın, ağrılarının sıklaşmaya ve şiddetinin artmaya başlamasıyla fark eder. Bu donemde ağrılar yaklaşık 5 dakikada bir gelmeye başladıktan sonra hastaneye gidilmelidir. Ancak bu donemde suyun fazla gelmesi, ne olursa olsun kanamanın olması ya da normal olmayan herhangi bir durum fark edildiğinde ağrıların sıklığına bakılmaksızın hemen hastaneye gidilmelidir.
Birinci evrenin sonuna doğru yani rahim ağzı 8-9 cm acıldığında sancılarla birlikte gebe kadın ıkınma da hisseder. Eğer doğumu yaptıracak hekim izin verirse kadın ıkınabilir. Vaktinden once ıkınma doğumu uzatabilir.
DOĞUMUN 2 NCİ EVRESİ VE IKINMA TEKNİĞİ
Rahim ağzının tam acılmasından bebeğin doğumuna kadar gecen suredir. Bu sure yarım ile iki saat arasındadır. Bu donemde kadının kuvvetle ıkınması sureyi kısaltır. Ikınma, tekniğe uygun olursa etkilidir. Aksi halde sadece annenin yorulmasına neden olur. doğumun bu donemi annenin aktif olarak doğuma katıldığı bir donemdir.
Ikınma Tekniği: Ikıntılı ağrılarda ağrının en guclu olduğu sırada gebe kadının derin bir nefes alarak bu havayı dışarı vermeden ağzını kapatarak kuvvetle ıkınır. Ikınırken kalca ve bel "C" pozisyonunda, ceneyi goğse dayayarak tum gucuyle makatına doğru ıkınarak bebeği iter. Ikınma ağrı boyunca devam etmeli, ağrı gecince ıkınmamalı ve gevşemelidir. Bebeğin başı doğarken gebeye ıkınmaması soylenir, ancak ıkınma hissi devam etmektedir. Ikınmayı onlemek icin ağız acılarak kuvvetli bir şekilde kısa nefesler alıp verilir.
Bebeğin başı doğduğunda doktor rahat nefes alabilmesi icin bebeğin ağzını ve burnunu siler. Bebek başı doğduğunda yuzu yere doğrudur. Omuzların doğabilmesi icin başını annenin sağ ya da sol bacağına doğru cevirir.
Bu donuşten sonra doktor bebeğin başından tutup hafifce cekerek bir omzunu, sonra diğer omzunu cıkarır ve vucudunun doğmasını sağlar. Bebekler normalde doğar doğmaz nefes almaya ve ağlamaya başlarlar. Bebek doğduktan sonra 2-3 cm´lik mesafeden gobek klempi takılır, gobek kesilir ve eğer uygunsa emzirmesi icin anneye verilir. Emzirme sırasında salgılanan hormonlar nedeniyle plasentanın ayrılması da sağlanabilir. Bebeğe ve anneye kimlik tesbiti icin kol bantları takılır, bebeğin ayak izi alınır. Bu esnada annelerde uşume ve titreme olabilir, bu durum normaldir, birkac dakika icinde gecer.
DOĞUMUN 3 NCİ EVRESİ
Bebeğin doğmasından sonra plasentanın doğmasına kadar gecen suredir (30 ile 45 dakika). Plasenta cıktıktan sonra tam olup olmadığı kontrol edilir. Rahim icinde plasenta parcası kalırsa kanama ve enfeksiyona sebep olur. Kesi yapılmışsa dikişi yapılır. Genellikle anneler bu evrede buyuk bir rahatlık, mutluluk ve yorgunluk hissederler. Daha sonra annenin temizliği ve kanama kontrolu yapılır ve odasına cıkarılır. ılk birkac saat kanama kontrolu, tansiyonu, nabzı ve diğer bulgularına bakılır. Bu esnada doğumhanede bebeğini emzirememişse odasında bebeğini sevebilir ve emzirebilir.
Op.Dr. Şerife Şeniz Supurtulu
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
__________________
Normal doĞumda hastanede yapilanlar
Kadınca0 Mesaj
●21 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Hayatın İçinden
- Kadınca
- Normal doĞumda hastanede yapilanlar