Bir akşam yemeğinde;
Omuzları acık bırakan,bordo kadifeden bir bluz,aynı renk bir ruj,goğus dekoltesinin ortasında parlak taşlarla bezeli bir broş ve gozlerinin rengini, yureklere işleyen bi makyaj, karlı yamaclara akseden bir gun batışı gibi
bembeyaz omuzlara dokulmuş kıpkızıl saclar...
Paha bicilemiyen Kaşıkcı Elması gibidir kadın...

Bir sabah kahvaltısında;
Yataktan henuz kalkmış, karmakarışık ipek sacları goğsune doğru dokulmuş,
yana kaymış incecik gecelik, o mermer omzunu ve bir goğsunu biraz acık bırakmış, uyku mahmuru gozleri baygın, kurumuş dudakları opulmek istercesine aralık...
Bir dağ başında,kendiliğinden yetişmiş bir ağacın kabuğu soyulmdan,
ısırarak yenen meyvası gibi,
Kokusu ve lezzeti emsalsiz bir dağ elma’sı gibidir kadın...

Sonraki yıllarında;
Yaşı olgunlaşmış ve bedeni de biraz dolgunlaşmış, hayatı ve aşkı iyice oğrenmştir o.
Gozleri hunerlidir,elleri hunerlidir aşk konusunda...İstediği mesajı bakışlarıyla verebilir Artık kendi ağız tadına uygun bi aşk arar.
Ruhunu okşayan guzel sozlerle,onun sevdiği renkte bir tek gulu yureğinizden kopartıp verdiğininize inanırsa, size tum gul bahcesini sunabilecektir.
İşte,o zaman da,uzerine kaymaklı dondurma konmuş,
Tadına doyulmayan kÂğıt helvası gibidir kadın...

Ve her zaman,her cağında;
Hassas yureği guzelliklerle dolu ve o guzellik, gozlerine, bakışlarına sevgi olarak, nÂrin ellerine hayat veren bir sıcaklık olarak yansımış...
Onurlu, uysal, vefÂlı, biraz da cekingen, cicekler gibi guzel kokan, kelebekler kadar renkli ve nazik...,
Guneşin henuz doğduğu bir seher vaktinde
Bir gul yaprağı uzerinde titreyen ciy damlasıdır kadın..
.
KÂh paha bicilemeyen Kaşıkcı Elmasıdır kadın,
KÂh lezzeti emsalsiz bir dağ elma’sıdır kadın,
KÂh tadına doyulmayan kÂğıt helvasıdır kadın
Ve hep,bir gul yaprağında titreyen ciy damlasıdır kadın...

__________________