Bir Boğazici Tarihi değil bu; yalıların mimarî ozellikleri uzerine bir kitap da değil. Yalılardan cok, yalılarda yaşayanların kişilikleri ve hayatları uzerine bir kitap. Yapmaya calıştığım şeyi Celik Gulersoy'a anlattığımda "Anladım," demişti; "Binadan cok zina yazacaksın..."

Her ne kadar mimarî bir iddiası olmasa da, Boğaz ve yalılarla ilgili bir şey yazan insan, artık iyice sayıları artan yeni, beton, zevksiz yapılarla ilgilenmek istemiyor. Sonunda "bina" anlatmasan da, anlattığın insanların oturduğu konutlar mimarî ozellikleriyle ilginc ve cekici olmalı. Bu zorunlu kararı verince, boyle guzelliklere sahip yapıların, bir kac istisna dışında, gecen yuzyıldan kalma olduğu goruluyor. Sozu gecen insanların coğu da, hic değilse doğum yıllarıyla, o yuzyılın insanları. Tabiî epeycesinin hayatı bu yuzyılda da devam etmiş.

Dolayısıyla sonucta ortaya cıkan şey dedikodu duzeyinde bir Ondokuzuncu Yuzyıl Tarihi oluyor ("dedikodu" derken bunu kucumsemiyorum, cunku bence en ciddi tarihcilik en fazla dedikoduyu icermeli). Osmanlı'nın son doneminde ve Cumhuriyet boyunca, bu ulkede adı gecen herkes bir şekilde Boğazici'yle bağlantılı olmuş.
Fransızca "histoire" kelimesi hem "tarih" hem de "hikaye" anlamına gelir. İşte bu kitap da tam bu kesişme noktasına oturmak uzere yazıldı.
(Tanıtım Bulteninden)


Kitap Adı: Boğazicinde Yalılar, İnsanlar Yazar: Murat Belge Yayınevi: İletişim Yayıncılık İlk Baskı Yılı: 2010 Dil: Turkce Barkod: 9789754704655