
Yuzyıllardır suregelen ve zaman zaman esprilere konu olan gelin-kaynana catışmalarının onemli sebebinin on yargılar olduğu, gelinin kaynanaya, kaynananın geline karşı tutumununu peşin hukumlerin belirlediği ve kafalarında taşıdıkları on yargılara gore davrandıkları bildirildi.
Aile ve cocuk eğitimiyle ilgili ceşitli araştırmaları bulunan Marmara Universitesi Ataturk Eğitim Fakultesi Oğretim Uyesi Prof. Dr. Mehmet Zeki Aydın, aile ici iletişimde gelin-kayınvalide ilişkilerinin onemli bir yer tuttuğunu ifade etti.
Bu iletişimde de akla gelen ilk olarak catışma ve kavgalar olduğunu vurgulayan Aydın, "Bildiğimiz kadarıyla gelin-kaynana surtuşmesi tarih boyunca olduğu gibi gunumuzde de sorun olmaya devam etmektedir. Gelin-kaynana catışmaları, turkulere, fıkralara, hikayelere, filmlere, şakalara, manilere, atasozu ve deyimlere, ozellikle de dedikodulara malzeme olmuş konuların başında yer almıştır" dedi.
Evlilik kurumunu derinden yaralayan, boşanmalara kadar varan bu catışmaların sebeplerinin bulunduğunu anlatan Prof. Dr. Aydın, gelin-kayınvalide arasındaki cekişmelerin belli başlı sebeplerinin on yargılar, alınganlık, kişilik farklılıkları, gelin ve kaynananın haddini aşması, başkasını yonetme isteği, kıskanclık, ruhsal hastalıklar, bencillik, cahillik gibi konular olduğunu belirtti.
Gelin-kaynana catışmalarının en onemli sebeplerinden birinin on yargılar olduğunu anlatan Prof. Dr. Aydın, "Maalesef gelinin kaynanaya, kaynananın geline karşı tutumunu, peşin hukumler belirliyor ve kafalarında taşıdıkları on yargılara gore davranıyorlar. Bu da kucuk bir anlaşmazlığı kavgaya donuşturuveriyor. Daha ortada hicbir şey yokken gelin kayınvalidesi; kayınvalide gelini icin olumsuz duşuncelere sahip olarak, adeta duşmanca bakış acışıyla işe başlıyorlar" diye konuştu.
Toplumda gelin ve kayınvalide denince bazı istisnalar dışında genellikle bir catışma; iktidar ve guc mucadelesi akla geldiğini soyleyen Prof. Dr. Aydın, "Aynı kişiyi, yani oğlu ve kocasını seven iki kadın, sudan sebeplerle anlaşamayarak hayatı once kendilerine, sonra tum aile bireylerine zehir ederler. İnatlaşmalarla başlayan tartışmalar bir sure sonra boşanmalara kadar gidebilmektedir" ifadelerini kullandı.
Gelin kaynana catışmalarının bir sebebinin de alınganlık olduğunu bildiren Prof. Dr. Aydın, "Cunku aynı sozu annesinden duyan gelin ya da aynı soz veya davranışı oğlu ve kızından goren kayınvalide, ’el kızı’ndan ya da ’el oğlu’ndan duyduğu soze daha cok alınıyor. Oysa her iki tarafın da aynı duşunceyle, aynı anlayış icinde olması bircok tartışmaları engelleyebilir" dedi.
Toplumda kayınvalidenin gelinine baskın olma arzusu ve buna karşı gelinin bağımsız olma isteğinin de gelin-kaynana catışmasının onemli nedenlerinden biri olduğunu aktaran Prof. Dr. Aydın, "Kayınvalide, hem yaşının verdiği tecrubeden hem de oğlan anası olmasından dolayı gelininin kendi sozunu dinlemesini istemektedir. Yeni evli gelin ise bağımsız olmak, istediği gibi yaşamak, evinde rahat olmayı arzulamaktadır. Sonuc doğal olarak birbirine soğuk davranmak olmaktadır" diye konuştu.
Kayınvalidenin oğlunu kıskanması ve adeta gelini kendisine rakip gibi gormesinin de gelin-kaynana catışmasına yol actığını dile getiren Prof. Dr. Aydın, bazı kaynanaların evlenen oğlunu gelinine kaptırdığını, yıllarca emek verip buyuttuğu evladını elinden kacırdığını zannettiğini ifade etti.
Her ne kadar gelin-kayınvalide kavgasında iki kişi var gibi gorunse de bu olumsuz tablodan etkilenenlerin sayısının bir hayli fazla olduğunu bildiren Prof. Dr. Aydın, "Her şeyden once gelin-kayınvalide anlaşmazlıklarının merkezinde olan evlat/eş konumundaki erkek, annesi ve eşi arasındaki kavgalardan olumsuz etkilenmekte, iki kişi arasında bir tercih yapmak zorunda bırakılmaktadır. Kişiliklerinin tam oluşma aşamasında olan cocuklar, evin icerisinde olumsuz tablolarla karşılaşmakta, en cok ihtiyac duydukları anda sevgi yerine kavgalara şahit olmaktadırlar" dedi.
Gelin-kaynana catışmasından kurtulmak icin yapılması gerekenin tek şeyin her iki tarafın birbirlerine karşı anlayış ve saygı cercevesi icerisinde yaklaşması, yani empati yapması olduğunu bildiren Prof. Dr. Aydın, kavga etmek yerine birbirini anlamaya calışmanın catışma ve cekişmelerin onune gececeğini soyledi.
Gelin ve kayınvalidelere iyi gecinme tavsiyeleri
Gelinin her şeyden once bir gun kendisinin de yaşlanacağını duşunmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Aydın, sozlerini şoyle surdurdu: "Kendisine ve kendi annesine nasıl davranılmasını istiyorsa eşinin annesine de oyle davranmaya gayret etmelidir. Gelin, kayınvalidesine kaynana gozuyle değil, sevdiği eşinin annesi olarak bakmalıdır. Şayet kayınvalidesini memnun ederse eşini de memnun edeceğini, uzerse de eşini uzeceğini bilmelidir. Aynı şekilde eşinin akrabalarına karşı iyi davranmalıdır. Yaşlı olan kayınvalidenin, genclere gore daha sabırsız, daha tutucu olabileceğini dikkate alan gelin daha fedakar olmaya calışmalıdır. Bu arada onun tecrube ve bilgilerinden yararlanmaya gayret etmelidir. Arada kucuk sorun olduğunda hemen kendi annesine aktarmak yerine oncelikle kendi arasında cozmeye calışmalıdır. Gelin tatlı dil, guler yuzun gucunden yararlanmalı, kayınvalidesine ’anne’ demeli zaman zaman onu takdir etmelidir. Zaman zaman kayınvalidesine akıl danışır, goruşunu alırsa, hem onun tecrubesinden faydalanır, hem de onu memnun etmiş olur."
Kayınvalidelere de gelinleriyle gecinmek icin tavsiyelerde bulunan Prof. Dr. Aydın, şunları kaydetti: "Kayınvalide her şeyden once gelinini bir yabancı ve bir duşman gibi gormemelidir. Kayınvalide, gelinine ’kızım’ der ve kızı gibi davranırsa, gelin de onu annesi gibi gorecek ve ona gore hareket edecektir. Kayınvalide buyukluğunu bilmeli, gelinin acemilik ve genclik hatalarını buyutmemelidir. Ozellikle de hatalarını başkalarının yanında soyleyip gelini mahcup etmek cok yanlıştır. Gunumuzde biz istesek de, istemesek de goruşler, anlayışlar, adetler hızla değişmektedir. Bu nedenle, kayınvalide bazı değişiklikleri kabullenmeli ve sık sık ’bizim zamanımızda boyle değildi’ diye inatlaşmamalıdır. Bazı kayınvalidelerin yaptığı gibi gelini kendi aile ve akrabalarından uzaklaştırmak doğru değildir. Kayınvalide başkalarına kendi gelinini kotulememeli ve başkalarının soz ve dedikodularından etkilenerek gelinine eziyet etmemelidir. Cocuğun yanında annesi asla kotulenmemeli ve kucuk duşurulmemelidir."
Milliyet.com
__________________