Erken Doğum Tedavisi
Erken doğum tehdidi ve erken doğum riski
Erken doğumda ne yapılır? Erken doğum tedavisi

Gebeliğin 36. haftası tamamlanmadan doğumun başlamasına erken doğum tehdidi (EDT), eylemin bebeğin doğumuyla sonuclanmasına preterm (zamanından once) doğum ya da erken doğum adı verilir. Zamanından once doğan bebek premature (olgunlaşmamış) olarak isimlendirilir.

Butun gebeliklerin yaklaşık %8'i erken doğum ile sonuclanır.
Erken doğum tehlikesi saptandığında oncellikle anne ve bebeğin genel sağlık durumları sistematik bir şekilde değerlendirilir. Acil doğum gerektiren durumlar dışında tıbbi tedavi ile erken doğum eyleminin durdurulması veya geciktirilmesi mumkundur. Ozellikle acil doğum gerektiren
annede ağır preeklampsi varlığı,
plasentanın erken ayrılmasına bağlı olabilen rahim ici veya dışına kanama (ablasyo plasenta),
plasental yetmezliğe bağlı bebekte ağır bir gelişme geriliği ,
amniyon kesesinin acılması sonucu amniyon sıvısında ileri derecede azalma veya rahim ici ciddi enfeksiyon

Olası bir enfeksiyon tanısı icin kan ve idrar tetkikleri alınır. Acil durumların olmadığı, anne ve bebek acısından ic dengenin stabil olduğu erken doğum tehlikelerinde ivedilikle kasılmaları durdurmaya yonelik tıbbi tedavi yontemlerine başvurulur.

Oncelikle anne adayı yatak istirahatına alınarak, damar yolu ile sıvı takviyesine başlanır. Eğer istirahat ve sıvı takviyesi sonrası kasılmalar azalır ve ilk muayenede rahim ağzında herhangi bir değişiklik saptanmadı ise; anne adayı bilgilendirilerek istirahat ve sıkı takip altına alınmak koşulu ile evde izlenebilir.

Ancak kasılmalar alınan ilk onlemlere rağmen devam ediyor ise ve/veya ilk muayenede rahim ağzında değişiklikler saptandı ise tokoliz denen rahim kasılmalarını durdurma amaclı ilac tedavilerine gecilir. Tokoliz; rahim acıklığı 4 cm.den daha az olan hastalarda başlanır.

Her bir grup ilacın ceşitli yan etkileri vardır. Ozellikle en sık kullanılan grup olan ritodrin grubu ilaclarda; kalp atım hızında artış, tansiyon duşukluğu, nefes darlığı oluşabilir. Bu yan etkiler ciddi boyutlarda olabilir ve tedavinin kesilmesini gerektirebilir. Bu nedenle ozellikle intravenoz (damar yolu ile) tedavi hastanede doktor gozetiminde uygulanır ve tedavi oncesi ile tedavi boyunca ceşitli kan analizleri yapılır. Anne adayında kalp hastalığı, diabet, hipertansiyon, hipertiroidi varlığında genellikle uygulanmaz.

Tedavide onemli bir adım; fetal akciğer gelişimini hızlandırma amacı ile kortikosteroid grubu (betametazon) ilac uygulamasıdır. Bu tedavinin erken doğan bebeklerde solunum gucluğu sendromunu azaltıcı bir etkisi olduğu duşunulmektedir. Faydalı etki ozellikle 28 - 34. gebelik haftaları arasındadır. Ve doğumdan en az 24 saat once uygulandığında etkinliğinin daha fazla olduğuna inanılmaktadır.

Kasılmalar bu tıbbi tedavi seceneklerinden biri uygulandıktan sonra tamamen durdu ise, peroral (ağızdan tablet) tedaviye gecilerek anne adayı kasılmalar konusunda bilgilendirilip, sıkı takibe alınmak koşulu ile evde izleme devam edilebilir. 36. gebelik haftasından sonra genellikle ilac tedavisine son verilir.
Alınan onlem ve tedavi yontemlerine karşın kasılmalar, devam ederek doğum eylemi ilerleyebilir. Bu durumda erken doğum eyleminin izlem ve tedavisinin yapılacağı merkezde premature bakım olanaklarının bulunması cok onemlidir. Gununden once doğmuş, olası solunum zorluğu yaşayabilecek bir bebeğin premature yoğun bakım unitesine en iyi taşınma şekli anne karnında taşınmadır. Bu yaklaşım premature bebek olumlerini azaltabilecek en onemli adımlardan biridir. Genellikle 2500 gr. altında doğum ağırlığı beklenen bu bebeklerin doğum eylemi sırasında kafa ici kanama riskleri nedeniyle doğum şekli planlanırken onlar icin en az travmatik olan doğum yontemi secilir.

Sağlıklı bir hamilelikte, olgunlaşmasını henuz tamamlamamış bir bebek icin en iyi ortam anne rahmidir. Bu nedenle erken doğum riskinin azaltılması ve erken tanısı icin duzenli antenatal takiplerinize devam ediniz.