Kalabalık. Birbirine benzemeyen milyonlarca yuz, ofke ve hayal kalabalığı. Yuzlerin değiştiği, ofkelerin bilendiği, hayallerin un ufak edildiği curuk dişlere benzeyen evlerin kalabalığı. Yuzyıllardır duyguları kamcılayan enstruman sesleri gibi birbirine karışsa da kimsenin beraber duymaya heves etmediği kadim dillerin kalabalığı. Yokuşların, merdivenlerin, pazarların, vitrinlerin, yamaların ve marka etiketlerinin kalabalığı. Byzantion, Nova Roma, Stanpoli, Dersaadet, Asitane, Kostantinopolis, İstanbul. Tarih boyunca aldığı isimlerle dahi kalabalık olan bu kenti, onun karmaşasını, birbirini ne gormeye ne de anlamaya calışan insanını, bizi de yanına alarak anlatıyor Jale Sancak Tanrı Kent’te.
“Adımlarım iyice ağırlaştı, hatırlamaktan nasıl yoruldum bilsen. Coktan teslim olmuş, komur kokan, sessiz, neşesiz sokaklar dağlıyor beni. O Haskoy, diyor kıyıya yuz suren dalgalar, susmuştur. Şiirinden Engin’in, huzun kalmıştır geriye, bir de inmeli ruhunu surukleyen kocamış meyhaneci. Beyaz cicekli bahceleriyle gecekondular, betonun iktidarına boyun eğmiştir. Bildiri dağıtan, afişe cıkan cocuklar… Onlar da.”

(Tanıtım Bulteninden)


Kitap Adı: Tanrı Kent Yazar: Jale Sancak Yayınevi: İthaki Yayınları Hamur Tipi: 2. Hamur Sayfa Sayısı: 176 Ebat: 13,5 x 19,5 İlk Baskı Yılı: 2020 Baskı Sayısı: 1. Basım Dil: Turkce Barkod: 9786257913010