
Taşın boyanmasıydı adet olan, sıra boyamalara geldi. Yontucunun, kullandığı boyalara guveni sonsuzdu. Asırlarca dayanacaklarını, solmayacaklarını, bambaşka renklere donuşmeyeceklerini biliyordu. Kimi bir deniz kabuğunun, kimi bir comlek parcasının icinde karıştırdı renkleri. İstese, sonsuz sayıda renk elde edebilirdi. İstemedi. Kimi ic acıcı, kimi kasvet verici, ama hepsi de canlı ve kalıcı renklerle yetindi. Gozlerini karla hic ovmamış kadınların ulkesinde buz mavisi, yağmur grisi gibi, kar beyazının da adı olmazdı elbet ama renklerin en zor olanı, kendisinden başka butun renkleri yutanı, renksizlik kılanı, goz yakıcı ciğ beyaz bile onun duvar resimlerinde yumuşadı, uysallaştı. Hacmini buldu, boyun eğdi, renklerden bir renk oldu. En cok da bir yıldız ırmağının uzerinde akan lacivert gokyuzunun altında guzel durdu. Cunku kralice her defasında yıldızlı gok altında beyaz bir elbise giyiyor oluyordu. Yontucu her şeyi ustun bir gercekcilik duygusuyla tamamladı. Tasvirleri arasında bu gercekcilikle bağdaşmayan tek sahne, lacivert ırmağın burgaclı dalgaları arasına saldığı, batacağı ya da yol alacağı zamanın tek anlık aynasından belli olmayan taş geminin uzerine kaldı. Onun da tek yolcusu vardı
İnce Kapak:
Sayfa Sayısı: 248
Baskı Yılı: 2016
e-Kitap:
Sayfa Sayısı: 134
Baskı Yılı: 2016
Dili: Turkce
Yayınevi: Timaş Yayınları
Kitap Adı: Cam Irmağı Taş Gemi Yazar: Nazan Bekiroğlu Yayınevi: Timaş Yayınları İlk Baskı Yılı: 2006 Dil: Turkce Barkod: 9789752634787