Sezaryen Hangi Durumlarda Onerilir ve Uygulanır?
Sezaryen Ameliyatı: Sezaryen Doğum Nedir?
Sezaryen nedir sezaryenle doğum hangi durumlarda gerekmektedir
Sezaryen ile doğum kararı gebelik muayeneleri esnasında verilebileceği gibi, doğumu induksiyon (suni sancı) ile başlatma girişimi başarısız olduğunda, ya da doğum eylemi başladıktan sonra birinci ya da ikinci evrede verilebilir. Sezaryen kararı en sık doğum eylemi başladıktan sonra doğumun ilerlememesi ve fetal distres geliştiği durumlarda verilmektedir.
Şu unutulmamalıdır: Bebeğin vucudu cıkana kadar herhangi bir donemde normal doğumdan vazgecilerek bebeğin sezaryen ile doğması kararı verilebilir!
Gebelik muayeneleri esnasında sezaryen kararı verilmesi
Doğumu sezaryanla gercekleştirme kararı henuz doğum eylemi başlamadan once, antenatal incelemelerin herhangi birinde verilebilir. Elektif (acil olmayan) sezaryen adını alan ve randevu verilerek gercekleştirilen bu uygulama aşağıdaki durumlarda tercih edilir.
Placenta Previa
Plasentanın serviksi tumuyle ya da kısmen kapatmasıdır. Kısmi kapatma durumlarında doğum eylemi esnasında serviks acılırken aşırı kanama olabileceğinden, tumuyle kapatma durumunda ise bebek hicbir şekilde kanala giremeyeceğinden doğum mutlaka sezaryenle gercekleştirilir. Tanı 36. gebelik haftasından sonra yapılan ultrason incelemesiyle konur. Bazı gebelerde gebeliğin erken donemlerinde yapılan ultrasonlarda plasentanın servikse yakın yerleştiği, bazen de serviksi tumuyle kapattığı gozlenebilir. Bu donemlerde sezaryen kararının hemen verilmesi doğru değildir, zira gebeliğin sonlarına doğru (36. gebelik haftasına kadar) plasenta uterusun buyumesiyle yukarı cıkarak normal yerleşimine ulaşabilir.
Bebeğin "ters" ya da "yan" durması
Fetuslar gebeliğin erken donemlerinde sıklıkla yan ya da makat pozisyonunda (baş yukarıda) dururlar ve pozisyonlarını sık sık değiştirirler. Belli bir gebelik haftasından sonra, ozellikle de 36. gebelik haftasından sonra bebek yeri daraldığından pozisyonunu değiştirmesi zorlaşır. 36. gebelik haftasından sonra bebeğin uterus icinde enlemesine durması sezaryen icin mutlak bir neden teşkil eder. Makat ile gelen fetusların dikkatli bir inceleme sonrasında vajinal doğumuna izin verilebilir. Ancak onde gelen kısım (yani doğum kanalına ilk giren kısım) ayak ise doğum mutlaka sezaryen ile gercekleştirilir. İlk doğumunu yapacak anne adaylarında makat gelişi ile doğum mumkun olmakla beraber bebeğin doğumu esnasında oluşabilecek muhtemel riskler yuzunden sezaryen ile doğum sıklıkla uygulanmaktadır.
İri bebek
Doğumu yakın olan bir bebeğin ultrason ve klinik incelemelerle 4500 gramdan daha ağır olduğunun saptanması durumunda sezaryen ile doğum tercih edilir. Ortalama bir boyda ve kiloda olan bir anne adayında iri bebekte doğum eyleminin birinci ya da ikinci evresinde anne adayı ya da bebekte istenmeyen bazı durumlar oluşabilir. Bunlar arasında en sık gorulenler doğumun ilerlememesi ve ikinci evrenin sonunda omuz takılmasıdır. Bu risklerin gercekleşmesini onlemek icin sezaryenle doğum tercih edilebilir.
Pelvis Darlığı (catı darlığı)
Bu duruma genellikle anne adayının cocukluk cağında gecirdiği ve kemik pelvis yapısını bozan hastalıklarda rastlanır. Şupheli durumlarda antenatal donemde yapılan dikkatli bir pelvik muayene ile tanı koyulur. Pelvis yapısı uterus icindeki bebeği doğurmaya uygun değilse sezaryen ile doğum kararı verilir.
Herpes Simpleks Enfeksiyonu
Herpes simpleks virusu (HSV) enfeksiyonunun bulaştırıcılığının devam ettiği donemde anneden bebeğe doğum esnasında virus bulaşma riski vardır. HSV bebekte ciddi santral sinir sistemi enfeksiyonuna neden olabileceğinden doğum sezaryen ile gercekleştirilir. Ancak bazen sezaryen bile bulaşmayı engelleyemeyebilir.
Daha once sezaryanla doğum yapmış olanlar
Daha once sezaryen ile doğum yapmış olanlar neden tekrar sezaryen ile doğum yaparlar?
Sezaryen esnasında uterusa bir kesi yapılır. Bu kesi bebek cıkarıldıktan sonra usulune uygun bir şekilde dikilerek kapatılır. Ne kadar iyi kapatılırsa ve ne kadar mukemmel iyileşirse iyileşsin kesi bolgesinde uterus kasının butunluğu bozulmuştur. Daha sonraki gebeliklerde uterus ve bebek tekrar buyumeye başladığında bu eski kesi yerinde bir gerginlik oluşur. Bu gerginlik kesi bolgesinin kendi kendine acılmasıyla ("dehisans") ya da bolgede yırtık oluşmasıyla ("uterus rupturu") sonuclanabilir. Boyle bir durum kanamaya yol acarak ve plasentanın işlevlerini bozarak anne adayı ve bebek icin ciddi bir tehlike oluşturabilir.
Sezaryen ile doğum yapmış olanlarda şimdiki gebelikte uterusta dehisans ya da ruptur oluşma riski nedir?
Bu sorunun cevabını verebilmek icin uterustaki kesinin yerini bilmek gerekir: Sezaryanda uterusa duruma gore iki ayrı kesi turunden biri uygulanır. Birinci ve en sık uygulanan, uterusun serviksle birleştiği alt kesime (alt segment) uygulanan yatay kesidir. İkinci kesi şekli ise uterusun yukarısında govde kısmına uygulanan dikey kesidir. Klasik insizyon (kesi) adı verilen bu dikey kesi bebeğin alt segment kesisinden cıkmasının zor olduğu durumlarda uygulanan nadir bir kesi şeklidir. Alt segment yatay kesilerde gebelik esnasında uterusun gebelik ya da doğum eylemi esnasında bu kesi yerinden yırtılma olasılığı binde 2 civarındadır. Klasik insizyonda ise uterus govdesi ciddi hasar gorduğunden oran tam olarak bilinmemekle beraber cok yuksektir.
Birinci resimde uterusa uygulanan alt segment yatay kesi gorulmektedir. Bu kesinin daha sonraki gebeliklerde yırtılma riski oldukca duşuktur. İkinci resimde ise direkt uterusun govdesine uygulanan klasik kesi gorulmektedir. Bu kesi uterus kasına ciddi hasar verdiğinden sonraki gebeliklerde yırtılma şansı yuksektir.
Sezaryen ile doğum yapmış olanlarda şimdiki gebelikte vajinal yoldan doğum yapma şansı var mıdır?
Onceki doğumunu sezaryenle yapmış olanlarda şimdiki doğumun da sezaryenle gercekleştirilmesi uygundur, ancak şart değildir. Ozel koşullar yerine getirildiğinde onceden sezaryenle doğum yapmış bir anne adayı normal doğum yapabilir (Bu ozel koşullar arasında en onemlisi doğum eylemi esnasında acil olarak ameliyata alınmaya uygun şartların varlığıdır). İstisna oluşturabilecek tek durum onceki sezaryen operasyonunda klasik insizyon kullanılmış olmasıdır. Bu durumda sonraki doğumların hepsinin sezaryenle gercekleştirilmesi cok daha uygundur. Sezaryenle doğum yapmış annelerin ameliyatlarının ne şekilde yapıldığını bilmeleri ve taburcu olurken bu konuda bir belge almaları daha sonra vajinal yolla doğum yapmak isteyebileceklerinden onemlidir.
Hangi durumlarda sezaryen gereklidir?
Pek cok durumda doğumun sezaryen ile yapılması gerekli olabilir. Genel olarak normal doğumun olanaksız ya da cok tehlikeli olduğu durumlarda anne adayı ve/veya bebeğin hayatını kurtarmak, ya da normal doğum eyleminin guvenli olmadığı hallerde sezaryen onerilir. Bazı endikasyonlar sadece anne adayının bazıları da sadece bebeğin iyiliği icin, diğerleri ise hem anne adayı hem de bebeğin iyiliği icindir.
Bazı durumlarda doğumun normal yollardan olması olanaksızdır. Bu gibi hallerde doğum eylemi başlamadan once sezaryen kararı verilir ve 38. haftadan sonra gebelik sezaryen ile sonlandırılır. Zaman zaman da eylem başladıktan sonra ortaya cıkan nedenler ile sezaryene karar vermek gerekebilir. Sezaryen endikasyonları gruplar halinde incelenebilir.
Normal doğumun olanaksız ya da riskli olduğu, sezaryene onceden karar verilen durumlar
Yan geliş (transvers duruş): Bebeğin rahim icerisinde yan durması. Bu durumda bebeğin vajinal yoldan doğması olanaksızdır. Hem anne hem de bebek hayatını yitirebilir. Bebekler gebeliğin erken donemlerinde yan (transvers), baş aşağıda ya da popo aşağıda durabilirler. Gebelik sonlara yaklaştıkca yan duran bebeklerde baş ya da popo aşağıya donerek son pozisyonunu alır. Bu donuşun yaşanmaması durumunda onde gelen kısım bebeğin omuzu olacaktır. Bu oldukca riskli bir durumdur.
Makat geliş:
Bebeğin onde gelen kısmının poposu olması kesin bir sezaryen gerekliliği değildir. Ancak eğer onde gelen kısım ayak ise sezaryen dışında bir alternatif yoktur. Tam ya da saf makat gelişlerde ise anne ve bebeğin durumu dikkate alınarak normal doğuma karar verilebilir. Ancak gunumuzde pek cok doktor bu riski goze almaz ve sezaryen onerir.
Pasenta previa totalis:
Bebeğin eşinin (plasenta) rahim ağzını tamamen kapatması durumuna plasenta previa adı verilir. Bu durumda normal doğum olanaksızdır ve onceden karar verilerek sezaryen yapılır.Bu durumda bebek doğum kanalına giremez. Gebeliğin erken donemlerinde plasenta alt kısımda yerleşmiş olabilir. Ancak gebelik ilerledikce rahimin buyumesi ile birlikte plasenta da yukarıya doğru cekilir. Son aya girildiğinde eğer bu yukarı cekilme gercekleşmemiş ise plasenta previadan soz edilir. Plasentanın rahim ağzını kısmen kapatması ya da hemen kenarında bulunması durumunda da rahim ağzının acılması sırasında aşırı kanama olabileceğinden sezaryen yapılmalıdır.
Cok iri ya da cok kucuk bebek:
Bebeğin tahmini doğum ağırlığının 4500 gramdan fazla ya da 1500 gramdan az olması durumda doğum travması ve buna bağlı bebekte hasar meydana gelmesi olasılığı yuksektir. Bu tur durumların varlığında normal doğum mumkun olmakla birlikte riski en aza indirmek amacıyla sezaryen onerilir. 4500 gramın uzerinde olan bebeklerde yaşanabilecek en buyuk risk omuz takılmasıdır. Bebeğin başı doğduktan sonra omuzları doğum kanalında takılıp kalır. Omuz takılması son derece talihsizbir durumdur. Kucuk bebeklerde ise doğum travmasına bağlı kafa ici kanamalar normal doğum sonrası daha sık gorulur. Kucuk bebeklerde aynı zamanda fetal duruş bozukluğu olma olasılığı yuksektir.
Baş-pelvis uygunsuzluğu:
Bebeğin kilosundan bağımsız olarak bebeğin en geniş capı olan kafası ile anne adayının kemik yapıları arasında uyumsuzluk olabilir. Bu durum eskiden dar pelvis ya da halk arasında catı darlığı olarak adlandırılmaktaydı. Dar pelvis yanlış bir tanımlamadır. Doğru olan annenin pelvisi ile bebek arasındaki ilişkinin saptanmasıdır. Orneğin pelvisi normal olan bir kadında bebek iri ise baş-pelvis uygunsuzluğu olabilir oysa aynı kadın minyon bir bebeği rahatlıkla vajinal yoldan doğurabilir. Bu durumda pelvis darlığından soz edilemez. Ancak raşitizm gibi bazı hastalıklarda annenin kemik yapılarında şekil bozuklukları olabilir. Bu gibi durumlarda vajinal doğum mumkun değildir.
Coğul gebelikler:
Şart olmamakla birlikte coğul gebeliklerde sezaryen tercih edilir.Ozellikle uc ya da daha fazla sayıda bebek varsa vajinal doğumdan kacınılır. İkiz gebeliklerde ise onde gelen bebeğin makat geliş arkadakinin ise baş geliş olması durumunda ilk bebeğin govdesi doğduktan sonra arkadki bebek ile kafaları kilitlenebileceğinden bu durum mutlak bir sezaryen gerekliliğidir.
Doğumsal anomaliler:
Bebeğin doğum kanalından gecmesini olanaksız kılan yapısal anomalilerin varlığında da sezaryen gerekliliği vardır. Bu durumun en onemli orneği bebeğin karın duvarının kapanmadığı ve ic orgalarının dışarıda olduğu gastroşizis ve omfalosel durumlarıdır. Vajinal doğum olduğunda bu organlarda ciddi zedelenmeler meydana gelir. Bazı iskelet sistemi hastalıkları ile noral tup defekti gibi durumlarda da sezaryen gereklidir. Yapışık ikiz varlığında da sezaryen uygulanır.
Doğum kanalını tıkayan kitleler:
Başta myomlar olmak uzere bazı kitleler doğum kanalını daraltarak vajinal doğumu olanaksız hale getirebilirler. Dev kondilom (genital siğil) varlığında da vajinal doğumdan kacınılır.
Anne adayındaki sistemik hastalıklar:
Bazı durumlarda anne adayının doğumun ikinci evresinde ıkınması sağlığını tehlikeye atabilir. İleri derecede kalp hastalıkları bu durumun en guzel orneğidir. Benzer şekilde anevrizma gibi beyin hastalıklarında da anne adayının ıkınması sakıncalı olabilir. Ikınma sırasındaki kafa ve karın ici basınc artışı riskli olduğunda sezaryen tercih edilir.
Annede herpes enfekiyonu:
Anne adayında aktif genital herpes enfeksiyonu varlığında bebek doğum kanalından gecerken enfeksiyonu kapabilir. Bu oldukca riskli bir durumdur. Aktif genital herpes varlığında vajinal doğum asla yaptırılmaz.
Gecirilmiş sezaryen:
Daha onceki hamileliklerin sezaryen ile sonlandırılmış olması mutlak bir sezaryen gerekliliği değildir. Bunun tek istisnası uterusun yukarıdan aşağıya doğru kesildiği klasik sezaryendir. Bu durumda eylem sırasında rahim kasının yırtılma olasılığı cok yuksek olduğundan asla denenemez. Alt kısma yatay bir kesi yapılarak gercekleştirilen sezaryenlerden sonra ise normal doğum denenebilir. Ancak pek cok doktor bu gibi durumlarda yine sezaryeni tercih etmektedir.
Gecirilmiş myomektomi:
Onceden yapılan bir myom cıkartma ameliyatında rahim boşluğuna girilmiş ve kavite dikilmiş ise coğu doktor sezaryeni tercih eder.
Gecirilmiş vajinal operasyon:
Vajinada uygulanmış bazı operasyonlardan sonra normal doğum onerilmez.
Vajinismus ve/veya korku:
Anne adayının normal doğumdan aşırı korktuğu ya da muayeneyi tolere edemediği durumlarda hicbir tıbbi gereklilik olmaksızın sezaryen onerilebilir.
Fetal distress bulguları:
Yapılan rutin NST incelemelerinde fetusun sıkıntıda olduğunu duşunduren bulguların varlığında sezaryen gerekli olabilir.
İsteğe bağlı sezaryen:
Gunumuzde ulkemizde ozel hastanelerde en sık yapılan sezaryen isteğe bağlı sezaryenlerdir. Burada herhangi bir tıbbi gereklilik olmaksızın anne adayının tercihi ile bebek miadını doldurduktan sonra (38. haftadan sonra) kararlaştırılan bir gunde sezaryen ile doğurtulur. İsteğe bağlı sezaryenlerde en sık karşılaşılan neden anne adayının normal doğumdan korkması, uzun surebilecek olan eylemi cekmek istememesi, bebeğini en ufak bir risk altına sokmak istememesi, normal doğumun uzun donem etkilerinden cekinmesi, cift icin ozel bir gunde (evlilik yıl donumu, ebeveynlerden birinin doğum gunu, 02.02.02 gibi kolay hatırda kalacak gunlerin tercih edilmesi gibi) doğumun gercekleştirilmesi ve hatta bebeğin burcunun ayarlanmasıdır!... Bu durumun en uc orneği bebeğin burcu ile birlikte yukselen burcunun da ayarlanması icin belirli bir saatte sezaryen yapılmasının istenmesidir
Bazı durumlarda ise doktor anne adayını sezaryene teşvik eder. Gebeliğin cok zor elde edildiği ya da ikinci bir gebelik şansının duşuk olduğu ileri anne yaşı,tup bebek sonrası gebelik gibi durumlarda normal doğumun bebeğe yuklediği risklerden kacınmak ve bebeğin sağ olarak dunyaya gelmesini garanti altına almak icin sezaryen tercih edilir. Eskiden Turk tıp literaturunde "kıymetli bebek" olarak gecen bu endikasyon, daha sonra terimin anlamsızlığı nedeniyle terk edilmiştir. Her ne olursa olsun tum bebekler kıymetlidir kıymetsiz tek bir bebek bile yoktur.
Vajinal doğum planlanırken eylemin herhangi bir anında sezaryen gerekliliği doğuran durumlar
Zaman zaman vajinal doğum icin her turlu şart uygunken ve elem devam ederken ortaya cıkan durumlar sezaryen gerekliliği doğurabilir.
İlerlemeyen eylem:
Anne adayının kasılmaları duzenli ve guclu olmasına rağmen rahim ağzının acılmaması ya da bebeğin kafasının aşağıya inmemesi durumunda sezaryen gerekliliği ortaya cıkar. Eylemin ilerlememesinde en onemli neden bebeğin kafasının doğum kanalına uygun şekilde girmemesidir.Daha onceden fark edilemeyen baş pelvis uygunsuzluğu ya da kafanın kanala eğri girmesi durumunda yeterli kasılmalara rağmen eylem ilerlemez.
Fetal kalp atımlarının bozulması:
Doğum eylemi sırasında kasılma ile birlikte rahime giden kan ve oksijen miktarında azalma olur. Bu azalma aynı şekilde plasentaya ve bebeğe giden miktarlara da yansır. Normalde bebek kasılmalar sırasında gorulen bu azalmayı rahatlıkla tolere eder.Tolere edemediği durumlarda ise ilk once kalp atım hızında bir yavaşlama izlenir. Fetal kalp atımları bozulduğunda anne adayını sol yanına yatırmak ve oksijen vermek gibi temel onlemler ile durum duzelmiyor ise sezaryen kararı verilir. Bu duruma akut fetal distres adı verilir.
Plasentanın erken ayrılması:
Plasentanın bebek tamamen doğup ilk nefesini almadan once rahim duvarından ayrılmasına ablasyo plasenta ya da plasental dekolman adı verilir. Boyle bir durumda bebeğin oksijen ve besin kaynakları azalır. Plasentanın hepsinin ayrılması durumunda ise tamamen kesilir. Tam dekolman son derece acil bir durumdur. Anne ve bebeğin hayatı tehlikededir. Zaman kaybetmeden acil şartlarda sezaryene alınır.
Kordon sarkması:
Amniyon kesesi acıldığında bebeğin gobek kordonu rahim ağzından dışarıya sarkabilir. Son derece acil bir durum olan kordon sarkması varlığında kordon sıkışarak bebeğe giden tum kaynakların kesilmesine ve bebeğin olmesine neden olabilir. Kordon sarkması varlığında bir kişi elini annenin vajenine sokarak kordonu rahim icine iter. Bu vaziyette ameliyat odasına gidilir. Bebek tamamen doğana kadar kişi elini vajinadan cıkarmaz. Kordon sarkması durumunda sezaryen zamana karşı yapılan bir yarıştır.
Amniyon sıvısının mekonyumlu olması:
Bebeğin barsak iceriğinin (mekonyum) amniyon sıvısında olması bebeğin sıkıntıda olduğunun belirtisidir. Mekonyum bebeğin akciğerlerine kacarsa kimyasal akciğer enfeksiyonuna neden olabilir. Bu nedenle amniyon sıvısında mekonyum saptandığında şart olmamakla birlikte sezaryen tercih edilebilir.
Bebeğin kafasının sıkışması:
Zaman zaman eylem normal olması gereken şekliyle ilerlerken bebeğin kafası doğum kanalının ortasında takılabilir. Bu durumda sezaryen gerekir.
Doğum eylemi başladıktan sonra sezaryen kararı verdiren durumlar
Duzenli olarak takibe giden gebelerde yukarıdaki sayfalarda anlatılan durumlar soz konusu olduğunda doğum eyleminin başlaması beklenmez ve sezaryen ile doğum gercekleşir. Gebelerin buyuk kısmında bu yukarıdaki durumlar soz konusu olmadığından bu gebelerin doğum eylemine girmesi beklenir.
Ancak doğum eylemi esnasında aşağıda anlatılan beklenmeyen durumlar soz konusu olduğunda doğum eylemi yarıda kesilerek sezaryen ile doğum kararı verilir. Yukarıda bahsedilen ve elektif (planlı) sezaryen kararı verdiren durumların tumu, bu durumlar onceden belirlenememişse (duzenli kontrollere gidilmemesi durumunda) doğum eylemi başladıktan sonra da sezaryen ile doğum kararı verdirir.
Doğum eyleminin birinci evresinde sezaryen kararı verdiren durumlar:
Duzenli olarak antenatal takiplere gittiniz. Antenatal takiplerinizde hic bir problem saptanmadı. Doğum eylemi başladı. Henuz servikste acılma tam değil, sancılar devam ediyor. Ne gibi durumlarda sezaryen gerekir?
Birinci evrenin uzaması:
Serviksteki acıklık uygun şekilde ilerlemezse durum değerlendirmesi yapılır. Uterus kasılmaları zayıflamışsa ya da duzensizleşmişse ve bunun icin bir neden bulunamıyorsa anne adayına durumu gidermek amacıyla damardan uterus kasılmalarını duzene sokmak amacıyla oksitosin verilir. Yeterli dozda oksitosine rağmen serviks acıklığı ilerlemiyorsa sezaryen kararı verilir. Kasılmalar duzenli olmasına, hatta normalden daha kuvvetli olmasına rağmen serviksteki acıklık ilerlemiyorsa bebeğin pelvisten gecmeye uygun olup olmadığının tekrar değerlendirilmesi gerekir. Baş pelvis uygunsuzluğu durumunda kasılmalar ne kadar duzenli ve şiddetli olursa olsun serviksteki acıklık ilerlemez. Baş pelvis uygunsuzluğu tanısı konamamış bir iri bebek durumuna bağlı olabileceği gibi, bebeğin doğum kanalına alın gelişi ile girmeye calışması gibi diğer bazı anormal durumlara bağlı olarak ortaya cıkabilir. Tum bu durumlarda kasılmalara rağmen serviksteki acıklık ilerlemez. Bu durumda artık normal doğum imkanı kalmamıştır ve sezaryenle doğum gercekleştirilir.
Fetal distres ortaya cıkması:
Birinci evrede fetus kalp seslerinde bozulma saptanırsa bu durum anne adayı sol yanına yatırılarak, oksijen ve sıvı verilerek giderilmeye calışılır. Fetal distres normal doğumu bekleyemeyecek kadar ağırsa ve onlemlerle duzelmiyorsa doğum sezaryenle gercekleştirilir.
Kordon sarkması:
Makat ile doğumda sık rastlanır. Bazen de baş gelişinde su kesesinin kendiliğinden acıldığı durumlarda ya da doktor tarafından acılması durumunda kordon sarkabilir. Doğumun dakikalar icerisinde gercekleştirilmesi gerektiği ender durumlardan biridir. Acil sezaryen uygulanır.
Ablatio placentaya bağlı fetal distres ya da aşırı kanama:
Plasenta erken ayrıldığında ayrılmanın şiddetine gore kanama ya da fetal distres bulguları ortaya cıkar. Anne hayatı kanama nedeniyle, fetus da fetal distres nedeniyle tehlikeye girerse doğum sezaryen ile gercekleştirilir.
Doğum eyleminin ikinci evresinde sezaryen kararı verdiren durumlar:
Birinci evreyi atlattınız. Serviks tam acık, doğuma cok az kaldı. Doğumun bu kadar yaklaştığı bir donemde sezaryen hangi durumlarda gereklidir?
Bebeğin doğum kanalında sıkışması:
Bebek başının doğum kanalının tam ortasında yer alan dikensi cıkıntıları aşmak icin on-arka doğrultuda olması gerekir. Bu donuşu başaramaz ve baş yatay konumda bu dikensi cıkıntılara ulaşırsa burayı aşması oldukca zor olur. Derinde transvers duruş adı verilen bu nadir durumda vakum ile bebeği cekmek cok travmatik olabileceğinden sezaryen ile doğum gercekleştirilir.
Vakum ekstraksiyonunun başarısız olması:
İkinci evrede bazı durumlarda vakum uygulamak gerekebilir (vakum ekstraksiyonu ile doğum). En sık fetal distres ve ikinci evrenin uzaması nedeniyle vakum uygulanır. Vakum uygulaması ile doğum gercekleştirilemezse doğum sezaryen ile gercekleştirilir.