Karanlığın kac dil bildiğini oğrenmeye, kedilere ve delilere yetmiyor aklımız. Bir şarkı tırnaklarını tam da sağalır diye umduğumuz o yaraya geciriyor. Bu sefer kar bizi kuruyor, şehvet etimizle coğalıyor, babalar olmeyi herkesten daha iyi biliyor. Yeniden başlamak istiyoruz karanlığa, sonra kedilere ve delilere. Bir şarkı daha soylesek diyoruz, bir mevsim daha gecse. Olmuyor. Olum, dayamış ağzını sol mememize, sutten kesilmemizi bekliyor.
Jale Sancak, Lodosla Gelen'deki oykulerle hep oralarda olsalar da artık gormeye gucumuzun yetmediklerini anlatıyor bize. Kızmadan, bağırmadan, parmak sallamadan yapıyor bunu ustelik. Zengin ve bereketli bir uslupla soyluyor her şeyi.
"Mor yelkovanın ardından giden kadının hikÂyesini hatırladı birden, ici sızladı, hanidir yureğine uğramayan bir duyguyla sarsılarak dokundu dalgaların getirip bıraktığı kıpırtısız, yaralı bedene. Kadın gozlerini araladı, kÂbustan sıyrıldı, uzerine eğilen Hatice'ye şaşkınlıkla baktı. Lodostan kalan koku, klarnetin kıvrak gezinişi, ruzgÂrın oralara dek taşıdığı bir vapur duduğu, martı sesleri aktı aralarından, yaşanacak nice Ânın sozleri... Kanca Cemil asılı kaldığı boşlukta, kadını kucaklamaya calışan kızına kıvancla gulumsedi. Besbelli sağaltacaktı Hatice onu. Lodosun hediyesini sarıp sarmalayacaktı."

(Tanıtım Bulteninden)


Kitap Adı: Lodosla Gelen Yazar: Jale Sancak Yayınevi: İthaki Yayınları Hamur Tipi: 2. Hamur Sayfa Sayısı: 112 Ebat: 13 x 19,5 İlk Baskı Yılı: 2020 Baskı Sayısı: 1. Basım Dil: Turkce Barkod: 9786257913720