Milli Eğitim Bakanı Ziya Selcuk, meslek liseleri ve bulundukları şehirlerde yapılan uretimin ortuşme oranının yuzde 20'ler civarında olduğunu belirterek, "Şimdi biz tum ekibimizle bu bağlantıyı kuruyoruz. Şehrin ihtiyaclarını ve buradaki uretimi dikkate alan bir model bu. Şehre ozgu bir şey..." dedi.
Selcuk, Giresun'da gercekleştirdiği ziyaretler kapsamında, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Muhiddin Gulal'ın da katılımıyla basın mensuplarıyla bir araya gelerek değerlendirmelerde bulundu.
Demokrasiyle ilişkilendirilmemiş, ekonomiyle bağlantısı bulunmayan bir eğitimin her zaman ice kapalı ve uretimden kopuk olduğunu belirten Selcuk, bu nedenle eğitimin her zaman cağın ve gunun becerilerini dikkate alan, bu becerileri kazandırmak icin de hem milli hem de evrensel eksende insan yetiştirme hedeflerini gozeten bir kurum olması gerektiğini soyledi.

Selcuk, Turkiye'de meslek lisesindeki beceri setleri ile sanayi ve hizmet sektorunun ihtiyac duyduğu beceri setlerinin ortuşmesini hedeflediklerini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Bu yuzden de 50'nin ustundeki sektorle birebir toplantılar yapıp, uzun sureli calışmalar yapıp, 'Sanayi ve hizmet sektorunde becerilerin yenilenmesine ilişkin neye ihtiyacınız varsa bizim mufredatımız odur. Oğretim programlarımız buna uyum sağlar. Cunku bizim mezunlarımızın sizin uretimde beklediğiniz niteliklerle yuzde 100 ortuşmesi ana hedefimiz.' dedik. Bu gercekleşti ve sektor temsilcileri kendi dijital altyapıları, otomasyon yapıları ve uluslararası birtakım standartları gozeterek... Orneğin, ayakkabıcılık sektoru, robotik alan, otomasyon alanı, turizm alanı, hangi alan olursa olsun her birisinin ihtiyacı olan beceri havuzu ortaya konuldu ve 'Biz bunları ders olarak istiyoruz.' denildi. Bu sağlandı ve bunun otesinde de ustabaşılarının derse girebilmesinin onu acıldı. Fabrikaların icine okul acılabilmesiyle ilgili bir mevzuat duzenlemesi yapıldı."
Mesleki eğitimdeki uretimden elde edilen gelirde yuzde 15 Hazine kesintisi varken bunun yuzde 1'e indiğini anımsatan Selcuk, bu sayede meslek liselerinde uretim patlaması yaşandığını soyledi.
Fabrika ve otel icerisinde okul
Ziya Selcuk, uzun yıllardır sanayide ve hizmet sektorunde makine parkı, dijital altyapı ve iletişim altyapısının dijitalleştiğini belirterek, otomasyonun da cok arttığına işaret etti.
Okullardaki makine parkı, arac-gerecler, oğretmen nitelikleri, mufredat icerikleri ve benzeri bircok hususun mevcut gelişmelere paralel yenilenme ihtiyacı olduğunu aktaran Selcuk, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Biz şu anda bir şekilde yapabildiğimizi okullarda yapıyoruz, yapamadığımız hususlarda da ozel sektorun imkanlarını değerlendiriyoruz. 'Bir otelin icerisinde okul kuralım. Zaten calışma alanı orası, muşteri orada, orada oğrensinler ve orası okul olsun.' dedik. Turizm Bakanlığımızla iki yıl icerisinde 200 civarında bir okul acacağız, şu anda 50 civarında okulumuz var. Bunların hepsi iş oncelikli, iş garantili okullar... Tabii bu arada ekonomide, uretimdeki gelişmeleri dikkate alan bir eğitim yaklaşımı... Orneğin, savunma sanayimiz dunyada oncu noktada. O zaman savunma sanayisinin teknisyen altyapısını yetiştirmek gerekiyor. O zaman ASELSAN'ın icine okul acıyoruz. Gebze'de organize sanayi bolgesine ya da İstanbul Teknik Universitesi'nin teknoparkının icine lise actık ve bunlar Turkiye'de ilk kez yuzde 1'lik dilimden oğrenci alıyor."
Selcuk, elektrikli otomobil lisesi actıklarını anımsatarak, buna benzer neye ihtiyac varsa artık okulun ve eğitimin o olduğunu soyledi.
Turkiye'de ozel sektorun meslek eğitim merkezi acabilme iznini aldığını belirten Selcuk, "Meslek eğitim merkezi, cıraklık eğitimi demek. Mesela, Almanya'da mesleki eğitimin yuzde 85'i ozel sektorun elindedir. Bizde meslek okullarının yuzde 5'i ozel sektorle ilgili. Bu niye onemli? Cunku ozel sektor zaten fabrikasına, makine parkına yatırım yapıyor, guncelliyor kendini. Hazır orada imkan varken, o zaman okul orası, eğitim ortamı orası olsun, orayla beraber calışalım. Makine parkını okula kurmak yerine orada hazır olanı kullanalım, beraber calışalım ve ustabaşıları da derse girsin. Bunun yasal ve uygulama altyapısı hazır." diye konuştu.
Selcuk, meslek eğitim merkezlerinden mezun olanların yuzde 88'inin istihdam edildiğine dikkati cekerek, bu kapsamda cıraklık eğitimine başvuran oğrenci sayısında da onemli bir artış yaşandığını kaydetti.
Uretimin gerektirdiği beceri setine yonelik eğitim
Milli Eğitim Bakanı Selcuk, meslek eğitim merkezini bitirenlerin lise mezunu sayıldığını, orada zaten derslerin verildiğini soyledi.
Eskiden, "Ben lise okuyacağım, bir de cıraklık-kalfalık bitireceğim, herkes 4 sene okurken ben niye daha fazla yıl kaybedeyim?" sorununun yaşandığını ifade eden Selcuk, "Bunu cozduk ve artık cıraklığı bitiren, kalfalığı bitiren lise mezunu sayılıyor.
Erkeklerin askerlikle ilgili yaşadığı guclukler vardı meslek okullarında. Universite okumuyorlarsa mezun olduktan iki yıl sonra askere gitmek zorundaydılar. Milli Savunma Bakanımızın da desteğiyle bu guclukler ortadan kaldırıldı. Okul sonrası tecil de 2 yıldan 6 yıla cıkarıldı. Meslek lisesi mezunlarının on lisans okuması halinde yedek astsubay olabilmesi icin de bir kanun cıkartıldı." dedi.
Selcuk, butun bunların uretimin gerektirdiği beceri setine yonelik bir eğitim anlayışıyla yapıldığını, aksi takdirde okulların sanayinin beklentilerini karşılamama durumunun ortaya cıktığını kaydetti.
Bu kapsamda bir ekosistem kurduklarından bahseden Selcuk, şoyle devam etti:
"Ar-Ge kısmı, okul kısmı, uretim kısmı... Bunun İstanbul'da ekosistemini kurduk. İstanbul'a plastik sanayisiyle ilgili sektorun onculuğunde bir mukemmelliyet merkezi kurduk. Okulunu kurduk, yanında fabrikası var. Boylece daha lisedeyken daha ileri uygulamalar yapabilme konusu gundeme geldi. Meslek liselerinin onunu acabilmek icin Turkiye Odalar ve Borsalar Birliği'yle (TOBB) ortak bir calışma yaptık ve organize sanayi bolgelerinin icinde ya da dışındaki yuzlerce okulun hamiliğini ustlendiler. Yani birebir artık okulun yonetimi sadece oğretmenler tarafından yapılmayacak, iş dunyasının temsilcileri de yonetim kurulunda olacak ve ihtiyacları birlikte değerlendirecekler. Okulun gidişatını, dersini, iceriğini birlikte değerlendirip sektorun ihtiyacı neyse ona gore duzenleyecekler. Şoyle de bir şey getirdik; bu liselerin okul yoneticileri teknik alandan olmak zorunda. Cunku daha once onemli bir kısmı sosyal bilimler alanındandı ve kimileri konuya hakim değildi. Kişinin yetkinliğinden dolayı orada mudur olması konusunda bir istişare de soz konusu."
Şehre ozgu okullar
Ziya Selcuk, her ulkenin mesleki eğitim modelinin kendine ozgu olduğunu, mesleki eğitimin milli gelire bakarak yapılandırıldığını soyledi.
Meslek liseleri ve bulundukları şehirlerde yapılan uretimin ortuşme oranının yuzde 20'ler civarında olduğunu belirten Selcuk, "Şimdi biz tum ekibimizle bu bağlantıyı kuruyoruz. Şehrin ihtiyaclarını ve buradaki uretimi dikkate alan bir model bu." dedi.
Selcuk, savunma sanayi lisesi kurarken, "bu alanda muhendisimiz cok ama teknisyenimiz yok" duşuncesiyle hareket ettiklerini, hangi alanda ileri gidiliyorsa oraya yonelik eksikleri gideren bir altyapı kurduklarını anlattı.
Eğitimde şehre ozgu okul modeline yonelik ornekler de veren Selcuk, "Konya'da tarımla ilgili buyuk bir uretim var. Orada universitenin icine dunyanın en gelişmiş tarım teknolojilerini iceren bir tarım lisesi actık, dunyadaki tarım liselerine bakıp. Diyelim bir ineğin DNA'sına bakmak, gebelik testi yapmak, birtakım Ar-Ge calışmaları yapmak... Butun bunlarla ilgili gorduğumuz manzara şuydu; Tokat'ta ve Konya'da tarımla ilgili, Tokat'taki universitenin kampusunun icine, son derece modern laboratuvarların olduğu, lise oğrencisinin bir Ar-Ge ortamını rahatlıkla gorebildiği liselerden bahsediyoruz. Bu şehre ozgu bir şey... Oralarda tarımın ilerlemesi, yukselmesiyle ilgili bir durum." şeklinde konuştu.
Selcuk, salgın doneminde meslek liselerinin kısa surede dijital solunum cihazı, maske ve siperlik uretimi gercekleştirdiğini, bunun onların uretim kapasitesinin olduğunu gosterdiğini ifade etti.
Meslek liselerinin, uretimin alanlarına donuşturulmesi gerektiğini vurgulayan Selcuk, bunun sadece kitaptan okuyarak yapılamayacağına işaret etti.
"Mesleki eğitim konusunda en cok oğretmen eğitimi yapan ulkeyiz"
Bakan Selcuk, Turkiye'de ahşap oyuncak konusunda ciddi bir ithalatın olduğunu gozlemlediklerini, bu kapsamda yerli ahşap oyuncak sektorunun oluşmasına onculuk ettiklerini belirterek, "Dedik ki 'Bizde ahşap var ama okulu yok. Hemen 4 yerde okul actık. 'Biz bunu burada uretiriz ve kendimize ozgu tasarımlar yaparız.' dedik. Bunu da yaptık, şimdi artık ihracata başlıyoruz." dedi.
Faydalı model ve patent konusunda ciddi manada eğitim verdiklerini ifade eden Selcuk, meslek okullarındaki oğretmenlerin tamamının kendi alanlarındaki sektor temsilcileri tarafından eğitime alındığını soyledi.
Selcuk, "Bir taraftan Cumhuriyet tarihinin ve aynı zamanda bugunku dunyadaki dijital beceri eğitim ve bu mesleki eğitim konusunda en cok oğretmen eğitimi yapan ulke olduk. Bunu da uluslararası kuruluşlar soyluyor. İşte bu hafta mesela EBA eğitim alanındaki dunyadaki butun siteler icerisinde birinci sıraya yukseldi. Daha da ilerleyeceğiz, acık ara fark olacak." diye konuştu.
Oğrencilere hayatın ve sektorun ihtiyacı olan eğitimin verilmemesi halinde istihdamla ilgili bir tıkanıklık oluştuğuna işaret eden Selcuk, konuşmasını şoyle tamamladı:
"(Meslek Liseleri) Buradan mezun olan yuz binlerce insan surekli işsiz kalınca kultur burada bir kırılma yaşıyor. Diyor ki, 'Artık bunlar işe giremiyor, dolayısıyla meslek lisesi işe yaramaz.' Bu kulturu donuşturmenin yolu da kırıldığı yerden başlamak. 'Siz buradan mezun olduğunuzda iş onceliğiniz olacak' denildiğinde kultur değişiveriyor birden. Turkiye'de şu an itibarıyla 332 bağımsız ve 295 meslek lisesi bunyesinde toplam 627 okul ve kurumda mesleki eğitim programımız var. Bizim eğitim ve ekonomi dememizin sebebi bu. Demokrasi dememizin sebebi... Butun bu 1.000 okulu bir demokratikleştirme projesi aynı zamanda. Bu okullarımıza dijital tasarım beceri atolyelerini koyma, bahcesine spor merkezlerini koyma... Cocuğun yaşam sahnesini donuşturmek istiyoruz ve onları buyuk yazarlarla, muzisyenlerle buluşturmak, yani kulturel olarak bir donuşumu de tetiklemek istiyoruz. Onun otesinde de tabii bu bir fırsat adaleti sağlıyor. Mesela 8 bin 200 civarında tasarım beceri atolyesi actık bir senede. Bunların tamamını sosyoekonomik olarak daha duşuk seviyedeki bolgelerimize actık. Niye? Baz oluşturmak icin yaptık."
Kaynak: Anadolu Ajansı / Belgin Yakışan Mutlu