
Her şey bulanık, sayfalar, renkler, insanlar, yuzler, her şey. Aynadaki buğu silindikce yuz bir kat daha bulanık, sevmeyi inatla deneyen insan, ışığın duştuğu renk, harflerin birbirine girdiği sayfa, hepsi.
Baktığı ve gorduğu arasında bir yerde debelenip duruyor herkes. Ne gerceği yoklamak mumkun oluyor ne de kalbi tartmak. Kendimizi bulmak istiyoruz ama cok kalabalık. Ustelik gozlerimiz bozuk değil dunya bulanık.
Bulent Yıldız, Hilkat ile Garibe romanıyla hepimizin ihtiyacı olan bir arayışa cağırıyor okuru. Ustelik oyun oynayarak, ironiden vazgecmeden ve usul usul yapıyor bunu.
“Her şeyi bilen olarak hayata gozlerini acan insan, her şeyi unutan olarak hayata gozlerini kapar. Doğarken ruhumuzda, benliğimizde ve genlerimizde olan bilgileri, sesleri ve nefesleri yaşlılığa doğru yol aldığımızda birer birer duşurup arkamızda bırakır, sonra arkamızda bıraktıklarımızı da unutup kaybeder, her şeyken hice doğru devriliriz. İşte duşurup kaybettiğimiz o şeyleri adına hayat denilen tuhaf şey alır, bağırsaklarında oğutup kendine ait kılar ve sonra karşımıza zaman olarak cıkarıp onu da bize karşı kullanır. Aslında başlangıcta bir hictir hayat. Ama bizden caldıklarıyla bir anda her şey oluverir.
(Tanıtım Bulteninden)
Kitap Adı: Hilkat ile Garibe Yazar: Bulent Yıldız Yayınevi: İthaki Yayınları Hamur Tipi: 2. Hamur Sayfa Sayısı: 220 Ebat: 13 x 19,5 İlk Baskı Yılı: 2020 Baskı Sayısı: 1. Basım Dil: Turkce Barkod: 9786257913614