
İnsan olmanın anlamının cok muhafazakÂr bir tarifiyle bile, insan turunun bugune kadarki varlığının yuzde 99'dan fazlası yazılı kayıtların gelişiminden once olmuştur. Bu oranın yuzde bir bile duşmesi icin binlerce yıl gececektir.
Bugun varlığımızı yoneten insan davranış bicimleri bu sisli gecmişin derinlerinde kurulmuştur. İlk onder, ilk savaş, ilk antlaşma, ilk suc hakkında kimse yazmamıştır. İlk anıtsal mimari ya da ilk artistik başarılar hakkında hicbir eleştirmen yorum yapmamıştır. Aile ve toplumsal farklılaşma gibi kurumlar bu kaydedilmemiş gecmişte başlamıştır.
İnsanın tarihoncesinin kapsamı yıllar, onyıllar ve yuzyıllarla duşunmeye alışkın olan bizler icin cok zordur. Yazılı kayıtların gelişmesinden bu yana ancak elli yuzyıl, en fazla 250 nesil gecmiştir. Okuryazarlıktan onceki binlerce yuzyıllık insan varlığı, olaylar daha sıradan olsa da hic de az olaylı değildi.
İnsanlar hem bireysel, hem de toplu olarak yuzsuz ve isimsizdirler. Tarihciler tarihsel donemlerin yuzu ve ismi olmayan insanlarını incelemeye ancak yeni yeni başlamıştır, ama tarihoncesini inceleyen arkeologlar hep kendileriyle konuları arasındaki bu buyuk mesafeyle uğraşmak zorunda kalmışlardır. Kişi tarihoncesi araştırmacısı olunca, kişiler hakkında ve okuryazar komşuları onlara isim takmadıkca inceledikleri insanların toplu kimlikleri hakkında bilgisiz kalacağı gerceğini kabullenir. Arkeologlar onlara isim takarlar - "Lucy," Jaguar Kral, Willendorf Venusu, Gomut 3- ama elbette bunlar kuru kalıntılara biraz insanlık verilmesine ya da katalog kartına yazılmasına yardım eden uyduruk etiketlerdir.
Fakat insan oldukları hakkında herhangi bir soru işareti yoktur ve onları acık bir şekilde atalarımız olarak tanımlayabiliriz. Başarısız evrim yollarından gecmiş en eski primatlar bile bizlerle ortak bir gecmişi paylaşmaktadırlar. Anatomik bakımdan modern insanlar son 100,000 yılda ortaya cıktığına gore, genetik kodumuzun doğrudan onlardan geldiğini artık inkÂr edemeyiz.
Bu kitabın amacı, bu insan gecmişini tarihten ayrı olarak değil, ona giriş olarak araştırmaktır. Arkeologlar tarafından bu gecmişi incelemek icin kullanılan teknikler tarihcilerinkilerden farklı olsa bile, onlar daha az entelektuel ya da ozenli değillerdir. Arkeologların birincil verileri, metinler ve belgeler yerine imal edilmiş objeler ve yapımcılarının fiziksel kalıntılarıdır, ama bilimsel amaclar aynıdır. Bu ciltteki ana bir tema, okuyucuya uzak gecmişle ilgili yaptıklarımızı neden ve nasıl anlattığımız hissini vermek icin arkeolojik gecmiş bilgisinin ardındaki bilginlik olacaktır.
Sayfa Sayısı: 576
Baskı Yılı: 2013
Dili: Turkce
Yayınevi: Kalkedon
Kitap Adı: İnsan Toplumunun Kokenleri Yazar: Peter Bogucki Cevirmen: Cumhur Atay Yayınevi: Kalkedon İlk Baskı Yılı: 2013 Dil: Turkce Barkod: 9786054511631