Bilim ve Teknoloji
Bilirm
Teknoloji
20. yuzyıl bilim ve teknolojinin gelişmesinde Altın cağını yakalamış, insan hayatında vazgecilmez bir rahatlık sağlamıştır. Bilim hicbir zaman durağanlık gostermemekle birlikte bilimin sınırları genişlerken; dunyanın sanıldığı kadar buyuk olmadığı gerceği ortaya cıkmıştır.
Gunumuzde bilim olağanca hızıyla ilerlemekle birlikte, insan hayatının olmazsa olmazları arasına girmeyi başarmıştır. Bilimin sonucu olarak ortaya cıkan teknoloji hayatımızı her alanda kolaylaştırmayı başarmıştır. “Bilimle Teknoloji arasında tabi bir dongusel bir ilişki vardır; bilimsel calışmalar uygulamaya elverişli Bilgi ureterek teknolojik gelişmeye yol acarken, teknolojik gelişmeler de bilimsel araştırmanın daha uygun şartlarda yapılmasını sağlayarak bilimsel gelişmeyi hızlandırmaktadır. Yeni cağ başlarından itibaren belirginleşmeye başlayan bilimle teknoloji arasındaki bu ilişki mahiyet değiştirmeden gunumuze kadar devam etmiştir. Ancak 1950’li yıllardan itibaren kullanılmaya başlayan Elektronik bilgisayarlarla birlikte bilim-teknoloji ilişkisi arasındaki dongu giderek daha kısa surede tamamlanır olmuştur. Bilgisayarlar her Gun biraz daha guclenirken,
Guclu bilgisayarlar sadece mevcut araştırmaları hızlandırmakla kalmamakta, onceden imkansız olanı mumkun kılarak yeni bildi alanları ortaya cıkarmaktadır.bilgimizin sınırları genişlerken mesafeler kuculmektedir. Bunun tabii bir sonucu gunumuz toplumlarında yaşanan hızlı sosyal ve kulturel değişmedir” (Acun,2004,Internet I).Ronesans ve Reformla birlikte bilimdeki gelişmelerin temelleri atılmış, bilgisayar gelişmeyi engellemeye calışan tum olumsuzluklarda ortadan kalkmıştır. (Kilise ve dinin etkisi gibi) insanlar tanrı bilimsel gerceklerden sıyrılıp, icinde yaşadıkları dunyayı ve bu dunya ile ilgili sorunları keşfetmişlerdir. Bu gibi gelişmelerin sonucunda da bilimsel gelişmeler başlayıp zamanla hız kazanmıştır (Mc. Neill, 1989) .
Bilim ve teknolojinin ortaya cıktığı tarihten itibaren insanlar icinde yaşadıkları dunya ile yetinmemişlerdir. Uzayı merak etmişler, uzayın sırlarını cozmek amacıyla gizemli bir yolculuk, sistemli bir calışma icerisine girmişlerdir. Sıvı yakıtlı motorların bulunması ile ucaklar ulaşım aracı olarak kullanılmaya başlanmış, insanlara uzak gibi gorunen mesafeler artık ortadan kalkmıştır. Bunun sonucunda insanların uzaya gitme isteği iyice artmıştır (Mc.Neill,1989). Uzayı tanımlayacak olursak; guneşi, gezegenleri, uyduları, yıldızları, sayısız galaksiyi icine alan sonsuz bir boşluktur. Bu sınırsız boşluk icerisinde bulunan gok cisimlerin her bir dunya yuzeyindeki toz parcacıkları kadardır. İlk cağ filozoflarından başlayarak bir cok bilim adamı uzayı tanımlama cabası icerisine girmişlerdir. Orneğin, Galile’nin gok bilimleri ile ilgili calışmaları olmuştur. Teleskop ile gozlemler yapmış, şu anki bilim adamlarımızın bile sonucuna ulaşamadıkları bir araştırma cizgisini başlatmıştır. Kepler ise gezegenlerin yorungeleri uzerine calışmalar yapmış, elips şeklinde hareketleri saptamayı başarmıştır (Mc. Neill, 1989).
19. yuzyılda cok hızlı ucan ucaklar ve buna takip roketler yapılmıştır. Bu roketler sayesinde Aya gidilebileceği fikri ortaya atılmıştır. Boylece gelişmiş ulkeler arasında bir yarış başlamıştır. Artık insanların aklında tek bir soru vardır. O da, “insanlarda uzaya gide bilir mi, eğer giderse yaşayabilir mi?” idi. Bunun uzerine Alman bilim adamları araştırma yapmaya başladı ve araştırma sonucu olumluydu. Tek sorun uzayda yaşamın surup surmeyeceği idi (Kurtuluş, 1995).
Uzayda yaşamın surup surmeyeceğinde temel uc sozcuk vardı: Atmosfer, radyasyon ve yer cekimi. Bunlardan en onemlisi insanların yaşamını surdurmesi icin mutlaka gerekli olan atmosferdir. Solunumun duzenli olması icin de bu Atmosfer icin de bulunan Gazların doğru miktarda olması gerekir. Uygun Atmosfer şartları sağlandıktan sonra radyasyon yalıtımının yapılması gerekir. Uzayda bir de yer cekimi sorunuyla karşılaşılır. Dunya’dan uzaklaştıkca yer cekimi azalır. Bu onlemler alındıktan sonra yolculuk yapılmalıdır (Kurtuluş, 1995).1935 yılında Ruslar uzaya gonderilecek olan roketin calışmalarına başlamışlar ve bu calışmalar 1957 yılında tamamlanmıştır. 1957 yılında Sputnik 1 uzay aracı, Ruslar tarafından dunya yorungesine yerleştirildi. Boylece “ uzay cağı” başladı (Ercan, ve diğerleri, 1999
NASA ‘nın aya yolculuk planlarının başlangıcı Başkan John F. Kenndy nin 25 Mayıs 1961 ‘de Kongredeki bir ozel oturumda yaptığı konuşmaya dayanıyordu. “onumuzdeki on yıl icinde bir adamın aya gitmeyi ve dunyaya donmeyi başaracağına inanıyorum” . Soğuk savaş doneminde uzay calışmaları konusunda da Sovyetler Birliği ile yarışan Amerika, uzay harcamaları icin buyuk butceler ayırıyordu.Aya gonderilecek uzay aracı icin calışmalar uzun bir sure devam etti. Bu calışmalar sırasında yapılan test ucuşlarından birinde NASA uc astronotunu kaybetti.
Sonunda 16 Temmuz 1969 ‘da Neill Armstrong, Edwın Aldrin Jr ve Michael Collins adlı uc astronotu taşıyan Apollo 11 tarihe gececek Ay yolculuğuna cıktı. Apollo 11 , 19 Temmuzda ay yorungesine girdi. Ertesi gun uzay aracından ayrılan “Kartal (Eagle)” adlı modul ay yuzeyine başarıyla indi ve Armstrong aya Ayak basan ilk insan olarak tarihe gecti Armstrog ‘un ardından Edwın Aldrın de yuzeye indi. Ay toprağından ornekler alan, bazı bilimsel deneyler yapan ve Amerikan bayrağını aya diken iki Astronot gorevlerini başarı ile tamamlayarak dunyaya donduler” (Yahya, 2004, İnternet II).
Armstrong, insanlığın uzun zamandır uzerinde calıştığı efsanevi yolculuğu başarı ile tamamlayarak aya ulaştı. Armstrong, hem ay yuzeyine attığı ilk adım ile hem de o adımı atarken sarf ettiği sozler ile tarihe gecti: bu, bir insan icin kucuk ama insanlık icin buyuk bir adım” (Yahya.2004,İnternet II).Uzayın keşfi ile birlikte insanoğlunun hayatında onemli değişiklikler oldu. Bu değişiklikleri şoyle sıralayabiliriz:
a) Uzay bilimi demek olan Astronomi sadece gozlemlere dayalı iken deneysel bir bilim haline geldi.
b) Guneş, gezegenler ve diğer gok cisimleri hakkında daha gercekci bilgiler elde edildi.
c) Uzaydan cekilen uydu fotoğrafları ile dunyanın gercek boyutları olculdu.
d) Uydu fotoğraflarından yararlanılarak meteorolojide Hava tahminleri doğru olarak yapılmaya başlandı.
e) İletişim ve ulaşım teknolojilerinde buyuk gelişme ve kolaylıklar sağlandı”(Ercan ve diğerleri,1999,s:58-60).
Bizimde uzayda TURKSAT adını verdiğimiz bir uzay aracımız bulunmaktadır. Bu sayede uzayın tum olanaklarından yararlanmaktayız ve kolayca haberleşmekteyiz.İletişim kurmanın en kolay yolu konuşmaktan gecer bir de karşımızdaki insanlara duygularımızı ve isteklerimizi anlatmanın diğer bir yolu da el-kol hareketleridir. Fakat bunların dışında da haberleşme yolları vardır: eski cağlarda duman ile atlı elciler ile ve guvercinler...gb. Karadeniz bolgesinde bulunan koylerimizin bazılarında yer şekillerinin de etkisi ile dağınık yerleşme gorulur evler arasındaki mesafe uzak olduğu icin insanlar ıslıklar ile iletişim kurarlar. Her ıslık tonu başka bir anlam ifade eder.
İnsanların uzaktan haberleşmesine imkan veren teknik araclar Fransız devriminden hemen sonra optik telgrafın bulunması ile gelişim surecine girdi (Thema Larousse Tematik Ansiklopedi Bilim ve Teknoloji, 1993).1837 de elektrikli telgrafın bulunması ile “iletişim cağı” başlamış oldu (Ercan ve diğerleri,1999).
Telefon 1876 yılında Graham Benn tarafından bulundu. İnsan sesini iletimini once ulke icerisinde daha sonrada ulkeler arasında yayılmasına imkan verdi. Bu yenilik bir cok kaygıyı da beraberinde getirdi. ABD de benimsendi ve daha sonra ulkeler arasında yayılmaya başladı. 19.yuzyılda etkileşim ağları kurulmaya, insanlar arasındaki etkileşim gelişmeye başladı (Thema Larousse Tematik Ansiklopedi Bilim ve Teknoloji, 1993).
20. yuzyılda ise kitlesel yayın teknikleri ortaya cıktı. Birinci Dunya Savaşından sonra Radyo, İkinci Dunya Savaşından sonra Televizyon hayatımıza girdi (Thema Larousse Tematik Ansiklopedi Bilim ve Teknoloji, 1993).Duzenli Tv. Yayınları 31 Ocak 1968 Gunu gercekleşmiştir. İnsanlara hem faydalı hem de zararlı yonleri olmuştur.
Faydaları:
a) Ufkumuzu genişletmiş, bakış acımızı değiştirmiştir.
b) Eğitim yonunden onemlidir. Oğrenciler eğitici programlardan yararlanmıştır.
c) Tv. Cok ceşitli bir eğlence aracıdır. İnsanların bir cok ihtiyacını bir arada gercekleştirir.
Zararları:
Son on yılda Tv’ de izlenen programlar nedeni ile işlenen suclar artmıştır. Ozellikle cocuklar uzerinde etkili olan haydut, dolandırıcı, nedeni ile cocuklarımızın geleceği tehlikeye girmiştir (Korur, 1978).Tarihte ilk ses kaydı 1877 yılında Thomas Edison tarafından yapılmıştır. Son 20 yılda yaşanan gelişme ise gerek ses kalitesinde gerekse şiddet ve kayıt sisteminde mukemmeli yakalamayı hedeflemektedir” (Yahya, İnternet II).İnsanlar aralarındaki mesafe ne kadar uzak olursa olsun birbiriyle kolayca iletişim kurmaktadır. Orneğin Turkiye’den telefon ile dunyanın herhangi bir yerindeki kişi ile bize cok yakınmış gibi konuşabiliriz (Arkın Oxford Genclik Ansiklopedisi, 1992).
20. yuzyıldaki en buyuk gelişme hic kuşkusuz bilgisayar teknolojisinde yaşanmıştır. Internet ağının kurulması sonucunda bilgisayar ve Internet; evimize, işyerimize hatta gunluk hayatımıza girmeyi başarmıştır. Bilgisayar teknolojisi beraberinde cok buyuk yenilikler ve kolaylıklar getirmiştir. Orneğin, bilgisayar hayatımıza girmeden once para yatırma işlemleri icin saatlerce sıra beklerken bilgisayarın hayatımıza girmesi ile birlikte işlemlerimizi kısa surede halledebilmekteyiz.
Biliyoruz ki bu teknoloji burada kalmayacak insanlar yaşadığı surece teknolojide ilerleyecektir. Şu an bize hayal gibi gelen coğu araclar hayatımıza girecek ve hayatımızı kolaylaştırmaya devam edecektir.
Bilim Ve Teknoloji
Bilim ve Teknoloji0 Mesaj
●28 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Teknoloji Forumları
- Bilim ve Teknoloji
- Bilim Ve Teknoloji
-
13-09-2019, 21:19:24