Bana, "biliyorsun, meyve veren ağacı taşlarlar" dedi. Sağ elinin işaret parmağıyla kendisini işaret ederken, sol elinin işaret parmağıyla da sehpanın üzerinde duran meyveleri gösteriyordu.

Dedemi hatırlıyorum da, omzuna astığı sağlam bir sopa ile iki teneke suyu aşağıdaki dereden çekerdi meyva bahçesine. Sonra o fidanlar büyüdü, büyüdü her biri dev gibi meyve ağacı oldu.

İşten gelirken bir manava uğrayıp biraz meyve alsan, sevindirsen şu çocuğu... Geçen gün bir yerden bir portakal bulmuş, bütün gün oynadı onunla, yatarken de ayrılmadı, uykuya koynunda bir portakalla daldı...

Ben kışın ortasında nereden bulayım meyveyi? Sanki yirminci yüzyılda yaşıyoruz da... Bu arad portakal da neyin nesi, meyve mi? Portakalın Portekiz'den yola çıkıp bizim topraklarımıza ulaşmasına daha yüz yıl var, yirminci hatta yirmi birinci yüzyılda mı yaşıyoruz biz, Ortaçağ'dayız biz daha. İyi ki bir geleceği görüyorsun hanım...

Hadi sana bir soru; yumurta meyve midir, sebze midir?

Sana son bir lafım olacak; fazla şeker tüketmek seni hem hızlı yaşlandırır; çünkü vücudun jet yakıtıdır şeker, ama hızlı yıpranmaya da neden olur, hem de sağlığını bozar hızla. Bunun yerine elinin altında muz, kavun, elma, üzüm gibi meyvelerin yaş yahut kurusunu bulundurursan, canın şeker çektiğinde atarsın ağzına, seni avutur bir süre. Böyle giderse hem obez olacaksın, hem de sağlığından olacaksın.

Şu meyveleri bir yıkayıver de dilimleyip koyalım ağabeyinle babanın önüne, biz olmasaydık kim bilir ne bulup ne yerlerdi, şunlara bak, sanki topu televizyondakiler değil bunlar oynuyor...

meyva meyve