Cocuklar nasıl oluyor da bizim mukemmel ve karmaşık bir sistem olan konuşmamızı oğrenebiliyor ? Bu oğrenme surecindeki aşamalar nedir ve ebeveynlerin bunda nasıl bir payı vardır?
Şunu biliyoruz ki konuşmayı oğrenme doğumdan itibaren başlıyor. Cocuklar yetişkinlerin seslerindeki ritim ve melodileri dinliyorlar. Konuşanların yuzlerine cok dikkat ediyorlar. Konuşmanın sesi ile hareket eden dudakları kusursuzca eşleştiriyorlar. Ebeveynler icgudusel olarak cocuklara yavaş, cocuksu yumuşak ve tane tane karşılık veriyorlar; bu da cocukların bu eşlemeyi yapmalarını kolaylaştırıyor. Lisan cocukların duşunme kapasitesini şekillendiriyor. Zihinlerinde kavramları yorumlamalarını sağlar ve sonucta soyut duşunme gercekleşir. Cocuklar dili akıcı olarak kullanmaya başladıktan itibaren, oyunlarında hikayeler anlatmaya başlarlar, gelişimlerine uygun hikayeler uretirler.
Eğitim psikologu Jane Heal , tv ve gorsel medyanın en zararlı etkisinin dil (konuşma) uzerine olduğunu one surmuştur. Oncelikle gorsel medya ailelerin cocuklarıyla konuşmaya ayırdıkları zamanı dramatik olarak azaltıyor. Ortalama olarak Amerikan aileleri cocuklarıyla tam anlamıyla konuşmaya haftada sadece 38.5 dakika ayırıyor, buna karşılık cocuklar gunluk 3-4 saat televizyon karşısında vakit geciriyor. Cocuklar icin ozel hazırlanmış yavaş programlar bile ebeveynlerin cocuklarıyla karşılıklı hikayeler anlatması gibi olamaz. Cocuklar lisanın temel elemanlarını doğru olarak işitmede yetersiz kalırlar boylece dilin temel yapı taşlarını yanlış oğrenirler. Okula başladıklarında okumak icin gerekli lisan donanımına tam sahip değillerdir.
Eğer gorsel medya cocuklardaki dil gelişiminin duşmanı ise, buna karşı duracak en iyi etkinlik hikaye (masal) anlatmaktır. Bu eylem dili ve duşunceyi geliştirir. Problemleri cozmemizi, travmalara karşı koymamızı sağlar. Yaşanmış bir tecrubenin anlatılması cocukların -ve yetişkinlerin- hafızasını organize etmesine, zamanla kendilik duygularının gelişmesine yardım eder. Masal anlatma aynı zamanda kendi kulturumuzu anlatmanın bir yoludur ve onlara onemli hayat dersleri verir. Hangi karakter cocuklarımıza yabancı insanlara kapıyı acmamamızı, acmadan once kim olduğunu sormamız gerektiğini Avrupa masallarındaki "buyuk kotu kurt" kadar etkili anlatabilir?
Cocukların aileleriyle yaptıkları konuşma miktar ve kalitesi okumayı oğrenme başarısına en buyuk katkı sağlayan etkenlerden birisidir. Ne yazık ki tv ve diğer ekran medyası bu konuşma zamanının coğunu gasp etmektedir. Orneğin Kuzey Amerikalı ailelerinin %40' ı her zaman veya sıklıkla yemek sırasında tv izliyor. Bu bağlamda tv ve bilgisayar programları her genc izleyiciyi hatta cocuk ve bebekleri de icerecek şekilde pazar haline getirdi. Bazı aileler cocuklarının konuşma gelişimine yardımcı olacak teknolojiyi satın alıyorlar. Ama bu gorsel materyallerin erken dil gelişimini cocuk aile iletişiminden daha iyi sağladığını gosteren bir delil yok.
Aileler iyi bir konuşma gelişimi icin ne yapabilir:
Kuzey Amerika Cocuk Akademisi'ne gore 2 yaş altı cocuklara tv izlettirilmemeli. Cocuklarınıza hikayeler anlatın, bu sizin kendi cocukluğunuza gencliginize ait yaşadığız olaylar olabilir veya onların geleceklerine ait hikayeler olabilir. Emin olunki evinizde konuşmak icin cok zamanınız var. Cocuklar gerekli itinayı gostermediğinizi sezerlerse cabuk sıkılırlar.Ozel zamanlar secin, orneğin yatma zamanı gibi ki televizyon yada telefon sizi bolmesin.. (Alıntı)
__________________
CocuĞun dİlİ...
Kadınca0 Mesaj
●22 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Kadınca
- CocuĞun dİlİ...