Babalar kızlarına karşı daha sakinken, oğullarıyla olan ilişkilerinde daha baskın ve otoriter oluyor.

Kuşkusuz baba figuru tum kulturlerde guven ve otorite anlamına geliyor. Ancak babaların kız cocuklarına sergiledikleri tutumlarla erkek cocuklarına olan davranışları ciddi olarak değişiyor. Bir ilişki modeli sakinlik ve sukûnet uzerine kurulurken diğeri ciddi catışmalara sahne oluyor.

Peki, bu durum neden kaynaklanıyor? Uzman Psikolog Dilek Doğu yanıtlıyor.

Baba hem korur hem kollar. Destekleyicidir. Guven verir. Akıl danışılan, ornek oluşturan ve kural koyan kişidir. Oyle ki babanın varlığı cocuğun duygusal gelişimindeki en onemli etkenlerdendir.

Uzman Psikolog Dilek Doğu, “Cocuğun zihnindeki ideal baba, yaşamın her devresinde değişir ve gelişir. Bunlar; otoriter-baskıcı baba, izin verici, tutarlı-tutarsız, ilgisiz veya demokratik tutum şeklinde olabilir” diyor.

Baba-oğul ilişkisinin psikolojik boyutu edebiyata konu olmuş
Baba figurunu, erkek ve kız cocuklardaki tutum farklılıkları nedeniyle ayrı ayrı irdelemek gerektiğine değinen Doğu, erkek cocuklarla babaları arasındaki catışmaya dikkat cekiyor. Baba-oğul ilişkisinin psikolojisini edebiyatla bile keşfetmek mumkun diyen Doğu, “Babalar ve oğullar arasındaki catışma, antik ve cağdaş edebiyatın temel konularından ve sorunlarından biri olmuştur. Edebiyatta, korkulan ve alt edilmesi gereken bir otorite ve benzemekten olesiye korkulan bir ornek olarak ‘baba’ imgesine başvurulur. Ozellikle baba-oğul ilişkisindeki psikolojik olay ve olgulara, Dunya ve Turk Edebiyatı’nda sıklıkla rastlanır” diyor.

Turk Edebiyatı’nda da sancılı baba-oğul ilişkilerine yer verildiğini anlatan Doğu, “Namık Kemal’den Mehmet Akif’e, İlhan Berk’ten Ece Ayhan’a ve Cevat Şakir’e kadar edebiyatımızın onemli isimlerinin baba-oğul ilişkisini ele aldıklarını goruruz. İlginctir ki, coğu oyku yazarın kendi yaşamı ile de ilintilidir. Gelenekci – modern, doğu – batı gibi karşıtlıklar etrafında şekillenen bu baba-oğul ilişkisinin temel ozelliği; kopuk, gergin ve celişkili bir karakter catışması olarak surmesidir” diyor.

Babalar, oğullarını olduğu gibi kabul etmekte zorlanıyor
Baba – oğul arasındaki catışmaların, cekişmelerin her kulturde ve her devirde var olduğuna dikkat ceken Doğu, “Babalar, genellikle oğulları ile ozdeşim yaparlar ve onları kendileri gibi algılarlar. Bu nedenle cocuklarının kendilerinden cok daha ustun, başarılı, yetenekli ve neredeyse mukemmel olmalarını beklerler. Gercek oğullarla, idealize ettikleri oğullar ortuşmez. Bu yuzden de onların başarısızlıkları, olumsuz davranışları, hataları, kotu alışkanlıkları, babaları cok ofkelendirir, baskın ve otoriter tutumlarını saldırgan yonlerini ortaya cıkarır” diyor.

Babaların oğullarını olduğu gibi kabul etmekte zorlandığını oysa bu tutumun yanlış olduğunu anlatan Doğu, “Cocuk her şeyden once bir bireydir ve birey olduğu icin de yaşı kac olursa olsun saygıyı hak eder. Evlatların buyumelerine izin vermek, bağlı ancak bağımsız bir yetişkin olma surecinde olduklarını kabul etmek ve can kulağı ile dinlemek gerekir. Empati kurmak, arkadaşı olmaya calışmamak, kaliteli zaman gecirmek, isteklerine sınır koymak, fiziksel ve duygusal cezalar vermekten kacınmak ve koşulsuz sevgi vermek ilişkinin sağlığı acısından cok onemlidir” diyor.

Baba – kız ilişkisi bambaşka
Baba – kız ilişkisinin ise bambaşka geliştiğini anlatan Doğu, “Ozellikle 4 – 5 yaş civarında kızlar, babalarını anneleriyle paylaşmak istemeyebilir ve kıskanabilirler. Bu bir surectir ve kızların anneyi bir rakip değil de bir idol olarak gormesiyle sona erer” diyor.

Kızların eş secimlerinde, kuracakları aile yaşamında baba ile ilişkilerinin etkisinin buyuk olduğunu anlatan Doğu, “Ancak kızlar fiziksel veya davranışsal acıdan babalarına benzeyen erkekler kadar tamamen farklı ozellikleri taşıyan erkeklere de yonlenebilmektedir. Kızların ilişkileri geldikleri aileden cokca izler taşır. Baba figuru, her yaşta ve kulturde, kız veya erkek, her cocuk icin guven, destek, guc, saygı, duzen-disiplin ve sınır dinamikleri taşıyan cok onemli varlıktır” dedi.

Kaynak
__________________