
Doğduğumda, aydınlığın gecici, karanlığın kacınılmaz olduğunu hisseden her bebek gibi cığlık cığlığa saatlerce ağlamışım. Anneannem Zühre “Kaderini gormüştün zahir” dediğinde, yazgımın beni sevenlerce yazıldığını bilmiyordum. Sonraki sayfaları ise, tanıdık-tanımadık, yakın-yabancı, bildik-bilmedik kişilerin müdahaleleri doldurdu. İyilik taşıyanlar da oldu, acıyla sarsanlar da. Ama bu sabah tenimi yoklayan Azrail’inki kadar korkutucu değildi hicbiri...
Kendisini silahlı bir saldırının icinde bulan genc bir avukat, Demre. Cinayetlerin, korkuyla saklanan kadınların ve munzevi adamların dunyasına girip cıkan Demre’nin asıl aradığı, kendi gerceğidir. Darbe doneminden beri kayıp olan babasının ve kayıp cocukluğunun peşindedir. Belleği, eski yaraların ve babasından kalan sozlerin izinden gider: “Kızım kitapları kadim dostların belle, her gun hatırlarını sor mutlaka.”
Esra Kahraman, bu romanda, iki erkek arasında hayatının iplerini bırakmamaya calışan bir kadının, iki kent arasında sise bulanan bir hayatın ve iki dunya arasında gidip gelen turuncu bir zamanın hikÂyesini, sakin ve duru bir dille anlatıyor.
(Tanıtım Bulteninden)
Kitap Adı: Turuncu Zamanlar Yazar: Esra Kahraman Yayınevi: Ayrıntı Yayınları Hamur Tipi: 2. Hamur Ebat: 13 x 19,5 İlk Baskı Yılı: 2018 Baskı Sayısı: 1. Basım Barkod: 9786053142874