Her ailede zaman zaman yaşanan veya yaşanma ihtimali olan eşlerin arasındaki anlaşmazlık ozellikle kucuk yaşlardaki cocukları etkiler. Hele ki tanık olduğu ilk tartışma cocuk icin sarsıcı olabilir.

Dalgınlık ve gece korkuları şikayetiyle Prof. Dr. Atalay Yorukoğlu'na goturulen 8 yaşında bir kız cocuğu bunun iyi bir orneklerinden biri. Şikayetleriyle getirilen kız cocuğunun ailesiyle yapılan goruşmelerde; bir gece yarısı kızın buyuk bir gurultuyle uyanıp anne ve babasının kavgasına tanık olduğu ortaya cıktı.Once korkup ağlamış; sonra yatırılmış ve uykuya dalmış. Tartışma bir daha yinelenmemiş. Ancak kucuk kız ilk kez tanık olduğu bu olaydan sonra anne ve babasının her an ayrılabilecekleri korkusuyla yaşamaya başlamış uykuya dalmaz olmuş. Her gece 'korkuyorum' diye anneyle yatmakta direnmiş. Kuşkusuz bu bilincsiz davranışıyla anne ve babanın kavga etmesini onlemek amacını guduyordu. Bir sure once cok sevdiği bir arkadaşının anne ve babasının da ayrılmış olmaları kucuk kızın korkularını artırıyordu.

Gercekten eşler arasında suregiden kavgalarda cocukların dışa vuramadıkları en onemli duyguları anne babanın ayrılmasıyla kendilerinin ortada kalacağı korkusudur. Ayrıca kavgalara kendilerinin neden olduğu duygusuna kapılırlar. Aile kavgalarının onemli bir bolumunun cocuklar yuzunden cıktığı sonra da anne babanın kişisel kavgasına donuştuğu duşunulurse cocuklardaki bu sucluluk duygusu daha kolay anlaşılır.
Kimi evde cocuklar anne baba kavgasının icine bile sokulurlar; yan tutmaya zorlanırlar. Haksızlığa uğradığına inanan bir anne kızından ya da oğlundan yardım umar. Babaya karşı kendine ortak ve destek arar hatta daha ileri giderek; kavgalarında cocuklarından hakem rolu oynamasını bekler. Bu ise cocuğu bir yanı kayırıp obur yanı gucendirmek gibi bir cıkmaza iter. Her kavgasının sonunda azarlanan ve “Uslu dursaydınız babanız kızmaz ofkesini benden cıkarmazdı” sozlerini işiten cocuklarda; eziklik kırgınlık ve kendilerinin kotu olduğu duygusu yerleşir. Sanıldığının tersine bu duruma duşurulen cocuklardan coğu sinip bir koşeye cekilmezler. Tedirginliğin ve suclamaların sonucu olarak daha yaramaz ve hırcın olurlar. Ne olcude sevildiklerini anlamak istercesine anababanın katlanışını (sabrını) sınayacak davranışlarda bulunurlar.
Cocuklar eşler arasındaki kavgaya katmanın başka tehlikeli bir yonu de cocukların bilerek ya da bilmeyerek durumdan yararlanma yolunu secmeleridir. Babayı anneye anneyi de babaya karşı kullanarak istediklerini yaptırırlar. Ya da onları karşı karşıya getirerek gecimsizliğin bir kısır dongu icinde surup gitmesine neden olurlar.
Cocuk; ofaaai de sevgi ve hoşgoruyu de evde gorerek yaşayarak oğrenir. Sevgi acıma anlayışlı olma gibi duygular oğutlerle aşılanabilir nitelikler değildir. Ancak annebaba ornek alınarak yavaş yavaş geliştirilir. Cocuğun cevresinde hep tatlı dil guler yuz gormesi gerekir diye bir kural yoktur. İnsanca duygular olan kızgınlık ofke gibi olumsuz duyguları da tanımalıdır. Ancak cocuk bu olumsuz duyguların nasıl dizginlendiğini nasıl uygarca dışa vurulduğunu da evinde oğrenir. Saldırganlığını sınırlamayan bir baba ya da ofke sacan bir anne cocuğuna olculu olmayı oğretemez.
Bu bakımdan sanıldığının tersine aile ici tartışmalarının cocuklardan gizli yapılması onemli değildir. Cunku bir ev icinde cocuklardan pek az şey gizlenebilir. Cocuklar icin orseleyici olan tartışılan şu ya da bu konu değil anababa ilişkisinin bozulmasıdır. Ancak ozel konuların ortalıkta tartışılması da elbet sakıncalıdır. Cığrından cıkmayan uzlaşmayla biten tartışmalar cocuklar icin oğretici ve yararlıdır. Olumsuz duyguların acıklanmasıyla ilişkinin bozulmadığını sevginin azalmadığını goren cocuğa guven gelir.

Aşağılaycı suclamalar ve dayakla birlikte sık yinelenen karı koca kavgaları cocukları orseler. Her tartışmanın kavgaya donuştuğu ayrılmalar ve evden gitmelerle sonlandığı ailelerde cocukların ruhsal sağlıkları uzun sure yerinde kalamaz. Kocanınbaşka kadınlarla surup giden ilişkisi aile gelirini tuketecek kadar ileri giden kumar babanın sağlığını bozan icki evde dirlik duzenlik komaz. Bu ortamda cocuklar şaşkın tedirgin ve caresiz kalırlar. İcleri kızgınlık duşmanlık duyguları ve kotumserlikle dolar. Gecici ve kalıcı ruhsal sorunlar geliştirirler. Okul başarıları duşer. Erkek cocukların davranışları bozulur. Kız cocukları ise korkak kuruntulu ve kaygılı olur. Evlilikten korkarark buyurler. Ya anne baba arasında kalır ya da birine sığınmak isterler. Yan tutmaya zorlandıkca bocalar sucluluk duygusuna kapılırlar. Tutunacak dal kalmadığını gordukce guven duyguları sarsılır ve annebabanın sevgisinden kuşku duymaya başlarlar.
__________________