
Cıplak gozle goremediğimiz yapıları incelemek icin mikroskop adlı cihazları kullanıyoruz. Bu yapılar zaman icerisinde oldukca buyuk gelişim gosterdi. 1959’da mikroskopların daha da gelişmesi icin cağrı yapan fizikci Richard Feynman bile bu kadarını duşunmemiş olabilir.
Yeni calışmada bilim insanları, sanal gerceklik ile gelişmiş bir mikroskobu bir araya getirmeyi başardı. Boylece ozellikle tıp alanında daha once yapılmadığı kadar ince teşhisler yapılabilecek ve hastalıkların kokenine inilebilecek.
[h=2]Bir noronun yolculuğu[/h]
Bu hafta Nature Medicine dergisinde yayımlanan bir makalede, cok gelişmiş bir mikroskop ve bir sanal gerceklik sistemi sayesinde hucrelerin yapılarının bile incelenebildiği bir sanal gezinti yapılabildiği ortaya koyuldu. Bu sistemde gorduğumuz yapı, onceden oluşturulmuş bir goruntuyu değil anlık olarak hucredeki faaliyetleri gozlemlemeyi sağlıyor.
Super cozunurluklu mikroskop kullanılarak alınan goruntu sanal gerceklik ortamına aktarılıyor. Kullanılan yazılım, iki boyutlu veriyi 3 boyutlu goruntu haline getiriyor. Neredeyse kişiselleştirilmiş bu biyolojik deneyimler sayesinde doktorların hastalıkların nedenlerini daha iyi tespit edebilmesi planlanıyor. Bu sayede de daha once sebebi bulunamamış hastalıkların nedeni cozulebilecek.
Makalenin yazarlarından Cambridge Universitesi biyofiziksel kimyager Steven Lee, gazetecileri de bir tura cıkardı. Lee ve ekibi, 3D goruntu analiz firması Lume VR ile birlikte bu cihazı geliştirdi. Acıklamalara gore doğadaki desenleri anlayabilmek doğayı anlamanın temelini oluşturuyor.
[h=2]İstenen bolgeleri incelemek mumkun[/h] vLUME adlı yazılımla birlikte bilim insanları secilmiş bir bolgeyi ozel olarak izleyebilecek. Gazetefcilerin katıldığı bir turda, bir sinir hucresi ve bu hucrenin alt kısımları detaylı şekilde incelenmişti. Bu sistem sadece hucreleri ve kucuk yapıları anlamak icin değil anlatmak icin de onemli bir yontem olabilir.
Bu sistemi mumkun kılan teknoloji olan super cozunurluklu mikroskop, 2014 yılında kimya alanında Nobel Odulu almayı başarmıştı. Bu mikroskop sayesinde her bir hucrenin yeri ayrı ayrı belirlenebilmekteydi.