Birkac sene once YouTube'a gelen 360 derece video izleme ozelliğini hatırlıyorsunuzdur. İşte bu ozellik, gunumuzde bazı alanlarda da kullanılıyor. En son ve canlı orneklerinden biri, sanatcı Bjork’un dort yıl once YouTube’a yuklediği 360 derece klibiydi.
Bjork, teknolojiye olan ilgisinden ve 360 derece klibine gelen olumlu geri donuşlerden dolayı bu işi daha da ileri goturmeye karar verdi. Sanatcı, gectiğimiz gunlerde Steam uzerinden "Vulnicura Virtual Reality Album" albumunu yayınladı ve ilk VR muzik albumu unvanıyla bir ilki gercekleştirdi.

Bjork’un boyle bir girişimde bulunması, gelecekte de diğer sanatcıların fikirlerini etkileyebilir ancak VR teknolojisi, ilk cıktığı zamandan bu yana hep tartışmalı bir konu oldu. Bunun en buyuk sebebi de VR teknolojisini kullanarak eğlence dunyasına atılmak isteyen bir kişinin kocaman gozlukleri kafasında tutması gerekmesiydi.
[h=2]Gozlukler, Bjork'un de en buyuk tedirginliğiymiş:[/h]
Bjork de ilk VR albumunu cıkarırken aynı korkuya kapılmış. Surekli kendi kendine "Acaba insanlar surekli gozluk takmaktan sıkılacaklar mı, bir saatten fazla bir sure dayanabilecekler mi?" diye sormuş ancak hedefinden yılmamış ve beraber calıştığı yapımcı şirket ile projelerini surdurmuş.
Bjork’un kafasına takılan soruları ilk kez duyduğunuz takdirde kendisine hak vermemek elde değil. Gercekten HTC Vive gibi gozlukleri kafamızda bir saatten fazla taşıyabilecek miyiz? Şu anda normal kafa ustu bir kulaklığı uzun sure kullanınca bile kafamızda bir baskı hissederken boyle bir gozluğu nasıl uzun sureler boyunca takıp yapılan işe odaklanabiliriz?
Bu sorunun cevabı VR gozluklerini yapan şirketlerden geliyor. Gozluklerin tasarımları, uzun sureli kullanıma elverişli olacak şekilde ergonomik olmalı ki insanlar, uzun sureler boyunca herhangi bir acı duymadan uğraşılan şeye odaklanabilsinler. Tabii bu mesele de icinde bulunacağımız sanal dunyanın nasıl bir şekilde yapıldığı ve işlendiği sorununu ortaya cıkarıyor.

Bjork, cıkardığı ilk VR albumunde İzlanda’nın belli noktalarına gidiyor fakat yalnızca bir manzara ve bir sanatcının dans etmesi, beş dakikalık bir klip icin bile sıkıcı gelebilir. Dolayısıyla sanatcı, insanların ilgisini surekli canlı tutmak icin aynı zamanda kendi ilgi alanlarından da olan futuristik ogelere başvurmuş. Gorsel ogelerin oldukca yoğun ve yaratıcı bir bicimde kullanılmasıyla klipler oldukca ilginc bir hÂle getirilmiş. Boylece kullanıcının canını sıkmayan guzel goruntuler ortaya cıkmış.
Peki her kullanıcı yalnızca goruntu izlemeyi sever mi? Bu sorunun cevabı kullanıcıya gore değişir ancak coğu kişi, bir goruntu izlerken icinde bulunmayı ve kontrolu ele almayı tercih ediyor olabilir. Hatta bir klibin interaktif bir hÂle getirilmesi, şu anki gozluklerin bile uzun sureli kullanımının onunu acabilir.
[h=2]Sanal gerceklikte duygu olabilir mi?[/h]
VR teknolojisinin sanata gelmesiyle birlikte bir tartışma daha ortaya cıkıyor. Bazı insanlar VR teknolojisinin duygusuz insanlar icin olduğunu ve gercek dunyada istediği şeyleri elde edemeyenlerin başvurduğu bir durak olduğunu dile getiriyor ancak bu doğru değil.
VR gozluklerinizi takıp bir goruntuyu izlemeye başladığınızda bambaşka bir dunyada oluyorsunuz ancak bu dunya, icimizdeki duyguları yok ediyor değil. Aynı duyguları o goruntuleri izlerken de yaşayabiliriz. Bir şeyin kurgusal olduğunu biliyor olmak, duygularımızı somurecek olsaydı o zaman oynadığımız oyunlardan ve izlediğimiz filmlerden zevk almazdık. Filmler ve oyunlar bizleri farklı dunyalarda hissettiriyorken boyle bir sorunun akıllara takılması gercekten ilginc geliyor.
Konumuzu toparlayacak olursak VR teknolojisi, kesinlikle sanat alanına da adım atacaktır hatta attı bile. VR; artık yalnızca muzik dunyasına girmedi, resim dunyasına da girmiş durumda. Gercek hayatta zevk aldığımız şeylerin icinde bulunmayı bu kadar hayal ederken boyle bir fırsatı yakalamış olmak gercekten muhteşem bir his. Ayrıca teknolojinin ilerlemesi surekli kendini ikiye katladığından ileride cıkacak cihazların ne duruma geleceklerini hayal etmek oldukca zor.

Peki VR gelecekte bizi nasıl bir hÂle sokacak? İşte bu tum konulardan bağımsız bir şekilde sadece insan ve VR olarak tartışılması gereken bir konu. Gecen yıl sinemalara gelen "Ready Player One" filmini hatırlayın. Steven Spielberg’un yonetmenliğini yaptığı bu film, belki de gunumuzden 20 yıl sonra bir başyapıt olarak anılacak ve insanlar, "Bu adam geleceği gormuş" diyecekler.
Webtekno takipcileri olarak siz de VR’ın ne yonde evrileceği tartışmalarına yorum yaparak katılabilirsiniz. Ayrıca yazımızda bahsettiğimiz Bjork’un cıkarmış olduğu VR albumune bu bağlantıya tıklayarak ulaşabilirsiniz.