İcişleri Bakanı Suleyman Soylu, "Bugun dinimizle ilgili provokatif paylaşımlar yapılıyor. Oysa biz dun de Muslumandık. Ama sorun şu ki dun, onların istediği gibi Muslumandık. Kafamızı kaldıramıyor, soz soyleyemiyorduk. Oysa bugun inancımızı da tarihimizi de kendi istediğimiz ve kendi duşunduğumuz gibi yaşıyoruz." dedi.
Soylu, Mulkiye Teftiş Kurulu 2020 Yılı İnceleme Araştırma Toplantısı'nın acılışında yaptığı konuşmada, mufettişlerin bazıları ile aynı donemin cocukları olduğunu belirterek, gecmişte, yabancı bir gazetede veya bir filmde Turkiye'nin ismi gectiği zaman heyecanlandıklarını veya bir yabancı politikacının verdiği beyanın cok onemli olduğunu soyledi.

Orta halli yabancı bir burokratın Turkiye ziyaretinin bile kamu yonetiminde tedirginliğe sebep olduğunu dile getiren Soylu, artık durumun değiştiğini belirterek, şunları soyledi:
"Gandhi'nin meşhur bir sozu var. 'Once seni gormezden gelirler, sonra sana gulerler, sonra seninle kavga ederler ve sonra sen kazanırsın', biz şu anda ucuncu aşamadayız. Yani bizimle kavga ettikleri aşamadayız yaşananların sebebi şudur; Turkiye 21. yuzyılın başından itibaren buyuk bir değişim yaşamıştır ve bu değişimde kendi medeniyet kimliğini merkeze almıştır. Sadece kendi silahını, kendi yazılımlarını değil, kendi politikalarını da uretme kapasitesine ulaşmıştır. Yirmi birinci yuzyılın ilk on yılının sonunda, sadece altyapıda attığımız adımları, otoyollarımızı, hastanelerimizi konuşuyorduk. Ne zaman ki IMF borclarını bitirmeyi konuşur olduk, ne zaman ki kendi insansız hava araclarını yapıp hem terorle mucadelede kullandık hem de ihrac etmeye başladık, ne zaman ki yeni hukumet sistemi dedik, teror bitecek dedik, 15 Temmuz'da darbeye hayır dedik, ne zaman ki dunyanın kendi kapısından ittiği gocu yonettik, yani ne zaman ki sınırlarımızın dışına taşan başarılar ortaya koyduk, işte o zaman işler değişti.
Bugun Libya'da, Doğu Akdeniz'de, Azerbaycan'da, Suriye'de, Irak'ta, Turkiye kendi politikalarını ortaya koyuyor, Turkiye insani politikaları savunuyor, Turkiye bolgenin huzur ve barış icerisinde olmasını istiyor. Turkiye başkalarının bu bolgenin istikrarını bozmalarını engellemek icin bolgenin insanıyla beraber aynı duygudaşlığı yaşıyor ve aynı adımları atıyor."
"İnancımızı kendi istediğimiz gibi yaşıyoruz"
Turkiye'nin artık sadece gelişen değil aynı zamanda da kuresel olarak iddialı bir ulke haline geldiğini vurgulayan Soylu, İslam'a yonelik saldırıları da değerlendirdi. Soylu, "Bugun dinimizle ilgili provokatif paylaşımlar yapılıyor. Oysa biz dun de Muslumandık. Ama sorun şu ki dun, onların istediği gibi Muslumandık. Kafamızı kaldıramıyor, soz soyleyemiyorduk. Oysa bugun inancımızı da tarihimizi de kendi istediğimiz ve kendi duşunduğumuz gibi yaşıyoruz." diye konuştu.
Soylu, Turkiye'nin bugununu ve yarınını kendi hedeflerine gore planladığını soyledi.
İcişleri Bakanlığı ve bağlı kurumların koklu gecmişe sahip olduklarını hatırlatan Soylu, Turkiye'nin her değerinin, her damla alın terinin, gelecek icin en doğru ve en verimli şekilde kullanabilmesinin onemini vurguladı.
Turkiye'nin başına gelenlerden sonra edindiği tecrubeleri gelecek nesillere bir sistem olarak aktarması gerektiğine işaret eden Soylu, "Turkiyeyi gecmişten ayıran onemli bir gercek var, Turkiye tarihiyle, bilgisiyle, koklu gecmişi ve kendisine bırakılan emanetlerle, kapasitesinin kendisine el verdiği olculerde cok onemli ve stratejik adımlar atıyor." dedi.
Soylu, yapılması gerekenin "Cumhurbaşkanlığı sistemi altında sistemi iyi kurmak ve iceriden acık vermemek" olduğunu dile getirdi
Teftiş kurulunun calışma sahasının, sadece rapor yazıp ceza kesmek olmadığını belirten Soylu, kurulun rehberlik eden ve yol gosteren bir teşkilat olduğunu kaydetti.
Bakanlığın calışmaları hakkında da bilgi veren Soylu, goc, trafik, asayiş, uyuşturucu gibi konularda hem strateji belgeleri hem de bilimsel saha araştırmalarıyla sorunlara yaklaştıklarının altını cizdi. Soylu konuşmasını şoyle surdurdu:
"Eğer trafik kazalarında 2015 yılına gore 2019 yıl sonu itibarıyla yıllık bazda 2 bin 57 kişi daha az can kaybı yaşandıysa, eğer 2017'deki uyuşturucuya bağlı 941 can kaybı sayısını 2019 sonu itibarıyla 342'ye cekebilmişsek, PKK teror orgutune 2015'te 5 bin 550, 2016'da yıllık 703 kişi katılırken 2019 yılının tamamında 130 kişi, bu yıl da 44 kişi katılıyorsa, buna mukabil 2016'da ikna edilerek teslim olan kişi sayısı 49'ken, 2019'da 273, bu yıl icinde halen 182 olabiliyorsa, son 3,5 yılda 800 rakamını ikna ederek adalete teslim kabiliyetini guvenlik guclerimiz sağlayabiliyorsa, Turkiye asayişte evden hırsızlık gunluk ortalamasını 2016-2020 arasında 240'tan 154'e cekebiliyorsa ve Turkiye dunyanın ocu gibi korktuğu gocu, medeniyet değerlerine yakışır şekilde yonetebiliyorsa butun bunlar ciddiyetli, stratejik ve konuşmamın başında ifade etmeye calıştığım, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde 21. yuzyılın başından itibaren ortaya koyduğumuz mantalite sayesindedir."
"Onemli bir kan değişimi"
Mulkiye Teftiş Kurulu bunyesine 15 Temmuz sonrasında 53 mulkiye mufettişinin katıldığını belirten Soylu, "116 mulkiye mufettişimiz, 32 de vali mulkiye mufettişimiz ki ben bunun da Bakanlığımız icin kazanc olduğunu duşunenlerdenim." dedi.
Kurulun calışmalarının devam ettiğini ve 23'unun idari gorevde olduğunu belirten Soylu, "Aktif mulkiye mufettişlerimizin yaklaşık yarısı, 15 Temmuz sonrası donemde aramıza katıldı. Bu onemli bir kan değişimidir. Bir devlet geleneğinin gelişmesi ve guclenmesidir." diye konuştu.
(Surecek)
Kaynak: Anadolu Ajansı / Sertac Bulur