Aile İci Şiddet ve Cocuklar
Travma Ve Şiddet (Cocuk Ve Genclerde)
Şiddet, bir insanın bir başka insana, isteği dışında fiziksel, sozel ya da cinsel olarak tahrip edici guc uygulamasıdır. Şiddet, yetişkinlerin ruh sağlığını ciddi bicimde tahrip ederken, cocuğun boyutları acısından bakıldığında, baş edilebilmesi cok daha zor bir olaydır. Dunya onlar icin yeterince buyuk ve zor iken, şiddet onların yaşama uyumlarını daha da gucleştirir. Son gunlerde basında, bebeklere, cocuklara uygulanan şiddet olayları ile cok sık yuz yuze geldik, hepimizin yureği burkuldu. Caresiz, kucucuk varlıkların maruz kaldıkları vahşet, biz yetişkinleri dehşete duşurdu. Onları, bu hale getiren yetişkinleri nefret ile kınadık. Bir kez daha, anne baba olmanın nasıl bir olgunluk duzeyi gerektirdiği ile yuz yuze geldik. Cocuklara uygulanan şiddetin başında fiziksel şiddet, dayak gelmektedir.
Ofke kontrolu
Dayak coğunlukla, yetişkinin ofkesi sonucunda cocuğa uygulanır. Cocuğun yaptığı herhangi bir davranış, yetişkini ofkelendirir ve dayak gercekleşir. Bazı anne babalar, dayağın cocuk eğitiminde gerekli olduğunu duşunurler. Cunku, onlar da kendi anne ve babalarından oyle gormuşlerdir. Cocuklarını dovdukleri icin hic rahatsızlık duymazlar. Bazı anne babalar da dovdukten bir sure sonra yaptıklarından pişmanlık duyar, cocuğa sarılır, oper hatta ozur dilerler. Cocuk, canı yandığı, incitildiği icin ofke duyar ama bunu ifade edemez; cunku, bunu ona yapan annesi babası ya da bir bicimde bağımlı olduğu bir başka yetişkindir. Onlara duyduğu sevgi ile onların ruhunda yarattığı hasarı birbiriyle uzlaştıramaz. Bunun sonucunda da ofkeyi kendine yoneltir. Cocuğun kendine duyduğu bu ofke, onun tum yaşam alanlarına yayılır. Hissettiği olumsuz duygular, yaşama uyumunu zorlaştırır. Okulda, arkadaş ilişkilerinde sorunlar yaşamaya başlar.
Bir eğitim aracı olarak kullanılan dayak, kısa bir sure icin etkili olabilir. Dayak yediği andan itibaren kısa bir sure icinde cocuk istenmeyen davranışı yapmaz. Ancak, bir sure sonra cocuk, kendisini o davranışı yapmaya yonelten gereksinmeleri karşılanmadığından, yeniden aynı davranışta bulunur. Dayağın, uzun vadede cocuğa kazandırdığı hicbir eğitici yanı yoktur. Hic mi bir şey kazandırmaz? Kazandırır, dayağı, bir yontem olarak o da kendi yaşamına katar. Giderek, kardeşlerini, arkadaşlarını, eşini, cocuklarını hatta annesini babasını ofkelendiğinde dovebilir. “İnsan, annesini babasını dover mi? ” demeyin.
Şiddete tanıklık
Şiddetin, en az şiddete maruz kalmak kadar tahrip edici bir diğer ceşidi de şiddete tanıklık etmektir. Babalarının, annelerine surekli fiziksel şiddet uyguladığına tanıklık eden cocukların hem kısa, hem de uzun vadede hem ruhsal hem de sosyal sorunları oluşmaktadır. Bu cocuklar, kavga etmeye daha eğimli, guvensiz ve saldırgan olmaktadırlar. Ozellikle erkek cocuklarda, kız cocuklara ve kadınlara yonelik olumsuz davranışlar gelişmekte, giderek onlar da eşlerini doven birer birey haline gelmektedirler. Cunku, erkek cocuk, babayı model alır, onun davranışlarını taklit eder. Babaya benzemesi de baba tarafından onaylanır.
Yine fiziksel şiddete tanıklık etmek kadar cocuğu orseleyici bir başka şiddet bicimi de, annenin babayı, coğunlukla da babanın anneyi sozel olarak aşağılaması, incitici sozlerle taciz etmesidir. Bu duruma tanıklık eden cocuklarda da kaygılar, korkular gelişmekte, kız cocuk ise ezilen, aşağılanan anneyi model almakta, erkek cocuk ise, o da ezen, aşağılayan babayı model almakta, giderek o da annesine, kız kardeşlerine aynı şekilde davranmaya başlamaktadır.
Anne babanın surekli catışmasına tanık olan cocuklar da bir tur şiddete maruz kalmaktadır. Onlar icin, kocaman dunyada kendilerini guvende hissetmelerini sağlayacak iki insanın birbirlerini uzmeleri ve mutsuz gorunmeleri, onların kendilerini guvensiz ve dayanaksız hissetmelerine yol acacaktır. Bu ailelerin cocuklarında, ileriki yaşamlarında depresyon gorulme olasılığı oldukca yuksektir.
Cocukların uğradıkları bir başka şiddet de, aile ici veya aile dışı cinsel şiddettir. Her iki şiddet turu de cocukların ruhsal, sosyal ve zihinsel gelişimini cok olumsuz etkiler. Cocuklar, hem bu şiddete maruz kaldıkları anda hem de uzun vadede ceşitli sorunlar yaşarlar. Bu sorunlar, sosyal ve yakın ilişkilerde guvensizlikler, cinsel ve duygusal ilişkilerde guclukler, saldırganlık olabilir. Cocukları, cinsel şiddetten korumak icin, oncelikle anne babaların bu konuda gerekli bilgileri cocuklarına zamanında vermeleri gerekmektedir.
Gorulduğu gibi, şiddetin her turu cocukta ciddi tahribatlara yol acmaktadır. Bu tahribat, sadece şiddetin yaşandığı donem ile sınırlı kalmamakta, belki de bir omre damgasını vurmaktadır.


Aile ici şiddet mağduru kadınlar arasında yapılan bir araştırma, evde yaşanan şiddete cocukların buyuk oranda tanık olduğu ve bundan olumsuz olarak etkilendiğini ortaya cıkardı.

Kutahya il merkezinde yurutulen aile ici şiddet ve kadının şiddetten korunması konulu ''Mutlu Aileler, Gulen Yuzler'' projesinin ilk etabında, Dumlupınar Universitesi Eğitim Fakultesi İlkoğretim Bolumu Oğretim Uyesi Yrd. Doc. Dr. Nida Bayındır tarafından şiddet mağduru 88 kadın ile goruşulerek, ''Aile İcinde Yaşanan Şiddete Karşı Cocuğun Gosterdiği Tepkiler'' konusunda araştırma yapıldı.

Mehmet Akif Ersoy Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu Dergisi'nde yayınlanan araştırmada, 88 kadına evdeki şiddete tanık olan cocuklarının davranışları soruldu.

Evde yaşanan şiddete cocukların buyuk oranda tanık olduğu ve bundan olumsuz olarak etkilendiğinin saptandığı araştırmada, cocukların sıklıkla gosterdikleri tepkilerin ansal olarak, belirgin ağlama, ne yapacağını bilememe, şoka girme, anne-babanın kavga etmesini onlemeye calışma, anneyi destekleme ve korumaya calışma olduğu belirlendi.

Uzun vadede ise cocuklarda saldırgan davranışların arttığı, surekli sinirlilik, tedirginlik hali olduğu ve anneye aşırı bir bağlılık geliştirdikleri tespit edildi.

-KADINLARIN YUZDE 8'İ HER GUN ŞİDDET GORUYOR-

Kadınlardan yuzde 30.7'sinin 6 ayda bir, yuzde 8'inin ise hemen hemen her gun şiddet gorduğunun belirtildiği araştırmada, evde yaşanan şiddete her zaman tanık olan cocukların oranının yuzde 31.8, coğu zaman tanık olan cocukların oranının ise yuzde 36.4 olduğu ortaya cıktı. Cocukların şiddete her zaman ve coğu zaman tanık olma durumlarının da yuzde 68.2 olduğu belirlendi.

Cocukların evde yaşanan şiddetin yuzde 68.2 oranında farkında olduklarının belirlendiği araştırmada, elde edilen bulgulara gore eşler arasında yaşanan şiddette cocukların yuzde 20.5 oranında şiddet gorduğu, yuzde 60.2 oranında şiddet gormediği, yuzde 19.3 oranında da bazen şiddet gorduğu saptandı.

Cocukların evde yaşanan şiddetten yuzde 60.2 oranında olumsuz etkilendiğinin tespit edildiği araştırma bulgularına gore, şiddet anında cocukların belirgin duzeyde ağladığı (her zaman yuzde 37.5-coğu zaman yuzde 37.5), araya girerek anne-babayı sakinleştirmeye calıştığı (38.6-25.0), evde oradan oraya koşturarak ne yapacağını bilemediği (36.4-10.2), şok yaşadığı (36.4-23.9), anneyi desteklediği (43.2-5.7) ve annesini korumaya calıştıkları (44.3-15.9) ortaya cıktı.

Araştırma bulgularına gore evde yaşanan şiddet sonrasında cocuklarda sıklaşan ağlamalar (yuzde 47.7-29.5), yerli-yersiz gercekleşen ağlamalar (33.0-19.3), surekli sızlanmalar, mazeretler (34.1-20.5), anneye aşırı bağlılık (55.7-5.7), insanlardan kacma ve guvensizlik (38.6-26.1), saldırganlaşma (33.0-28.4), dikkat ve yoğunlaşma bozuklukları (34.1-30.7), okul başarısında duşme ve okula gitmeyi istememe (46.6-22.7) durumlarının gozlendiği belirlendi.

-ONERİLER-

Ceşitli onerilere de yer verilen araştırmada, aile icinde cocuğun şiddetten nasıl etkilendiğinin ebeveynler tarafından bilinmesi, şiddetin tek olumsuz sonucunun eşler uzerinde olmadığının farkına varılması gerektiği vurgulandı.

Ozellikle, evde yaşanan şiddetten cocukların etkilenmeme olasılığı olmadığı, bunun goz ardı edilmemesi gerektiği kaydedilen araştırmada, şu ifadeler kullanıldı:

''Bunun icin sorunlu ciftlerin aile terapistlerine ailece gitmeleri, cocuklarının yanında tartışmayı ertelemeye calışmaları, bu konuda farkındalıklarını arttırmaya yonelik bilgi ve becerilerini arttırmaları gerekir. Ayrıca, cocukların gelişimi konusunda ailelere planlı bir eğitim verilmeli, ofke yonetimi gibi onleyici hizmetler desteklenmelidir. Oğretmenler de, aile ici şiddete tanık olan cocukların davranışları konusunda bilgi sahibi olmalı, cocuk tepkilerini bu bağlamda yorumlayabilmelidirler. Oğretmenlerin bu tespitleri ile cocuk ve ailesinin yardım almasını sağlamaları gerekir. Eğer cocuk konuşmak isterse, ona duygu ve duşuncelerini sozlerle, resimlerle, hareketlerle ifade etme fırsatı tanınmalıdır.'' Şiddet ve Cocuk

Cocuklar, travma ya da şiddet iceren bir olay yaşadıklarında ya da buna tanıklık ettiklerinde, hemen tepki vermeyebilirler. Gercekten de bazı vakalarda, korku, depresyon ya da ice kapanma gibi duygusal tepkiler ancak gunler, hatta haftalar sonra ortaya cıkabilir. Bazı cocuklar duygusal destekle zaman icinde kaygılarının ve kotu anılarının ustesinden gelebilir.

Bazılarında ise duygusal travmaya bağlı uzun donemli etkiler yaşanabilir. Duygusal travma, şiddet iceren bir olayın ya da doğal afetin yaşanması, bir arkadaşın ya da aile uyesinin kaybı ya da erken yaşta annebabadan ayrılma gibi nedenler sonucu oluşan ciddi duygusal sıkıntı olarak tarif edilir.


TRAVMAYA VERİLEN TEPKİLER:


Travmaya tepki, travmatik olaydan hemen sonra gorulebildiği gibi, gunler ya da haftalar sonra da ortaya cıkabilir. Cocuklar ve ergenler dahil, her insanın stres karşısında farklı tepkileri vardır. Aşağıdakiler, olası tepkilerin sadece birkacını kapsamaktadır:


5 ve daha kucuk yaştaki cocuklarda:


Surekli olarak annebabadan ya da bakıcılardan ayrılma korkusu duyma, aşırı sarılma


Ağlama, sızlanma ya da cığlık atma


Uyku sorunları ya da kabus gorme


Yaşları icin uygun olmayan, daha kucuk yaşta gorulebilecek davranışlar gosterme (orneğin yatağını ıslatma, parmak emme ya da karanlıktan korkma)


6-11 yaşlarındaki cocuklarda yukarıda belirtilen tepkilere ek olarak aşağıdaki durumlar gorulebilir:


Başka insanlardan ve gunluk etkinliklerden kacınma


Okulda ve evde normalde yapmadığı yıkıcı davranışlarda bulunma


Konsantrasyon ve dikkat zorluğu


Mantıksız korkular


Sinirlilik


Ofke patlamaları, kavga etme


Depresyon, kaygı, sucluluk duyguları ya da duygusal kuntleşme


Okulda notların duşmesi


12-17 yaşlarındaki ergenlerde yukarıda belirtilen tepkilere ek olarak aşağıdaki durumlar gorulebilir:


Eski olayların yeniden yaşanır gibi olması


Travma olayını anımsatan durumlardan


Alkol gibi maddelerin kotuye kullanımı


İntihar duşunceleri


COCUKLARIN BAŞ ETMELERİNE YARDIMCI OLMA YOLLARI:


Elinizden geldiğince travmatik olayla ilgili acıklama yapın ve cocuğun size soru sormasına olanak tanıyın


Cocuğunuzu sakinleştirin ve onu sevdiğinizi anlamasını sağlayın


Cocuğunuza travmatik olay ve bununla ilişkili duyguları hakkında konuşma fırsatı verin; dile getirdiği tepkileri, yargılamadan dinleyin


Cocuğunuzu duygularını ve zaaflarını ifade etmeye teşvik edin; cesur ya da "sert" olmasını beklemeyin


Yaşına uygun olmayan davranışları eleştirmeyin ya da travmayla baş etmek icin yeniden ortaya cıkardığı bu tur davranışları nedeniyle onu mahcup etmeyin


Travmatik olayın kendi sucu olmadığını ona anlatın


Kendisini guvencede hissetmesini sağlıyorsa, ışık acık olarak, kardeşinin odasında ya da sınırlı bir sure icin sizin yanınızda yatmasına izin verin


Yavaş yavaş gunluk rutine geri donun; bu bircok cocuk icin rahatlatıcı olacaktır.