Allah'ın en guzel isimleri anlamına gelen Esmaul Husna'yı oğrenebilir ve Allah'ın 99 ismini ezberleyebilirsiniz. Ek olarak Esmaul Husna'nın yani Allah'ın 99 isminin anlamlarını da sizlere paylaşacağız. Peki Esmaul Husna'daki isimler nelerdir, anlamları nedir? Allah'ın 99 ismi ve hepsinin anlamı.
[h=3]ESMAUL HUSNA (ESMÂ-İ HUSN&#194 NEDİR?[/h]İsmin coğulu olan "esmĂ‚" kelimesi ile "en guzel" anlamındaki "husnĂ‚" kelimesinin oluşturduğu bir sıfat tamlaması olan "esmĂ‚-i husnĂ‚", "en guzel isimler" anlamında Yuce Allah'ın butun isimleri icin kullanılan bir terimdir. Kur'an-ı Kerim'de, "Allah, kendisinden başka ilĂ‚h olmayandır. En guzel isimler O'na mahsustur." (TĂ‚hĂ‚, 20/8); "...En guzel isimler O'nundur. Goklerde ve yerde olanlar O'nun şanını yuceltmektedirler. O galiptir, hikmet sahibidir." (Haşr, 52/24) mealindeki Ă‚yetlerde ifade edildiği gibi en guzel isimler Allah'a mahsustur. Cunku butun kemal ve yetkinliklerin sahibi O'dur. O'nun isimleri en yuce ve mutlak ustunluk ifade eden kutsal nitelemelerdir.

Allah Teala'nın Kur'an'da ve sahih hadislerde gecen pek cok ismi vardır. Kul bu isimleri oğrenerek Allah'ı tanır, O'nu sever ve gercek kul olur. Kur'an'da, "En guzel isimler Allah'ındır. O hĂ‚lde O'na o guzel isimlerle dua edin..." (A'rĂ‚f, 7/180) buyrularak, esmĂ‚-i husnĂ‚ ile dua ve niyazda bulunulması istenmiştir. EsmĂ‚-i husnĂ‚nın birden fazla olması, işaret ettiği zĂ‚tın birden cok olmasını gerektirmez, butun isimler o tek zĂ‚ta delalet ederler: "De ki: İster Allah deyin, ister RahmĂ‚n deyin, hangisini deseniz olur. Cunku en guzel isimler ona aittir." (İsrĂ‚, 17/110)
[h=3]ALLAH'IN 99 İSMİ (ESMAUL HUSNA) NELERDİR?[/h]Allah'ın 99 ismi ve kısaca anlamı aşağıdaki gibidir:
Allah,Rahman (esirgeyen),Rahim (bağışlayan),Melik (buyrukları tutulan),Kuddus (noksanlıklardan arınmış),Selam (yarattıklarını selamette kılan),Mu'min (inananları guvenlikte kılan),Muheymin (hukmu altına alan),Aziz (ulu, galip),Cebbar (dilediğini zorla yaptırma gucune sahip olan),Mutekebbir (yegane buyuk),Halik (yaratıcı),Bari (eksiksiz yaratan),Musavvir (her şeye şekil veren),Gaffar (gunahları ortucu, mağfireti bol),Kahhar (isyankarları kahreden),Vehhab (karşılıksız veren),Rezzak (rızıklandıran),Fettah (hayır kapılarını acan),Alim (her şeyi bilen),Kabız (daraltma gucune sahip, ruhları kabzeden, can alan),Basıt (rızkı genişleten, omurleri uzatan),Hafıd (kafirleri alcaltan),Rafi` (muminleri yukselten),Muizz (yucelten, aziz kılan),Muzill (değersiz kılan),Semi` (işiten),Basir (goren),Hakem (hukmedici, iyiyi kotuden ayırt edici),Adl (adaletli),Latif (kullarına lutfeden),Habir (her şeyden haberdar),Halim (yumuşaklık sahibi),Azim (azametli olan),Gafur (cok affedici),Şekur (az amele bile cok sevap veren),Ali (yuce, yuceltici),Kebir (buyuk),Hafiz (koruyucu),Mugît (bedenlerin ve ruhların gıdasını yaratıp veren),Hasib (hesaba ceken),Celil (yucelik sıfatları bulunan),Kerim (cok comert),Rakib (gozeten),Mucib (duaları kabul eden),Vasi` (ilmi ve rahmeti geniş),Hakim (hikmet sahibi),Vedud (muminleri seven),Mecid (şerefi yuksek),Bais (oldukten sonra dirilten ve peygamber gonderen),Şehid (her şeye şahit olan),Hak (hakkın kendisi),Vekil (kulların işlerini yerine getiren),Kavi (guclu, kuvvetli),Metin (guclu, kudretli),Veli (muminlere dost ve yardımcı),Hamid (ovguye layık),Muhsi (her şeyi sayan, bilen),Mubdi' (her şeyi yokluktan cıkaran),Muid (oldurup yeniden dirilten),Muhyi (hayat veren, dirilten),Mumit (olduren),Hayy (diri),Kayyum (her şeyi ayakta tutan),Vacid (istediğini istediği anda bulan),Macid (şanı yuce ve keremi cok),Vahid (bir),Samed (muhtac olmayan),Kadir (kudret sahibi),Muktedir (her şeye gucu yeten),Mukaddim (istediğini one alan),Muahhir (geri bırakan),Evvel (başlangıcı olmayan),Ahir (sonu olmayan),Zahir (varlığı acık olan),Batın (zat ve mahiyeti gizli olan),Vali (sahip),Muteali (noksanlıklardan yuce),Berr (iyiliği cok),Tevvab (tovbeleri kabul edici),Muntakim (asilerden intikam alan),Afuvv (affedici),Rauf (şefkati cok),Maliku'l-mulk (mulkun gercek sahibi),Zu'l-celali ve'l-ikram (ululuk ve ikram sahibi),Muksit (adaletli),Cami' (birbirine zıt şeyleri bir araya getirebilen),Gani (zengin, kimseye muhtac olmayan),Muğni (dilediğini muhtac olmaktan kurtaran),Mani` (istediği şeylere engel olan),Darr (dilediğini zarara sokan),Nafi` (dilediğine fayda veren),Nur (aydınlatan),Hadi (hidayete erdiren),Bedi` (cok guzel yaratan),Baki (varlığı surekli olan),Varis (mulkun gercek sahibi),Reşid (yol gosterici),Sabur (cok sabırlı). Allah'ın 99 ismi [h=3]ESMA-İ HUSNA NEDİR?[/h]Ayet ve hadislerde Allah'ın isimleri "En guzel isimler" anlamında "el-esmĂ‚u'l-husnĂ‚" şeklinde ifade edilmektedir.
[h=3]AYETLERDE GECEN ALLAH'IN (C.C.) İSİMLERİ[/h]Kur'Ă‚n ayetlerinde Yuce Allah'ın isimleri isim veya isim tamlamaları şeklinde gecmektedir.
el-A'lĂ‚ (en yuce, en şerefli),el-A'lem (her şeyi en iyi bilen),el-Alî (şanı, şerefi, izzeti ve kudreti yuce olan),el-Âlim (bilen, anlayan, tanıyan),el-Alîm (her şeyi cok iyi bilen),el-Âhir (varlığının sonu olmayan, olumsuz, ebedî ve bĂ‚k&#238,el-Akrab (bilmesi, gormesi, duyması, haberdĂ‚r olması ve yardım etmesi acısından insanlara en yakın olan),el-Azîm (zatı, isim, sıfat ve fiilleri itibariyle pek ulu, buyuk, yuce),el-Azîz (ustun, guclu, kuvvetli, galip, şerefli, değerli, melik),el-BĂ‚ri' (yaratan, orneği olmadan varlıkları îcat eden),el-Basîr (aydınlık ve karanlıkta kucuk ve buyuk her şeyi goren), el-BĂ‚tın (mĂ‚hiyeti akıl ile idrĂ‚k olunamayan, hayal ile tahayyul edilemeyen, her şeyin ic yuzunu, sırlarını bilen),el-Berr (iyilik eden, cok lutufkĂ‚r, cok merhametli, cok şefkatli),CĂ‚'ılûn (yaratan, vĂ‚r eden, bir varlıktan başka bir varlık yapan),el-CebbĂ‚r (emir ve yasaklarını, hukum ve kararlarını kullarına yaptırmaya gucu yeten, azgın ve zalimleri kahredici, dertlere derman olan, yaraları sarıp onaran, yaratıklarının hĂ‚llerini duzelten),el-EbkĂ‚ (verdiği nimetler surekli ve hep kalıcı olan),el-Ehad (eşi, benzeri ve ikincisi bulunmayan bir tek, yegĂ‚ne),el-Ekrem (en cok ikram eden),el-Evvel (oncesi olmayan, yaratılmamış, ezelî ve kadîm tek varlık),FĂ‚il(ûn) (yapan, yaratan, vĂ‚r eden),el-FettĂ‚h (iyilik kapılarını acan, en Ă‚dil hukum veren)el-ĞaffĂ‚r (cok affeden, cok bağışlayan, gunah ne kadar cok olursa olsun yine bağışlayan),el-Ğafûr (cok affeden, cok bağışlayan),el-Ğanî (zengin, hicbir şeye muhtac olmayan),el-Habîr (her şeyden haberdar olan, gizli aşikĂ‚r her şeyi bilen, haber veren), el-HĂ‚di' (hile yapanları cezalandıran)el-HĂ‚dî (hidayet eden, doğru yolu gosteren),el-Hafî (cok ikram eden, son derece iyilik ve lutuf sahibi, her şeyi bilen, duaları kabul eden)HĂ‚fiz(ûn) (koruyup gozeten),el-Hafîz (varlıkları yok olmaktan koruyan),el-Hakîm (hikmet sahibi, her işi, emri ve yasağı yerli yerinde olan),el-HĂ‚kim (hukmeden, karar veren, haklıyı haksızı ayıran),el-Hakem (hukum veren, son kararı veren),el-Hakk (varlığı, ilĂ‚h ve rab oluşu hak olan, eşyayı var eden, hakkı ızhar eden, mulk sahibi, yok olmayan, varlığında şuphe bulunmayan, Ă‚dil),el-Halîm (cok sakin, hemen ofkelenmeyen, acele etmeyen, teenni ile hareket eden),el-HallĂ‚k (mukemmel yaratan, devamlı yaratan),el-Hasîb (insanlara yeten, insanların yaptıklarını koruyup hesaba ceken),HĂ‚sib(în) (insanları sorgulayan, hesaba ceken),el-Hayr (hayırlı olan, faydalı olan, iyilik eden),el-İlĂ‚h (ma'bûd, Tanrı),el-Kadîr (cok guclu, cok kuvvetli, istediğini istediği gibi eksiksiz, kusursuz ve tam yapabilen), el-KĂ‚dir (guclu, kuvvetli, her şeye gucu yeten),el-KĂ‚fî (kullarına yardım eden, vekil olan, yol gosteren, yaptıklarını bilen, goren, haberdar olan ve hesaba ceken),el-KahhĂ‚r (yenilmeyen, daima galip gelen),el-KĂ‚hir (galip gelen, zelil eden, guclu, her şeyi kuşatan, yaratıklarını dilediği gibi yoneten),el-KĂ‚im (varlıkları gorup gozeten, koruyan, yoneten),el-Karîb (af, mağfireti, rahmeti, bilmesi, gormesi ve duyması itibariyle kullarına yakın olan),el-KĂ‚şif (azap, sıkıntı, bela ve dertleri gideren),KĂ‚tib(ûn) (insanların yaptıklarını yazan),el-Kavî (kuvvetli, kudretli, her şeye gucu yeten),el-Kayyûm (zatı ile kaim olana, ezelî ve ebedî, her şeyin varlığı kendisine bağlı, uykusu ve uyuklaması olmayan, varlıkları yoneten, koruyan, ihtiyaclarını ustlenen),el-Kebîr (zatı, isim ve sıfatları, şanı ve şerefi, kadri ve kıymeti, değer ve izzeti pek yuce, ulu ve buyuk),el-Kerîm (değerli, şerefli, cok nimet veren, nimet ve ihsanı bol olan ),el-Kuddûs (her turlu cirkinlik, noksanlık ve ayıplardan uzak, tertemiz, butun kemal sıfatları kendisinde toplayan, guzellik, iyilik ve ihsanlarıyla ovulen), el-Latîf (yaratıklara karşı yumuşak, cok merhametli, cok lutufkĂ‚r, ihsan sahibi, insanlara hak ettiklerinden fazlasını veren her şeyin detayını, sırlarını en iyi bilen, işleri cok hassas duzenleyen, gozle gorulmeyen),MĂ‚hid(ûn) (yeryuzunu yaratıkları icin elverişli, yarayışlı ve faydalı olarak yaratan),el-MĂ‚lik (butun varlıkların sahibi),el-Mecîd (cok şerefli, cok itibarlı),el-Melik (butun varlıkları yoneten, dilediğini yapan, dilediği gibi hukmeden),el-Melîk (cok mulku olan, her şeyin sahibi ve maliki, onları terbiye edip yetiştiren, mulk ve guc veren),el-Metîn (cok kuvvetli, cok dayanıklı, acizliği, za'fiyeti ve gevşekliği olmayan),el-MevlĂ‚ (dost, yardımcı, gorup gozeten),Mu'azzib(în) (suc işleyenleri, zalimleri, gunahkĂ‚rları cezalandıran),el-Mu'ızz (izzet ve şeref, guc ve kuvvet, itibar ve şerefli kılan, aziz yapan),el-Muhric (bir şeyi acığa cıkaran, bir varlıktan başka bir varlık var eden, gizli şeyleri ortaya cıkaran),el-Muhît (ilim ve kudretiyle her şeyi kuşatan, her şeye muttali olan),el-Mukît (her şeye gucu yeten, rızık veren, yapılanları bilen, koruyan, mukĂ‚fat veren),el-Muktedir (guclu, kuvvetli, istediğini istediği gibi yapan),el-Musavvir (yaratıklara şekil ve ozellik veren),Mûsi('ûn) (gokleri genişleten),el-Mubîn (varlığı aşikĂ‚r olan, hakkı ızhar eden, gerceği beyan eden),Mubrim(ûn) (hile ile kotuluk yapmaya karar verenleri bilen, onların bu kotuluklerini boşa cıkran, onları kesin olarak cezalandıran),Mubtelî(n) (deneyen, imtihan eden, gizli olanları acığa cıkaran),el-Mucîb (duaları, istekleri, dilekleri kabul eden, ihtiyacları karşılayan, sıkıntıları gideren),el-Muheymin (insanların butun yaptıklarını bilen, koruyan, gorup gozeten),el-Muhlik (isyan eden, azan, gunaha dalan ve zulmeden fert ve toplumları helĂ‚k eden),el-Mu'min (yaratıklarına guven veren),el-Muneccî (sıkıntı, bela ve azaptan kurtaran),el-Munezzil (nimet veren, su, sekînet, melek, kitap ve peygamber indiren),el-Munîr (ışık veren, aydınlatan),Munşi'(ûn) (îcat eden, inşa eden, yapan, orneksiz olarak yaratan),Muntekım(ûn) (sucluları cezalandıran), Munzil(în) (melek, kitap, su ve sekînet indiren, nimet veren),Munzir(în) (kullarına fayda ve zarar veren şeyleri bildiren; inkĂ‚r ve isyan edenlerin Ă‚kibetinin kotu olduğunu haber vererek onları bu davranışlardan sakındıran ve azabı ile korkutan),Mursil(în) (vahiy, peygamber, bol yağmur, aşılayıcı ruzgĂ‚r, koruyucu melek, Ă‚siler icin yıldırımlar ve Ă‚fetler gonderen),el-Muste'Ă‚n (kendisinden yardım istenen, kendisine sığınılan),Mustemi(ûn) (sesleri işiten, duyan),el-Mute'Ă‚l (aşkın, pek yuce, ulu, eksik ve noksanlıklardan berî olan),el-Mutekebbir (ihtiyac ve noksanlığı gerektiren her şeyden munezzeh, pek yuce ve ulu),el-Muteveffî (yaratıkların canlarını alan),en-NĂ‚sır (yardım eden),en-Nesîr (cok yardım eden, surekli yardım eden),er-RĂ‚fi' (peygamber ve mu'minlerin itibar, şan ve şereflerini artıran, goğu yukselten),er-Rahîm (cok merhametli),er-RahmĂ‚n (cok merhametli),er-Rakîb (insanların hĂ‚llerini, sozlerini, yaptıklarını ve davranışlarını bilen, haberdar olan, murakabe edip koruyan), er-Raûf (cok merhametli, cok şefkatli, cok acıyan),er-RezzĂ‚k (bol nimet, maddî ve manevî rızık veren),SĂ‚dık(ûn) (soz, iş, va'd ve va'îdinde doğru olan, her sozunu ve va'dini yerine getiren),es-Samed (her şeyin kendisine muhtac olduğu, yoneldiği, her dilek ve isteğin mercii; hic eksiği, kusuru ve ihtiyacı olmayan ulu, şanlı, dosdoğru, Ă‚dil ve guvenilir olan),es-SelĂ‚m (eksiklik, acizlik, hastalık, olum ve benzeri şeylerden salim olan kullarına guven ve selamet veren),es-Semî' (her sozu, butun konuşulanları en iyi işiten, duyan)ŞĂ‚hid(în) (bilen, muttali olan, her şeye tanık olan),eş-ŞĂ‚kir (verdiği nimetlere şukreden ve calışan kimseyi odullendiren),eş-Şefî' (mu'minlerin yĂ‚r ve yardımcısı, azap ve sıkıntılardan koruyucusu olan),eş-Şehîd (her şeye muttali olan, goren, bilen, haberdĂ‚r olan, her yerde hazır nazır olan, hicbir şey kendisinden gizlenemeyen, butun sırlara vakıf olan, her şeyi murakabe eden),eş-Şekûr (ibadet eden kullarının mukĂ‚fatlarını bolca veren, az cok her itaati odullendiren),eş-Şey (var olan, mevcut),et-TevvĂ‚b (surekli tovbeleri kabul eden),el-VĂ‚hid (zatında, isim ve sıfatlarında eşi ve benzeri bulunmayan, tek olan), el-VĂ‚lî (koruyup gozeten, yardım eden, işleri deruhte eden),el-VĂ‚ris (butun varlıkların sahibi, bĂ‚kî ve ebedî olan, her şey kendisine donen),el-VĂ‚si' (guclu, kuvvetli, ilim ve merhameti her şeyi kuşatan, butun yaratıklara rızık veren, nimet ve ihsanı bol olan),el-Vedûd (mu'minleri cok seven, kulları tarafından cok sevilen),el-VehhĂ‚b (karşılıksız cok nimet veren, ikram ve ihsanda devamlı olan, lutfu, ihsanı ve rahmeti butun kulları kuşatan),el-Vekîl (guvenilen, koruyan, yardım eden, gorup gozeten, her şeyin maliki ve yoneticisi olan),el-Velî (dost, seven, gorup gozeten, yardım eden),ez-ZĂ‚hir (varlığı her şeyden aşikĂ‚r olan, her şeye galip gelen, her şeyden yuce olan),ZĂ‚ri'(ûn) (ekinleri, bitkileri yetiştiren, buyuten),HuvallĂ‚hullezî lĂ‚ ilĂ‚he illĂ‚ hû (Kendisinden başka hicbir ilĂ‚h bulunmayan Allah)(Toplamda: 119)
[h=3]İSİM TAMLAMALARI[/h]Aduvvun li'l-kĂ‚firîn (kĂ‚firlerin duşmanı)Âhizun bi nĂ‚siyetihi (sucluları cezalandıran)Ahkemu'l-hĂ‚kimîn (hukum verenlerin en adili)Ahsenu'l-hĂ‚likîn (yaratanların, takdir ve tasvir edenlerin en iyisi) Âlimu'l-ğaybi (gaybı bilen)AllĂ‚mu'l-ğuyûb (gorunmeyenleri cok iyi bilen)BĂ‚liğu emrihi (emri, hukmu hedefine ulaşan, kararını infaz eden)Bedî'u's-semĂ‚vĂ‚ti ve'l-ard (gokleri ve yeri orneği olmadan yaratan)Berîu'n mine'l-muşrikîn (muşriklerden berî, uzak olan)CĂ‚mi'u'n-nĂ‚s (kıyamette insanları bir araya toplayan, cem eden)Ehlu'l-mağfire (mağfiret ehli, affedici )Ehlu't-takvĂ‚ (azabından korkup sakınmaya, korunmaya lĂ‚yık olan)Erhamu'r-rĂ‚hımîn (merhamet edenlerin en merhametlisi )Esdaku hadîsen (en doğru sozlu)Esdeku kîlen (en doğru sozlu)Esra'u ferahan (kullarının tovbesine cok sevinen)Esra'u mekren (hile ve tuzak kuranları en suratli bir şekilde cezalandıran)Esra'u'l-hĂ‚sibîn (hesap soranların, hesap gorenlerin en suratlisi)Eşeddu be'sen (cok şiddetli cezalandıran) Eşeddu ferahan (kulunun tovbesine cok sevinen)Eşeddu kuvveten (cok kuvvetli, cok guclu)Eşeddu tenkîlen (cok şiddetli cezalandıran)Fa'Ă‚lu'n-limĂ‚ yurîd (dilediğini yapan)FĂ‚liku'l-abbi ve'n-nevĂ‚ (cekirdek ve taneleri catlatan, yarıp acan )FĂ‚liku'l-ısbĂ‚h (karanlığı yarıp sabahı ortaya cıkaran)FĂ‚tıru's-semĂ‚vĂ‚ti ve'l-ard (yeri ve gokleri yaratan)GĂ‚lib'un 'alĂ‚ emrihî, (emirinde işinde ve hukmunde galip olan)ĞĂ‚firu'z-zenbi (gunahları bağışlayan)HĂ‚liku kulli şey'in (her şeyin yaratıcısı)Hayru'l-fĂ‚sılîn (hukmedenlerin, haklı ile haksızı ayırt edenlerin en hayırlısı)Hayru'l-fĂ‚tihîn (hukmedenlerin, nimet verenlerin, hayır kapılarını acanların en hayırlısı)Hayru'l-ğĂ‚firîn (bağışlayanların en hayırlısı)Hayru'l-hĂ‚kimîn (hukum ve karar verenlerin en hayırlısı )Hayru'l-mĂ‚kirîn (hile ile kotuluk yapanları bilemeyecekleri, anlayamayacakları cihetlerden daha şiddetli cezalandıran)Hayru'l-munzilîn (nimet verenlerin, ikram edenlerin en hayırlısı)Hayru'l-vĂ‚risîn (varislerin en hayırlısı)Hayru'n-nĂ‚sırîn (yardım edenlerin en hayırlısı)Hayru'r-rĂ‚hımîn (merhamet edenlerin en hayırlısı)Hayru'r-rĂ‚zkîn (rızık, nimet verenlerin en hayırlısı)Hayrun hĂ‚fizan (en iyi koruyup gozeten)İlĂ‚hu'n-nĂ‚s (insanların ilĂ‚hı)KĂ‚bilu't-tevb (tovbeleri kabul eden)KĂ‚şifu'l-azĂ‚b (azabı, sıkıntıyı, derdi kaldıran)MĂ‚liku yevmiddîn (hesap gununun maliki, sahibi)MĂ‚liku'l-mulk (butun mulkun sahibi)Meliki'n-nĂ‚s (insanların meliki)Mûhinu keydi'l-kĂ‚firîn (kĂ‚firlerin tuzağını zayıflatan, boşa cıkaran)Muhîtu'n bi'l-kĂ‚firîn (kĂ‚firleri kuşatan)Muhyî'l-mevtĂ‚ (oluleri dirilten)Muhzî'l-kĂ‚firîn (kĂ‚firleri rezil rusvay eden)Mutimmu nûrihi (nurunu, dînini tamamlayan)Nûru's-semĂ‚vĂ‚ti ve'l-ard (gokleri ve yeri aydınlatan)Rabbu kulli şey'in (her şeyin rabbi)Rabbu'l-Ă‚lemîn (Ă‚lemlerin rabbi)Rabbu'l-ard (yeryuzunun rabbi)Rabbu'l-arş (arşın rabbi)Rabbu'l-felak (sabahın rabbi)Rabbu'l-ızzeti (kudret ve şeref sahibi)Rabbu'n-nĂ‚s (insanların rabbi),Rabbu's-semĂ‚vĂ‚ti (goklerin rabbi)Rabbu'ş-şi'rĂ‚ (Şi'ra yıldızının sahibi)Refî'u'd-derecĂ‚t (manevî dereceleri ve gokleri tabaka tabaka yukselten)Semî'u'd-du'Ă‚ (tovbeleri ve duaları duyan ve kabul eden)Serîu'l-hısĂ‚b (hesabı, sorgulaması cok suratli olan)Şedîdu'l-'azĂ‚b (azabı, cezalandırması cok şiddetli olan)Şedîdu'l-'ıkĂ‚b (cok hızlı cezalandıran)Şedîdu'l-mihĂ‚l (cezası, azabı, kuvveti cok şiddetli olan)VĂ‚si'u'l-mağfire (bağışlaması, mağfireti bol olan)Zu'l-fadli'l-azîm (cok ikram sahibi)Zî't-tavl (lutuf, bağış, ikram, ihsan, af ve bağış sahibi)Zu'l-ikrĂ‚m (ikram sahibi)Zû fadlin ale'l-Ă‚lemîn (Ă‚lemlere nimet veren)Zû fadlin ale'n-nĂ‚s (insanlara ikram eden), Zû-intikam (intikam sahibi, Ă‚sileri, zalimleri cezalandıran)Zu'l-'ıkĂ‚b (sucluları, gunahkĂ‚rları, zalimleri cezalandıran)Zu'l-Arş (Arş'ın sahibi)Zu'l-celĂ‚l ve'l-ikrĂ‚m (azamet ve kibriya, ikram ve ihsan sahibi)Zu'l-kuvveti (guc ve kuvvet sahibi)Zu'l-mağfire (af ve bağış sahibi)Zu'l-me'Ă‚ric (butun derecelerin sahibi)Zu'r-rahmeti (merhamet sahibi)(Toplamda: 81)
Kur'Ă‚n'da Allah'ın guzel isim ve sıfatları bildirildiği gibi hadislerde de bildirilmektedir. Bazı hadislerde Allah'ın guzel isimlerinin sayısı 99 olarak gecmekte, hadislerin bir kısmında bu isimler zikredilmekte, bir kısmında ise zikredilmemektedir.
AYETLERDE ESMAUL HUSNA İNDİRMEK İCİN TIKLAYINIZ...
[h=3]HADİSLERDE GECEN ALLAH'IN (C.C.) İSİMLERİ[/h]- Ebû Hureyre(r.a.) rivayet etmiştir: "Allah'ın 99 ismi vardır. Yuzden bir eksik. Bu isimleri bir kimse ezberlerse (hıfz) cennete girer. O tektir, teki sever." (BuhĂ‚rî, De'avĂ‚t, 68, VII, 169)
- "Allah'ın 99 ismi vardır, yuzden bir eksik. Kim bunları sayarsa (ihsĂ‚) cennete girer." (BuhĂ‚rî, Tevhîd, 12; Şurût, 18, ; Muslim, Zikir, 5, ; NesĂ‚î, es-Sunenu'l-Kubrê, Nu'ût, 1, )
- "Allah'ın 99 ismi vardır. Kim bunları sayarsa (ihsĂ‚) cennete girer." (Tirmizî, De'avĂ‚t, 83 )
Tirmizî, bu rivayetinde 99 ismi zikretmiştir. Bu isimler şunlardır:
Allah, er-RahmĂ‚n, er-Rahîm, el-Melik, el-Kuddûs, esSelĂ‚m, el-Mu'min, el-Muheymin, el-Azîz, el-CebbĂ‚r, elMutekebbir, el-HĂ‚lık, el-BĂ‚ri', el-Musavvir, el-GaffĂ‚r, elKahhĂ‚r, el-VehhĂ‚b, er-RezzĂ‚k, el-FettĂ‚h, el-Alîm, el-KĂ‚bıd, el-BĂ‚sıt, el-HĂ‚fıd, er-RĂ‚fi, el-Muiz, el-Muzill, el-Basîr, es-Semi', el-Hakem, el-Adl, el-LĂ‚tîf, el-Habîr, el-Halîm, el-Azîm, el-Gafûr, eş-Şekûr, el-Aliyy, el-Kebîr, el-Hafîz, el-Mukît, el-Hasîb, el-Celîl, el-Kerîm, er-Rakîb, el-Mucîb, el-VĂ‚si', el-Hakîm, el-Vedûd, el-Mecîd, el-BĂ‚is, eş-Şehîd, el-Hakk, el-Vekîl, el-Kaviyy, el-Metîn, el-Veliyy, el-Hamîd, el-Muhsî, el-Mubdî, el-Muîd, el-Muhyî, el-Mumît, elHayy, el-Kayyûm, el-VĂ‚cid, el-MĂ‚cid, el-VĂ‚hid, es-Samed, el-KĂ‚dir, el-Muktedir, el-Mukaddim, el-Muahhir, el-Evvel, el-Âhir, ez-ZĂ‚hir, el-BĂ‚tın, el-VĂ‚li, el-MuteĂ‚lî, el-Berr, etTevvĂ‚b, el-Muntakim, el-Afuvv, er-Raûf, MĂ‚liku'l-Mulk, Zu'l-CelĂ‚li ve'l-İkrĂ‚m, el-Muksit, el-CĂ‚mi', el-Ganiyy, el-Muğni, el-MĂ‚ni', ed-DĂ‚rr, en-NĂ‚fi', en-Nûr, el-HĂ‚di, elBedî', el-BĂ‚kî, el-VĂ‚ris, er-Reşîd, es-Sabûr.
el-EsmĂ‚u'l-HusnĂ‚ ile ilgili eser telif edenlerin hemen hepsi Tirmizî'nin bu rivayetini esas almışlardır. Muslumanlar arasında meşhur olan da bu rivayette gecen isimlerdir.
Tirmizî'nin rivayetinde bulunduğu hĂ‚lde, isim kipiyle Kur'Ă‚n'da bulunmayan isimler şunlardır:
- el-Adl (Ă‚dil, insaflı, her şeyi yerli yerinde yapan, her şeyi hak ve doğru olan)
- el-BĂ‚kî (sonlu ve olumlu olmayan, varlığı surekli olan, ebed&#238
- el-BĂ‚sıt (dilediğine rızkı bol veren)
- ed-DĂ‚rr (zarar veren şeyleri yaratan Ă‚sileri cezalandıran)
- el-KĂ‚bıd, (dilediğine rızkı daraltan, olum zamanı gelenlerin ruhlarını kabzeden)
- el-HĂ‚fıd (şan, şeref ve itibar bakımından kĂ‚firleri alcaltan, değersiz yapan, cezalandıran)
- el-MĂ‚cid (cok şerefli, cok itibarlı olan)
- el-MĂ‚ni' (istediği şeye engel olan, koruyan, kurtaran, yardım eden)
- el-Mu'ızz (izzet ve şeref, guc ve kuvvet, itibar ve şeref veren, aziz yapan)
- el-Muhsî (insanların butun yaptıklarını, olup biten her şeyi bilen ve koruyan)
- el-Mukaddim (once olan, one alan)
- el-Muğnî (insanlara mal mulk veren, onları zengin yapan, comert, nimet sahibi)
- el-Mu'îd (olumlerinden sonra da tekrar diriltecek ve hayatlarını iade edecek olan)
- el-Muksıt (hak ve adaletle hukmeden, mazlumun hakkını zalimden adaletle alan demektir)
- el-Mubdi' (varlıkları ilk defa yaratan)
- el-Mumît (varlıkların hayatlarına son veren, canlarını alan)
- el-Muteahhır (sonraya bırakan)
- el-Muzill (boyun eğdiren, zelil eden, alcaltan)
- en-NĂ‚fi' (faydalı şeyleri yaratan, butun yaratıklara faydası olan)
- er-Raşîd (her işinde isabetli olan, doğru yolu en iyi gosteren)
- es-Sabûr (cok sabırlı)
- el-VĂ‚cid (zengin, hicbir şeye muhtac olmayan, her şeyin sahibi, her şeye gucu yeten)
İbn MĂ‚ce'nin rivayetinde olup Tirmizî'nin rivayetinde olmayan isimler şunlardır:
- el-Ahad (bir, tek, yegÂne )
- el-BĂ‚rr (iyilik eden, cok lutufkĂ‚r, cok merhametli, cok şefkatli)
- el-BurhĂ‚n (delil sahibi, kullarına delil gosteren, varlığına her şey delalet eden)
- el-Cemîl (zatı, isim, sıfat, soz, fiil ve hukumleri iyi, guzel, iyilik ve ihsan sahibi)
- ed-DĂ‚im (olumsuz, varlığı surekli olan, bĂ‚kî ve dĂ‚im)
- el-Ebed (olumsuz, varlığı surekli, bĂ‚kî ve dĂ‚im)
- el-FĂ‚tır (yaratan, îcat eden, yoktan var eden)
- el-HĂ‚fız (koruyup gozeten)
- el-KĂ‚fî (kullarına yardım eden, yol gosteren, yaptıklarını bilen, goren, haberdar olan ve hesaba ceken)
- el-KĂ‚hir (galip olan, zelil eden, guclu, her şeyi kuşatan, yaratıklarını dilediği gibi yoneten)
- el-KĂ‚im (varlıkları gorup gozeten, koruyan, yoneten)
- el-Karîb (af, mağfireti, rahmeti, bilmesi, gormesi ve duyması itibariyle kullarına yakın olan)
- el-Mu'tî (nimet veren, ihsanda bulunan)
- el-Mubîn (varlığı aşikĂ‚r olan, hakkı izhar eden, gerceği beyan eden)
- el-Mu'în (kullarına yardım eden)
- er-RĂ‚şid (doğru yolu gosteren, her işi isabetli olan)
- er-Rabb (varlıkları yaratıp yetiştiren, terbiye eden, eğiten, yetiştiren, her şeye nizamını, guzelliğini ve yeteneklerini veren, her şeyin maliki ve sahibi)
- es-SĂ‚dık (soz, iş, vaat ve vaîdinde doğru olan, her sozunu ve vaadini yerine getiren)
- es-SĂ‚mi' (sozlerin acığını da gizlisini de işiten)
- es-Sedîd (her işinde doğru, Ă‚dil ve doğru sozlu olan)
- et-TĂ‚mm (zat, isim, sıfat ve fiilleri, eksiksiz, kusursuz ve mukemmel olan, acziyet ve zafiyeti olmayan)
- el-VĂ‚kî (yaratıklarını tehlikelerden koruyan)
- el-Vitr (ilĂ‚h, yaratıcı ve mabud olmada eşi ve benzeri bulunmayan, tek olan)
- Zu'l-kuv (guc, kuvvet sahibi)
Hadislerde gecen "99" rakamı, Allah'ın isimlerinin sayısını değil cokluğunu ifade eder. Allah'ın guzel isimleri bir sayı ile sınırlı değildir. (Abdullah bin Salih, s.132)
İmam Nevevî; "İslĂ‚m bilginleri bu hadislerdeki sayının Allah'ın isimleri icin hasr (sayısal sınırlama) ifade etmediği, hadisin bu isimlerin dışında Allah'ın isimlerinin olmadığı anlamına gelmediği konusunda ittifak ettiklerini, hadisin maksadının bu isimleri sayanların cennete gireceklerini bildirmek olduğunu" soylemiştir. (Nevevî, Şerhu Sahîh-i Muslim, XVII, 5)
Hadislerde gecen "saymak (ihsĂ‚)" ve "ezberlemek (hıfz)" kelimeleri ile maksat; Allah'ı guzel isimleriyle tanımak, O'na O'nun istediği şekilde iman, ibadet ve itaat etmektir. (Beyhakî, el-EsmĂ‚ ve's-SıfĂ‚t, I, 30) Yoksa bu isimleri anlamadan ezberlemek ve tekrarlamak değildir. MeselĂ‚ bir insan yaptığı bir işte Allah'ın kendisini gorduğunu, yaptıklarını bildiğini, ameline gore odul veya ceza vereceğini duşunmesi ve ona gore hareket etmesi Allah'ın isimlerini hıfz ve ihsĂ‚'dır.
"EsmĂ‚-i husnĂ‚" ile ilgili rivayetlerin dışında da ozellikle dua ile ilgili hadislerde Allah'ın guzel isimleri gecmektedir. Burada şu ornekleri verebiliriz:
- Ekber ; zatı ve isimleri, sıfat ve fiilleri, şanı ve şerefi, nimet ve ihsanı en yuce, en ulu (Muslim, TahĂ‚re, 17; Tirmizî, De'avĂ‚t, 25)
- el-FĂ‚tın ; deneyen, imtihan eden (MĂ‚lik, Kader, 5)
- el-Ferd ; tek, kadîm, ezelî, ebedî ve bĂ‚kî olan (Beyhakî, I, 161)
- el-Hayî ; edep ve hayĂ‚ sahibi, cirkinliği bulunmayan, bağış, ihsan ve nimeti terk etmeyen (Ebû DĂ‚vud, Hammam, 2; İbn MĂ‚ce, Dua, 13; NesĂ‚î, Gusl, 7)
- HĂ‚zimu'l-AhzĂ‚b ; guclu orduları ve toplumları bozguna uğratan, yenen (Muslim, CihĂ‚d, 20, III, 1363)
- el-KĂ‚dî ; hakla hukmeden (BeyhĂ‚kî, el-EsmĂ‚ ve's-SıfĂ‚t, s. 111)
- el-Muhsin ; yaptığı şeyleri iyi, guzel, sağlam ve kaliteli yapan, insanlara ikram (Suyûtî, No: 1817. I, 215)
- Mucriye's-SehĂ‚b ;bulutları hareket ettiren (Muslim, Cihad, 20)
- el-Mukevvin ; ebedî olarak vĂ‚r olan (Ahmed, II, 539;BuhĂ‚rî, Tevhîd, 26)
- Munzilu'l-Kitab ;Kitabı indiren (Muslim, CihĂ‚d, 20-21)
- el-Musa'ır ;urunleri azaltıp coğaltan, kıtlaştırıp bollaştıran (Tirmizî, Buyu', 73; Ebû Davud, Buyu', 51)
- en-Nazîf ; sozleri, işleri ve hukumleri temiz, iyi ve guzel olan (Tirmizî, Edeb, 41)
- er-Refîk ; yumuşak davranışlı, merhametli (Muslim, SelĂ‚m, 15; Buharî, Edeb, 35; Ebû Davud, Edeb, 15)
- es-SĂ‚il ; insanları ahirette sorgulayan, hesaba ceken (Muslim, İmĂ‚re, 45; BuhĂ‚rî, Enbiya, 50)
- es-SĂ‚ni' ; varlıkları, iyi, guzel, sağlam ve muhkem yapan, fĂ‚il, halik, musavvir (Muslim, Zikr, 9)
- es-Setîr ; kullarının ayıp ve kusurlarını orten (NesĂ‚î, Gusl, 7; Ebû Davud, Hammam, 2; Ahmed, IV, 224)
- es-Seyyid ; en şerefli, en yuce, kĂ‚inatın sahibi, maliki ve yoneticisi (Ahmed, IV, 24; Beyhakî, el-EsmĂ‚ ve's-SıfĂ‚t,I,54)
- es-Subbûh ; her turlu kotuluk, eksiklik, acizlik ve noksanlıklardan uzak olan (Muslim, SalĂ‚t, 223; Ebû Davut, SalĂ‚t, 17; NesĂ‚î, Sunen, Tatbik, 11; Ahmed, V. 35, 99, 115,148)
- eş- ŞĂ‚fi' ; maddî ve manevî hastalıklara şifa veren, sıkıntıları gideren (BuhĂ‚rî, Merda, 20, Tıb, 40; Muslim, SelĂ‚m, 46-48)
- et-Tabîb ; işleri en iyi yapan, bir şeyi en iyi bilen, mahir, hukmeden, karar veren, maddî ve manevî dertlere deva veren, şĂ‚fî (Ebû Davud, Tereccul, 18, No: 4207)
- et-Tayyib ; soz, iş ve hukumleri iyi, guzel ve faydalı olan, eksiklik ve noksanlardan munezzeh olan (Tirmizî, Edeb, 41; Muslim, ZekĂ‚t, 65)
Allah'ın isimleri zikredilerek yapılan dualar kabule şayandır. Hem Kur'Ă‚n, hem de hadislerdeki dua orneklerinde dua oncesinde veya sonrasında Allah'ın guzel isimleri belirtilmiştir.
HADİSLERDE ESMAUL HUSNA İNDİRMEK İCİN TIKLAYINIZ...
[h=3]ALLAH'IN 99 İSMİ HAKKINDA BİLGİLER[/h]Hz. Peygamber (s.a.s) bir hadislerinde, Yuce Allah'ın 99 isminden soz ederek bu isimleri sayan ve ezberleyen kimselerin cennete gireceğini haber vermiştir (BuhĂ‚rî, Da'avĂ‚t, 68; Tevhîd, 12; Muslim, Zikr, 2; Tirmizî, Da'avĂ‚t, 82). Hadislerde gecen "saymak" (ihsĂ‚) ve "ezberlemek" (hıfz) ile maksat Allah'ı guzel isimleriyle tanımak ve O'na iman, ibadet ve itaat etmektir.
Allah'ın isimleri 99 ile sınırlı olmayıp bunların dışında başka isimleri de vardır. Soz konusu hadiste 99 sayısının zikredilmesi, sınırlama anlamında değil, bu isimlerin Allah'ın en meşhur isimleri olması sebebiyledir.
Tirmizî ve İbn MĂ‚ce'nin rivayet ettikleri hadiste bu doksan dokuz isim tek tek sayılmıştır (Tirmizî, Da'avĂ‚t, 87; İbn MĂ‚ce, DuĂ‚, 10).
Esmaul Husna Bu isimler şunlardır:
Allah, Rahman (esirgeyen), Rahim (bağışlayan), Melik (buyrukları tutulan), Kuddus (noksanlıklardan arınmış), Selam (yarattıklarını selamette kılan), Mu'min (inananları guvenlikte kılan), Muheymin (hukmu altına alan), Aziz (ulu, galip), Cebbar (dilediğini zorla yaptırma gucune sahip olan), Mutekebbir (yegane buyuk), Halik (yaratıcı), Bari (eksiksiz yaratan), Musavvir (her şeye şekil veren), Gaffar (gunahları ortucu, mağfireti bol), Kahhar (isyankarları kahreden), Vehhab (karşılıksız veren), Rezzak (rızıklandıran), Fettah (hayır kapılarını acan), Alim (her şeyi bilen), Kabız (daraltma gucune sahip, ruhları kabzeden, can alan), Basıt (rızkı genişleten, omurleri uzatan), Hafıd (kafirleri alcaltan), Rafi` (muminleri yukselten), Muizz (yucelten, aziz kılan), Muzill (değersiz kılan), Semi` (işiten), Basir (goren), Hakem (hukmedici, iyiyi kotuden ayırt edici), Adl (adaletli), Latif (kullarına lutfeden), Habir (her şeyden haberdar), Halim (yumuşaklık sahibi), Azim (azametli olan), Gafur (cok affedici), Şekur (az amele bile cok sevap veren), Ali (yuce, yuceltici), Kebir (buyuk), Hafiz (koruyucu), Mugît (bedenlerin ve ruhların gıdasını yaratıp veren), Hasib (hesaba ceken), Celil (yucelik sıfatları bulunan), Kerim (cok comert), Rakib (gozeten), Mucib (duaları kabul eden), Vasi` (ilmi ve rahmeti geniş), Hakim (hikmet sahibi), Vedud (muminleri seven), Mecid (şerefi yuksek), Bais (oldukten sonra dirilten ve peygamber gonderen), Şehid (her şeye şahit olan), Hak (hakkın kendisi), Vekil (kulların işlerini yerine getiren), Kavi (guclu, kuvvetli), Metin (guclu, kudretli), Veli (muminlere dost ve yardımcı), Hamid (ovguye layık), Muhsi (her şeyi sayan, bilen), Mubdi' (her şeyi yokluktan cıkaran), Muid (oldurup yeniden dirilten), Muhyi (hayat veren, dirilten), Mumit (olduren), Hayy (diri), Kayyum (her şeyi ayakta tutan), Vacid (istediğini istediği anda bulan), Macid (şanı yuce ve keremi cok), Vahid (bir), Samed (muhtac olmayan), Kadir (kudret sahibi), Muktedir (her şeye gucu yeten), Mukaddim (istediğini one alan), Muahhir (geri bırakan), Evvel (başlangıcı olmayan), Ahir (sonu olmayan), Zahir (varlığı acık olan), Batın (zat ve mahiyeti gizli olan), Vali (sahip), Muteali (noksanlıklardan yuce), Berr (iyiliği cok), Tevvab (tovbeleri kabul edici), Muntakim (asilerden intikam alan), Afuvv (affedici), Rauf (şefkati cok), Maliku'l-mulk (mulkun gercek sahibi), Zu'l-celali ve'l-ikram (ululuk ve ikram sahibi), Muksit (adaletli), Cami' (birbirine zıt şeyleri bir araya getirebilen), Gani (zengin, kimseye muhtac olmayan), Muğni (dilediğini muhtac olmaktan kurtaran), Mani` (istediği şeylere engel olan), Darr (dilediğini zarara sokan), Nafi` (dilediğine fayda veren), Nur (aydınlatan), Hadi (hidayete erdiren), Bedi` (cok guzel yaratan), Baki (varlığı surekli olan), Varis (mulkun gercek sahibi), Reşid (yol gosterici), Sabur (cok sabırlı).
[h=3]COCUKLARA ALLAH'IN İSİMLERİ VERİLEBİLİR Mİ?[/h]Bir anne-babanın cocuğuna karşı gorevlerinden birisi de ona guzel isim vermektir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s.), bir hadisinde insanların kıyamet gunu isimleri ile cağrılacağını belirterek "Cocuklarınıza guzel isim koyunuz." (Ebû Davud, Edeb, 69) buyurmuştur.
Cocuklara Allah'ın isimlerini vermeye gelince, hemen belirtmek gerekir ki Allah'a has isimler aynı lafızla cocuklara verilmemelidir. Şayet cocuklara Allah'ı hatırlatacak isimler verilecekse başına "kul" anlamına gelen "abd" kelimesi eklenerek "Abdullah" (Allah'ın kulu), "Abdurrahman"(Rahman'ın kulu), "Abdurrahim"(Rahim'in kulu), "AbdulkĂ‚dir"(KĂ‚dir'in kulu) gibi isimler verilmelidir.
Allah Teala'nın "esma-i husna"sından "Kerim, Latif, Rauf…" gibi isimler ise Allah'ın dışında kulların da vasıflandığı muşterek isimler olduğundan Allah'a has olmayan bu isimler cocuklara ad olarak verilebilir. (İbn Âbidîn, Reddu'l-muhtĂ‚r, IX, 598)
[h=3]"ALLAH" İSMİ YERİNE "TANRI" KELİMESİNİ KULLANMAK CAİZ MİDİR?[/h]"Tanrı" kelimesi, Arapca "ilah" kelimesinin karşılığıdır. "İlah" daha cok, Allah'tan başka ibadete layık gorulen varlıklar icin kullanılır. "Allah" kelimesi onun bizzat kendisini ifade eden ozel ismidir. Bu bakımdan, kelĂ‚m Ă‚limlerine gore "Allah" kelimesi, Cenab-ı Hakk'ın yuce zatına ve butun kemal sıfatlarına delalet eden ozel ismidir. Hicbir dilde bu kelimenin ifade ettiği ozel manayı kapsayacak bir kelime bulunmamaktadır. Ote yandan "Allah" kelimesi butun Muslumanlar icin tevhid inancını temsil eden ortak bir bağ niteliğindedir. Bu sebeple Muslumanların, ibadet ettikleri tek yaratıcılarını "Allah" diye anmaları daha doğru olur. Dolayısıyla "Allah" bu adla veya "esmĂ‚-i husnĂ‚" adı verilen 99 isminden biriyle anılmalıdır. Bununla birlikte, dinimizin bildirdiği mutlak kemal sahibi, noksanlardan munezzeh olan yuce Allah'ı "Tanrı" diye anmak da İslam inancına aykırı olmaz.