Ağlamak en az gulmek kadar onemli...
Ozellikle kadınlar hassas yapıları olduğundan her şeye ağlayabilirler; Ağlamak yoğun duyguları takip eder. Bu genelde uzuntudur ama bazen neşe ve kahkaha da olabilir. Nezle olduğumuzda ruzgarda gozumuz yaşardığında ya da soğan doğradağımızda akan gozyaşları ile icimizi derin duygular kapladığında gozlerimizden suzulen gozyaşları farklıdır. Sağlığımızı yaşam kalitemizi ve guzelliğimizi tehdit eden en buyuk sorunların başında stres gelir. Ama doğamız o kadar mukemmel bir tasarımdır ki her sorunun caresi her derdin dermanı icinde saklıdır.Orneğin gulmek de ağlamak da sandığımızdan cok daha değerli ve sağlıklıdır.
Bu tip gozyaşlarının hormonal ve kimyasal icerikleri değişiktir. Gozyaşını tahlil ettiğimizde icinde acı ve ağrıya karşı dayanıklılığımızı artıran bir ceşit endorfin hormonu vucudumuzdaki stresin onde gelen belirtilerinden olan ACTH hormonu ve prolaktin hormonu olduğunu goruyoruz. Bu tip gozyaşında yoğun bir şekilde manganez minerali de bulunur.
Bu mineral iskelet sistemi ve uretkenliğin yanı sıra duygusal dalgalanmalarımızla da yakından ilişkilidir. Ağlarken biraz yoruluruz ama sonra kendimizi cok daha iyi hisseder acılırız. Araştırmalar duygusal gozyaşlarının stresle yukselen bazı kimyasalları dışarı atmamıza yardımcı olduğunu gosteriyor.

__________________