Turkiye'de kadın hakları konusu, Batı dunyasındaki gelişmelere paralel olarak 19. yuzyıl ortalarından itibaren gundeme gelmiştir. Gunumuzde Turkiye'de kadınların başlıca sorunları şunlardır;
Kadına yonelik şiddet
Dunyada her 3 kadından 1'i hayatında en az bir kez aile ici şiddete maruz kalıyor. G-20 uyesi Turkiye'de bu oran diğer gelişmiş devletlere oranla cok daha yuksek.
Turkiye genelinde kadınların neredeyse yarısı şiddete maruz kalıyor. Uzmanlara gore ulke genelinde eşi veya eski eşi tarafından fiziksel şiddete maruz bırakılan kadınların oranı %39. Varoşlarda bu oran %97'lere cıkıyor. Yaşadıkları fiziksel şiddeti kimseye anlatamayan kadınların oranı %48.5. Herhangi bir sivil toplum orgutune ve polis, savcılık dahil hicbir kuruluşa başvurmayanların oranı %92.
Genel kanının aksine kırsal kesimde ve kentlerde kadına karşı şiddet oranı hemen hemen eşit duzeyde. Şiddetin en yoğun yaşandığı bolgeler ise Doğu ve İc Anadolu bolgeleri.
Eski Milli Eğitim Bakanı Nimet Cubukcu'ya gore kadına karşı şiddetle mucadelede, kadın ve erkeklerin duyarlılıklarının artırılması, farkındalık yaratılması ve bilinclendirilmesi ayrıca şiddet mağduru veya risk altındaki kadınlara sunulan hizmetlerde ise kurumsal mekanizmaların eşgudum icinde calışmalarını surdurmesi gerekiyor.
Kadına en temel haklarının iade edilmesinde erkeklerin eğitimine cok onemli rol duşuyor. Bu amacla 2006 yılı Ağustos'unda askerlik hizmetini yapmakta olan er ve erbaşlara verilen yurttaşlık sevgisi eğitim programına kız cocuklarının eğitimi, kadınların istihdamı ve karar alma mekanizmalarına katılımları, kadına yonelik şiddet, tore cinayetleri, kadın hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliği konuları da dahil edildi.
Adalet Bakanlığı tarafından acıklanan istatistiklere gore, Turkiye'de kadın cinayetlerinde 2002'den 2009'a kadar %1.400 oranında artış olmuştur. Aynı verilere gore 2002 yılında 66, 2003'te 83, 2004'te 164, 2005'te 317, 2006'da 663, 2007'de 1011, 2008'de 806, 2009'un ilk 7 ayında ise 953 kadın yaşamını kaybetmiştir.
Turkiye'de aile ici şiddete uğrayan kişilerin korunması icin gerekli tedbirlerin alınmasını duzenleyen 'Ailenin Korunmasına Dair Kanun', 1998'de yururluğe girdi.
Bazı onemli olaylar
2011 yılında, İzmir'de, 37 yaşındaki Fevziye Cengiz adlı bir kadın, bir muzihholdeki rutin bir kimlik kontrolunde polise mukavemet ettiği ve hakaret ettiği iddiasıyla karakola goturulerek 2 sivil polis memuru tarafından uniformalı bir polis memurunun onunde dovuldu. Olaydan sonra karakol guvenlik kamerası kayıtları basına yansıdı. Polisler hakkında “basit yaralama” sucunu işledikleri iddiasıyla 6 aydan 1.5 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava acılırken, Fevziye Cengiz hakkında polisleri yaraladığı ve hakaret ettiği gerekcesiyle 2.5 yıldan 6.5 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava acıldı.
Eğitim
Turkiye'de zorunlu temel eğitimi beş yıldan sekiz yıla cıkaran kanun, 1997 yılında yururluğe girdi.
1975-2000 doneminde universite mezunu kadın sayısı 56 binlerden 910 bine kadar yukselirken, okuma yazma bilmeyen kadın sayısı, hala oldukca yuksek.
2000 yılı itibariyle Turkiye'de 25 yaşın uzerinde okuma yazma bilmeyen kadın sayısı 4 milyon 625 bini buluyor. Bu rakam erkeklerde 1 milyon 176 bin kişide kalıyor.
Turkiye’de ilkoğretim cağında olupta okula gitmeyen yaklaşık 1 milyon cocuk var. İlkoğretim duzeyinde okullulaşmada cinsiyetler arasındaki fark %7. Yani ilkoğretim cağında olup da okula gitmeyen kız cocuk sayısı aynı durumdaki erkek cocuk sayısından 600,000 daha fazla
Kız cocuklarının eğitiminin onundeki engeller
-Okul ve dersliklerin yetersizliği;
-Okulların yerleşim yerlerinden uzak olması ve bircok ailenin kız cocuklarının bu kadar yol gitmesini istememeleri;
-Ailelerin, cocuklarını, fiziksel koşulları elverişsiz, orneğin tuvaletsiz, su şebekesi olmayan okullara gondermek istememeleri;
-Bircok ailenin ekonomik gucluk icinde olması;
-Ailelerin erkekleri kızlara gore onde tutan geleneksel onyargıları;
-Cocukları evde calıştırarak aile gelirine ek katkı sağlama eğilimi;
-Bircok ailenin kızlarının bir an once evlenmesini eğitimden daha onemli gormesi;
-Kırsal bolgelerde kadın rol modellerinin nadiren gorulmesi ya da hic olmaması;
-Orta oğrenim imkÂnlarının sınırlı olmasının ilkoğretime yonelik ilgiyi azaltması.
Buna karşılık, 1975-2000 doneminde kadınların eğitimde buyuk mesafe kaydettikleri de goruluyor. Nitekim donem başında:
-1 milyon 920 bin seviyesinde olan ilkokul mezunu kadınların sayısı 7 milyon 644 bine,
-167 bin olan ortaokul mezunu sayısı 896 bine,
-199 bin olan lise mezunu sayısı da 1 milyon 539 bine cıktı.
-Universite mezunu kadın sayısı da 56 binlerden 910 bine kadar yukseldi.
Mesleki eğitim
Kız cocuklarına mesleki eğitim vermek amacıyla Kız Teknik Oğretim Mudurluğu 1933 yılında kuruldu
Kadın iş gucu
Turkiye'de kadınların iş gucune katılım oranları son derece duşuk. Erkeklerin hemen hemen yuzde % 70'i, kadınların ise sadece dortte biri calışıyor. Calışan erkek sayısı yaklaşık 17 milyon iken calışan kadın sayısı 6 milyon civarında, yani erkeklerin ucte biri oranında.
Kadınlardaki işsizlik oranı yuzde 9.4 iken, erkeklerde işsizlik oranının yuzde 10.7 olması kadın işsizliğinin daha duşuk olduğu kanısı yaratıyor. Ancak bunun nedeni, kadınların işgucune daha az katılması.
Turkiye'de tarım dışı kadın calışanların oranı hızla artıyor. 1997 yılında yuzde 17.7 olan bu oran 2003 yılına gelindiğinde yuzde 20.6'ya cıktı.
Tum bunlara rağmen, kadın ve erkek calışanların ucret dengesizliği devam ediyor. Turkiye, Dunya Ekonomik Forumu tarafından yayımlanan 2009 Kuresel Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi'nde, 134 ulke arasında 129. sırada yer almıştır.
Ağır işler
1936'da kadınların yeraltında ağır ve tehlikeli işlerde calıştırılması, ILO sozleşmesi ile yasaklandı.
Siyaset
Kadınlar siyasi hayatta da var olma mucadelesine ilk kez 1923 yılında başladı. Kadınlar, ilk kadın partisi 'Kadınlar Halk Fırkası'nı, Nezihe Muhittin'in başkanlığında 1923 yılında kurmak istedi. Ancak partinin kuruluşuna, kadınlara oy hakkı tanımayan 1909 tarihli Secim Kanunu gereğince valilikce izin verilmediği icin parti girişimi dernekleşme ile sonuclandı.
29 Ekim 1923'te Cumhuriyet'in ilanıyla birlikte kadınların kamusal alana girmesini sağlayan yasal ve yapısal reformlar hızlandı. Tevhid-i Tedrisat Kanunu'nun 3 mart 1924'te cıkarılmasıyla tum eğitim kurumları Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlanırken, kızlar da erkeklerle eşit haklarla eğitim gormeye başladı.
Kadınlara siyasetin kapısını aralayan Belediye Yasası, 1930 yılında cıkarıldı. Boylece kadınlar belediye secimlerinde secme ve secilme hakkı kazandı.
8 şubat 1935'te TBMM Beşinci Donem secimleri sonucunda 17 kadın milletvekili, ilk kez Meclis'e girdi. 1936'da yururluğe giren İş Kanunu ile kadınların calışma hayatına duzenleme getirildi.
Kadınlara koylerde muhtar olma ve ihtiyac meclisine secilme hakları ise 1933 yılında Koy Kanunu'nda değişiklik yapılarak verildi. Kadınlara siyasetin kapısı 1934'te yapılan Anayasa değişikliği ile secme ve secilme hakkı tanınmasıyla tam olarak acıldı ve ilk kadın milletvekilleri TBMM'de yerlerini aldı.
1950 yılında ilk kadın belediye başkanı Mufide İlhan Mersin'den secildi.
İlk kadın bakan Turkan Akyol, 1971 yılında goreve atandı.
1989 yılında kadınlara da kaymakamlık yolu acıldı. İcişleri Bakanlığı, kaymakamlık sınavlarına kadınların da alınacağını acıkladı. Kadının calışmasını kocanın iznine bağlayan Medeni Kanun'un 159'uncu maddesi, Anayasa Mahkemesi'nce 1990 tarihinde iptal edildi.
Turkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kadın vali Lale Aytaman, 1991 yılında Muğla'ya atandı. 1993'te İstanbul Universitesi'nde ilk Kadın Araştırmaları Ana Bilim Dalı acıldı ve yuksek lisans programı vermeye başladı. Aynı yıl Kadın Dayanışma Vakfı, Altındağ Belediyesinin desteğiyle kadın danışma merkezi ve kadın sığınma evini actı.
Turkiye Cumhuriyeti tarihinde Başbakan koltuğuna ilk kez bir kadın oturdu. Turkiye'nin ilk kadın başbakanı Tansu Ciller, 25 haziran 1993 tarihinde hukumeti kurdu.
Nufusun yarısını oluşturan kadınların Meclis'teki temsil oranı ise yok denecek kadar az seviyede bulunuyor. Kadın milletvekili sayısı erkek milletvekillerinin sadece yuzde 4.2'sinde kalıyor.
Turk kadını secme secilme hakkına 74 yıl once kavuştu. Ancak 1935'ten 2009'a kadar Meclis'e 8 bin 794 erkek vekile karşılık sadece 236 kadın girebildi.
Cokeşliliğin kaldırılması ve boşanma hakkı
Erkeğin cokeşliliği ve tek taraflı boşanmasına ilişkin duzenlemelerin kaldırıldığı, kadınlara boşanma hakkı, velayet hakkı ve malları uzerinde tasarruf hakkı tanıyan Turk Medeni Kanunu, 17 şubat 1926'da kabul edildi.
Turkiye'de evlenen yabancı erkekler yasalar hukmuyle vatandaşlığa gecemezler, fakat yabancı kadınlar gecebilir.
2010 İstatistiklerine gore Turkiye'de 5 ilin nufusu kadar doğu bloğundan gelen kacak kadın calışmaktadır. Mecliste yasadışı gocmen ticaretine gosterilen dikkat cekici tolerans ile eşine genelde guvenen Turk kadını kontrastı ise dunyada birinci sırada yerini korumaktadır. Bunun getirisinde bircok sahte evlilik de yapılmakta ve benzer politikalar sonucunda yaşanan yasadışı kadın nufusu fazlası ile de sosyal ve calışma imkanları halihazırda kısıtlı olan ve halen tek guvencesi kocası olmak durumunda bırakılmış, belediye ve sosyal calışmalarda yuksek sertifikalar veya cep harclığı haric kontenjan bulması imkansız olan vatandaş kadınların ulkede yapılan iş değiştirme, eş değiştirme, gelir dağılımında duşuş ve seks işciliğinde, AIDS riskinde ise bu nedenle 90'lı yılların başından bu yana hızlı bir artış gozlemlenmektedir.
Doğum izni ve yardımı
Kadınların en onemli sorunlarından olan doğum izni, ilk kez 1930 yılında duzenlendi.
Kadınlara doğum yardımı ilk kez 1945 yılında 4772 sayılı yasa ile duzenlendi. Yaşlılık sigortasının kadın ve erkekler icin eşit esaslara gore duzenlenmesi ise 1949 yılında cıkarılan yasa ile gercekleşti.
Sağlık Bakanlığı bunyesinde ana cocuk sağlığı hizmetleri verilmesine 1952 yılında başlanırken, gebeliği onleyici aracların satış ve dağıtımının serbest bırakılmasını ve tıbbi zorunluluk halinde kurtaj hakkı tanınmasını duzenleyen 'Nufus Planlaması Hakkında Kanun' 1965 yılında cıkarıldı.
Eşit değerde iş icin kadın ve erkek işciler arasında ucret eşitliğini sağlayan ILO sozleşmesi 1966 yılında onaylandı.
1983'de 2827 nolu Nufus Planlaması Hakkında Kanunda yapılan duzenlemelerle, 10 haftaya kadar olan gebeliklerde tıbbi gereklilik olmadığı hallerde isteğe bağlı kurtaja ve gonullu cerrahi sterilizasyon yontemlerinin kullanımına izin verilmiştir. Kurtaj/istemli duşuk/gebeliği sonlandırma icin kadın eğer 18 yaşın uzerindeyse ve evli değilse kendi isteği, evliyse kocasının da onayı, 18 yaşından kucuk ise vasisinin de onayı gerekiyor. Ayrıca TCK nun 99.madde ve 6. fıkrasına gore tecavuz sonucu oluşan gebeliklerde 20 haftaya kadar gebeliğin sonlandırılması suc oluşturmuyor, kanun buna onay veriyor.
Her nasılsa, Turkiyede 2000li yılların başlarında ulkemizde daha tartışılabilinir hale gelen Doğum, sut izni yasasının daha yaptırımlısı ise ( 1 sene doğum izni gibi) Rus kadınlarını ve sosyolog yazarlarına gore daha oncedoğu bloku ulkelerinde uygulanmış ve Acı su-altın kase olarak, kadınların işsiz kalmaları ve sex gocunde asıl nedeni teşkil etmiştir.
Ayrımcılıkla mucadele
Turkiye, Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Her Turlu Ayrımcılığın Onlenmesi Sozleşmesi'ni 1985 yılında imzaladı. Sozleşme bir yıl sonra yururluğe girdi. 1985 yılında 'Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planı'nda kadın konusu, ilk kez bir sektor olarak yer aldı ve bu konuda politikalar belirlendi.
İlk 'Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi', 1989 yılında İstanbul Universitesi'nde kuruldu. Bugun universiteler bunyesinde kurulan bu merkezlerin sayısı 13'e ulaştı.
Tecavuzle mucadele
Tecavuz mağdurunun hayat kadını olması halinde cezanın indirilmesini ongoren Turk Ceza Kanunu'nun 438'inci maddesi, TBMM tarafından 1990 yılında yururlukten kaldırıldı.
Yerel yonetimler ozellikle şiddete uğrayan kadınlara yonelik hizmet vermeye başlarken, Turkiye'de ilk kadın sığınma evi, Bakırkoy Belediyesi tarafından 1990 yılında acıldı.
Yaşam beklentisi
2005 yılı icin kadınların yaşam beklentisi 71.3 yıl olarak hesaplanırken, 2030 yılında ortalama yaşam beklentisinin 76 yıla cıkacağı ongoruluyor. Bu tarihte Turkiye'deki kadın sayısının erkek sayısının onune gecmesi bekleniyor.
2030 yılında Turkiye'deki kadın sayısının 46 milyon 854 bin, erkek sayısının da 46 milyon 841 bin olacağı tahmin ediliyor.
Kadının kendi soyadını kullanabilmesi
Turkiye'de kadınlar eşlerinin soyadını kullanmak zorundadır. Kendi soyadlarını da isterlerse "kocalarınınki ile birlikte" kullanabilirler. Pekcok gelişmiş devletde kadınlar diledikleri soyadını kullanabilirler. 2011 yılında aile mahkemelerinde bazı kadınların sadece kendi soyadlarını kullanabilmek icin actıkları dava sonucunda yapılan incelemede Anayasa Mahkemesi, Turk Medeni Kanunu'nun "evlenen kadının kocasının soyadını alması ya da kocasının soyadının onunde onceki soyadını kullanması"na ilişkin hukmunu anayasaya aykırı bulmadı
Turkiye'de kadın haklarının gelişimine genel bakış
İlk donemde daha cok kadınların eğitim hakkı ile ilgili olarak yapılan duzenlemeler, Avrupa'da yaklaşık aynı yıllarda gercekleştirilen reformları cok kısa bir zaman aralığıyla izler. Orneğin (meslek ve elişi okulları dışında) kızlar icin ilk devlet liseleri Prusya'da 1872'de, Fransa'da 1880'de acılmışken Osmanlı Devletinin ilk kız idadisi (lisesi) de 1880'de acılmıştır. Viyana universitesi ilk kız oğrencisini 1897'de, Sorbonne 1899'da, Alman universiteleri 1895 ile 1905 arasında kabul etmiş iken, İstanbul Darulfunun'unda karma oğretim 1914-1921 yılları arasında gercekleşmiştir.
Kadınların ozel hukuktaki konumuna ilişkin reformlar Turkiye'de II. Meşrutiyet doneminde gundeme gelmiş, cok eşlilik ilk kez 1917'de cıkarılan bir yasayla Avrupa normları doğrultusunda duzenlenmiştir. Ozel hukukta kadın-erkek eşitliği (bazı istisnalarla) 1926 tarihli Medeni Kanun'la gercekleşmiştir.
Kadınların siyasi ve mesleki yaşamda hak iddia etmelerinin orneklerine 1908-1914 yıllarından itibaren rastlanırsa da, bu alanda onemli gelişmeler ancak Cumhuriyet doneminde gercekleşme fırsatını bulmuştur.
Kadınlara oy hakkı veren ilk ulke olan Finlandiya'dan (1906) sonra, 1917'de Rusya, 1918'de İngiltere, Kanada, Azerbaycan, 1919'da Almanya ve Avusturya, 1920'de ABD ve Macaristan, kadınlara oy hakkı tanımıştır. Turkiye'de ise kadınlar, gercek siyasi secimlerin henuz yapılmadığı bir donemde, 1930 ve 1934'te bu hakka kavuşmuştur.
Turkiye'de kadın hakları kronolojisi
Cumhuriyet oncesi
1843: Turk kadınları ilk kez, Tıbbiye Mektebi bunyesinde aldıkları ebelik eğitimi ile sosyal yaşamda yerlerini almaya başladı.
1847: Kız ve erkek cocuklara eşit miras hakkı tanıyan İrade-i Seniye yayımlandı.
1856: Osmanlı topraklarında kadınların kole ve cariye olarak alınıp satılmaları yasaklandı.
1858: yılında yayımlanan 'Arazi Kanunnamesi'nde mirasın kız ve erkekler arasında eşit olarak paylaştırılacağı hukmu yer alırken, kadınlar miras yoluyla mulkiyet hakkını kazandı. Aynı yıl Kız Ruştiyeleri acıldı.
1869: Kadınlar ilk dergilerine 1869 yılında kavuştu. Kadınlar icin ilk surekli yayın olarak nitelenen haftalık 'Terakk-i Muhadderat' dergisi yayımlanmaya başlandı.
1869: Kızların eğitimine ilk kez yasal zorunluluk getiren 'Maarif-i Umumiye Nizamnamesi' ise 1869 yılında yayımlandı. Bundan bir yıl sonra da kız oğretmen okulu 'Dar-ul Muallimat' acıldı.
1871: Evlilik sozleşmesinin resmi memur onunde yapılması, evlenme yaşının erkeklerde 18, kadınlarda 17 olması ve zorla evlendirmelerin gecersiz sayılmasını duzenleyen Hukuk-ı Aile Kararnamesi 1871'de cıkarıldı.
1876: 1876'da ise ilk anayasa olan Kanun-i Esasi ile kız ve erkekler icin ilkoğretim zorunlu hale getirildi.
1897: Giderek sosyal yaşamda daha cok yer almaya başlayan kadınlar, iş hayatına ilk olarak 1897 yılında 'ucretli işci' olarak atıldı. Kadınların devlet memuru olmak icinse bu tarihten itibaren 16 yıl beklemeleri gerekti.
1913: Kadınlar ilk kez 1913 yılında devlet memuru olarak calışmaya başladı. Bunun ardından bir yıl sonra kadınlar, tuccar ve esnaf olarak da iş hayatına girişti.
1914: Kızlar icin ilk yuksek oğretim kurumu, 1914 yılında 'İnas Darulfununu' adı altında acıldı.
1922: Kadınlar bilim dunyasıyla ilk kez 1922 yılında tanıştı. Bu tarihte yedi kız oğrenci, Tıp Fakultesi'ne kayıt yaptırarak eğitime başladı.
Cumhuriyet Donemi, 1923-1950
1924: Tevhid-i Tedrisat Kanunu (Oğrenim Birliği) cıkarıldı Boylece eğitim laikleştirilerek tum eğitim kurumları Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlandı Kız ve erkekler eşit haklarla eğitim gormeye başladı.
1926: Turk Medeni Kanunu'nu ile erkeğin cok eşliliği ve tek taraflı boşanmasına ilişkin duzenlemeler kaldırıldı, kadınlara boşanma hakkı, velayet hakkı ve malları uzerinde tasarruf hakkı tanındı.
1930: Kadınlara belediye secimlerinde secme ve secilme hakkı tanındı.
1930: Doğum izni duzenlendi.
1933: Kız cocuklarına mesleki eğitim vermek amacıyla Kız Teknik Oğretim Mudurluğu kuruldu.
1933: Koy Kanunu'nda değişiklik yapılarak kadınlara koylerde muhtar olma ve ihtiyar meclisine secilme hakları verildi.
1934: Anayasa değişikliği ile kadınlara secme ve secilme hakkı tanındı.
1936: İş Kanunu yururluğe girdi. Kadınların calışma hayatına duzenleme getirildi.
1937: Kadınların yeraltında ağır ve tehlikeli işlerde calıştırılmasını yasaklayan 1935 tarihli 45 sayılı ILO sozleşmesi kabul edildi.
1945: Analık sigortası (doğum yardımı) 4772 sayılı yasa ile duzenlendi.
1949: Yaşlılık sigortasının kadın ve erkekler icin eşit esaslara gore duzenlenmesi 5417 sayılı yasa ile sağlandı.
Cumhuriyet Donemi, 1950'den sonra
1952: Sağlık Bakanlığı bunyesinde ana cocuk sağlığı hizmetleri verilmeye başladı.
1965: Gebeliği onleyici aracların satış ve dağıtımının serbest bırakılmasını ve tıbbi zorunluluk halinde kurtaj hakkı tanınmasını duzenleyen Nufus Planlaması Hakkında Kanun cıkarıldı.
22 Aralık 1966: Eşit değerde iş icin kadın ve erkek işciler arasında ucret eşitliğini sağlayan 1951 tarihli 100 sayılı ILO sozleşmesi onaylandı.
27 Mayıs 1983: 10 haftaya kadar olan gebeliklerin kurtajla sona erdirilmesi ve gonullu cerrahi sterilizasyon yontemlerine izin verilmesi Nufus Planlaması Hakkında Kanun'da yapılan değişiklikle sağlandı. Kurtaj icin evli kadınlara kocadan izin alma koşulu getirildi.
1985: Turkiye, Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Her Turlu Ayrımcılığın Onlenmesi Sozleşmesini (CEDAW) imzaladı ve sozleşme ertesi yıl yururluğe girdi.
1985: 5. Beş Yıllık Kalkınma Planı'nda kadınlar konusu ilk kez ayrı bir başlık olarak yer aldı ve bu konuda politikalar belirlendi.
1987: Kadınlar konusuna odaklanmış ilk resmi kurum olan Devlet Planlama Teşkilatı Kadına Yonelik Politikalar Danışma Kurulu kuruldu.
1989: İstanbul Universitesi'nde ilk Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi kuruldu. Bugun universiteler bunyesinde kurulan bu merkezlerin sayısı yurt capında 13'e ulaştı.
24 Ocak 1989: İcişleri Bakanlığı kaymakamlık sınavlarına kadınların da alınacağını acıkladı.
29 Kasım 1990: Kadının calışmasını kocanın iznine bağlayan Medeni Kanun'un 159. maddesi Anayasa Mahkemesi'nce iptal edildi. İptal kararı 2 Temmuz 1992 tarih ve 21272 sayılı Resmi Gazete'de yayımlandı.
1990: Mağdurun hayat kadını olması halinde tecavuz cezasının indirilmesini ongoren Turk Ceza Kanunu 438. maddesi Turkiye Buyuk Millet Meclisi tarafından yururlukten kaldırıldı.
14 Nisan 1990: Kadın Eserleri Kutuphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı, ilk kadın kutuphanesi ve bilgi merkezini actı.
1990: Sosyal Hizmetler ve Cocuk Esirgeme Kurumu Genel Mudurluğu bunyesinde, şiddete uğrayan kadınlara ve cocuklara destek hizmeti vermek uzere ilk Kadın Konukevleri acılmaya başlandı. 2000 yılı itibariyle bu sayı yediye yukselirken kapasiteleri 170'e ulaştı.
1990: 422 Sayılı Kanun Hukmunde Kararname ile Kadının Statusu ve Sorunları Başkanlığı kuruldu. 25 Ekim 1990 tarihinde kadın sorunları konusunda ulusal capta bir mekanizma olarak Kadının Statusu ve Sorunları Genel Mudurluğu (KSSGM) 3670 sayılı kanunla Calışma ve Sosyal Guvenlik Bakanlığına bağlı olarak kuruldu ve 24 Haziran 1991 tarihinde de Başbakanlığa bağlandı.
Eylul 1990: Yerel yonetimler kadın konusunda ozellikle şiddete uğrayan kadınlara yonelik hizmet vermeye başladı. Turkiye'deki ilk kadın sığınma evi Bakırkoy Belediyesi tarafından acıldı.
20 Şubat 1992: Birleşmiş Milletler Uluslararası Kadının İlerlemesi İcin Araştırma ve Eğitim Merkezinin (INSTRAW) toplantısında, Kadının Statusu ve Sorunları Genel Mudurluğu Turkiye'de kadın konusunda irtibat noktası olarak kabul edildi ve BM ile işbirliği icinde program ve projeler uygulanmaya başlandı.
1992: Cinsiyete dayalı veri tabanı oluşturulması amacıyla Devlet İstatistik Enstitusu'nde Toplumsal Yapı ve Kadın İstatistikleri Şubesi kuruldu.
1993: İstanbul Universitesi'nde ilk Kadın Araştırmaları Ana Bilim Dalı acıldı ve yuksek lisans programı vermeye başladı. Bugun Kadın Calışmaları Ana Bilim Dalı acarak Yuksek Lisans Programı veren universite sayısı dorde ulaştı.
1993: Kadın Dayanışma Vakfı, Altındağ Belediyesinin desteğiyle kadın danışma merkezi ve kadın sığınma evini actı.
1993: Halk Bankası'nca kadınları girişimciliğe ozendirmek amacıyla kadınlara ozel, duşuk faizli kredi uygulaması başlatıldı.
1994: Kadının Statusu ve Sorunları Genel Mudurluğu bunyesinde, şiddete uğrayan kadınlara hukuki ve psikolojik danışmanlık, girişimcilik ve el emeğinin değerlendirilmesi konularında hizmet vermek amacıyla Bilgi Başvuru Bankası (3B) kuruldu.
5 Nisan 1994: Dunya Bankası ile kadın konulu projeler yurutulmeye başlandı. Kadının Statusu ve Sorunları Genel Mudurluğu'nde bir Dokumantasyon Merkezi kuruldu.
1994: Turkiye Kahire'de yapılan Birleşmiş Milletler Nufus ve Kalkınma Konferansına katıldı. Konferans'da kadının statusu ve sağlık ilişkisini vurgulayan "ureme sağlığı" kavramı uzerinde ozellikle duruldu ve kadın sağlığında "butuncul" bir yaklaşım benimsendi. Bu yaklaşım doğrultusunda Sağlık Bakanlığı koordinatorluğunde ilgili kesimlerden sağlanan katılımla "Kadın Sağlığı ve Aile Planlaması Ulusal Eylem Planı" hazırlandı. 1998 yılında kamuoyuna sunulan Eylem Planı 6 ana calışma grubu tarafından oluşturuldu. Kadının Statusu grubunun koordinasyonunu Kadının Statusu ve Sorunları Genel Mudurluğu ustlendi.
1995: Kurulduğundan bu yana, actığı kadın danışma merkezi ile şiddete uğrayan kadınlara danışmanlık hizmeti veren Mor Catı Kadın Sığınağı Vakfı, ilk kadın sığınağını actı.
Kasım 1995: Guneydoğu Anadolu Projesi Bolge Kalkınma İdaresi Başkanlığı tarafından bolgedeki kadınların durumunun iyileştirilmesi ve kalkınma surecine entegre edilmesi amacıyla planlanan Cok Amaclı Toplum Merkezlerinin (CATOM) ilki Urfa'da acıldı. 2000 yılı itibariyle bolgedeki sayısı 21'e ulaştı.
29 Haziran 1996: Anayasa Mahkemesi Turk Ceza Kanunu'nun erkeğin zinasını suc olarak duzenleyen 441. maddesini anayasanın eşitlik ilkesine aykırılığı gerekcesiyle iptal etti. 27 Aralık 1996 tarih ve 228600 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan kararda verilen bir yıllık sure icinde yasal duzenleme yapılmaması nedeniyle erkeğin zinası 27.12.1997 tarihinden itibaren suc olmaktan cıktı.
1996: Tarım ve Koyişleri Bakanlığı bunyesinde "Kırsal Kalkınmada Kadın Daire Başkanlığı" kuruldu.
1997: Kadının Statusu ve Sorunları Genel Mudurluğu koordinasyonunda 13 il valiliği bunyesinde "Kadının Statusu Birimleri" kuruldu.
22 Mayıs 1997: Kadının evlendikten sonra kocasının soyadını almakla birlikte, kendi soyadını da kullanabilmesi Medeni Kanun'un 153. maddesinde yapılan değişiklikle sağlandı.
19 Kasım 1997: Kadının Statusu ve Sorunları Genel Mudurluğu'nun onerisi uzerine İcişleri Bakanlığı'nca nufus cuzdanlarında medeni hal kısmında "evli/ bekar/ dul/ boşanmış" gibi ifadelerin yerine sadece "evli" veya "bekar" ifadelerinin kullanılmasını duzenleyen genelge yayımlandı.
13 Kasım 1997: Turkiye Cumhuriyeti, amacı uzman bakanların calışma alanları ile ilgili konularda Avrupa Konseyi faaliyetlerine etkin bir şekilde katılmalarını teşvik etmek olan Kadın-Erkek Eşitliğinden Sorumlu Avrupa Bakanlar Konferansı'nın dorduncusune ev sahipliği yaptı.
23 Haziran 1998: Anayasa Mahkemesi kadının zinasını suc olarak duzenleyen Turk Ceza Kanunu'nun 440. maddesini anayasanın eşitlik ilkesine aykırılığı gerekcesiyle iptal etti. Gerekceli karar 13 Mart 1999 tarih ve 23638 sayılı Resmi Gazetede yayımlandı.
17 Şubat 1998: Yeni Turk Medeni Kanunu Tasarısı Adalet Bakanlığı ve Kadının Statusu ve Sorunları Genel Mudurluğu'nun ortaklaşa yaptığı bir toplantı ile kamuoyunun bilgisine sunuldu.
21 Ekim 1998: Adalet Bakanlığı, Kadının Statusu ve Sorunları Genel Mudurluğu, ve kadın kuruluşlarının oluşturduğu gundem sonucunda bekaret kontrolunun, ancak takibi şikayete bağlı suclarda, mağdurun rızası alınarak, ırza gecme gibi re'sen takip edilen suclarda ancak hakim kararı ile gecikmesinde sakınca bulunan hallerde ise Cumhuriyet savcısının yazılı izni ile yapılabileceğini duzenleyen bir genelge yayınladı.
1998: İcişleri Bakanlığı'nca nufus cuzdanlarında yapılan duzenlemeye paralel olarak Emekli Sandığı Genel Mudurluğu'nce verilen dul ve yetim tanıtım kartlarındaki "Emekliye Yakınlığı" bolumunde yer alan "dul kadın vb." ifadelerin yerine sadece "eşi, kızı, oğlu, annesi, babası" gibi ifadelerin kullanılması sağlandı.
17 Ocak 1998: Aile ici şiddete uğrayan kişilerin korunması icin gerekli tedbirlerin alınmasını duzenleyen 4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun yururluğe girdi.
1998: Gelir Vergisi Kanunu'nda yapılan bir değişiklikle aile reisinin beyanname vermesi esası kaldırılarak kadınların kocalarından ayrı olarak beyanname vermesi sağlandı.
1998: Kadınlara yonelik danışma merkezleri calışmaları başta Ankara ve İstanbul olmak uzere Barolar tarafından da başlatıldı. Barolar bunyesindeki Kadın Hakları/Hukuku Komisyonları arasında koordinasyonu sağlamak amacıyla "Turkiye Barolar Birliği Kadın Hakları Komisyonları Ağı (TUBAKKOM)" kuruldu. Giderek artan komisyonların sayısı 2001 yılı itibariyle kırk civarına vardı.
Eylul 1999: Turkiye, Kadınlara Karşı Her Turlu Ayrımcılığı Onleme Sozleşmesi'ni onaylarken koyduğu aile hukukunu ilgilendiren 15 ve 16. maddelerine ilişkin cekinceleri kaldırdı.
1999: Kadın erkek eşitliği acısından onemli değişiklikler iceren Medeni Kanun Tasarısı hazırlanarak Turkiye Buyuk Millet Meclisi'ne sunuldu.
8 Eylul 2000: Ek İhtiyari Protokol Turkiye tarafından imzalandı. Onay aşaması icin Turkiye Buyuk Millet Meclisi gundemine alındı. Kadınlara Karşı Her Turlu Ayrımcılığın Onlenmesi Sozleşmesinin daha etkin bir şekilde uygulanmasını sağlamak amacıyla Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan Ek İhtiyari Protokol ile Sozleşmenin taraf devletler tarafından ihlali durumunda kişilere ve kişilerden oluşan gruplara başvuru hakkı tanınmakta ayrıca uygulamaları denetlemek uzere Kadına Karşı Her Turlu Ayrımcılığın Onlenmesi (CEDAW) Komitesine yapılacak şikayetleri kabul etme ve inceleme yetkisi tanınmaktadır.
24 Kasım 2000: Ulkemizde giderek artmakta olan tore cinayetlerine karşı kamuoyu oluşturmak uzere "25 Kasım Kadınlara Karşı Şiddete Hayır Gunu" nedeniyle Kadının Statusu ve Sorunları Genel Mudurluğu ve Şanlıurfa Valiliği işbirliği ile "Kadına Yonelik Şiddet" konulu bir panel duzenlendi. Panel resmi duzeyde tore cinayetlerine karşı duruşun zeminini oluşturdu.
17 Şubat 2001: Turk Medeni Kanunu'nun yıldonumu nedeniyle TBMM Adalet Komisyonunda goruşulmekte olan Medeni Kanun Tasarısının eşitlikci ozunun korunarak yasalaşması icin Kadının Statusu ve Sorunları Genel Mudurluğu ve kadın kuruluşları tarafından kamuoyu oluşturma faaliyetlerinde bulunuldu. Kadın dernekleri ve diğer sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla "Medeni Yasa Tasarısı İcin Hep Birlikte" yuruyuşu gercekleştirildi.
21 Haziran 2001: TBMM Adalet Komisyonunca kabul edilen Turk Medeni Kanunu Tasarısı Genel Kurula sevk edildi.
22 Kasım 2001: Yeni Turk Medeni Kanununun TBMM tarafından kabul edildi.
1 Ocak 2002: Yeni Turk Medeni Kanununun yururluğe girdi.
30 Temmuz 2002: CEDAW Ek İhtiyari Protokolunun onaylanması
7 Ocak 2008: Avrupa Konseyi bunyesinde oluşturulan Kadınlara Yonelik Şiddetle Mucadele Gucu tarafından yurutulecek "Aile İci Şiddet Dahil, Kadınlara Yonelik Şiddetle Mucadele Kampanyası" cercevesinde Avrupa Konseyi'nce nakdi hibe verilmesine ilişkin anlaşmanın yuruluğe girmesine dair karar 26749 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yururluğe girdi.
Turkiye'de kadın "ilk"ler
1892: İlk Turk kadın romancı Fatma Aliye Hanım "Muhadarat" adlı ilk romanını kendi adıyla yayımladı.
1909: İlk Turk kadın siyasetci Emine Semiye Hanım Osmanlı Demokrat Fırkası yonetim kuruluna secildi.
1913: İlk kadın devlet memuru Bedriye Osman Hanım Telefon İdaresinde goreve başladı.
1913: Belkıs Şevket Hanım ucağa binen ilk Turk kadın unvanını aldı.
1920: İlk Turk kadın avukat Sureyya Ağaoğlu (Ahmet Ağaoğlu'nun kızı)) İstanbul Universitesi Hukuk Fakultesi'ne kaydoldu.
1920: İlk Turk kadın tiyatro sanatcısı Afife Jale İstanbul'da sahneye cıktı.
1921: Dr. Safiye Ali Almanya’da tıp eğitimini tamamlayarak ilk Turk kadın hekim olarak tarihimizdeki yerini aldı.
1922: Yedi kız oğrenci Tıbbiye'ye kayıt yaptırarak eğitime başladı.
Haziran 1923: Nezihe Muhittin'in başkanlığında Kadınlar Halk Fırkası'nın kurulması girişiminde bulunuldu. Kadınlara oy hakkı tanımayan Secim Kanunu gereğince valilikce partinin kuruluşuna onay verilmediğinden dernekleşmeye gidildi.
1924: İlk kadın diş hekimi (Ferdane Bozdoğan Erberk) diplomasını aldı.
1925: Suat Hilmi Berk ilk kadın sulh hukuk hÂkimi oldu.
1930: İlk kadın belediye başkanı [[Sadiye Ardahan) Artvin-Yusufeli/Kılıckaya Beldesi'den secildi.
1930: İlk kadın yargıclar atandı.
1933: Aydın (il)'inin bugun ilce statusu taşıyan Karpuzlu koyunde ilk kadın muhtar Gul Esin yaklaşık 500 oy alarak secildi.
1933: Sabiha Gureyman Turkiye'nin ilk kadın inşaat muhendisi olarak Yuksek Muhendis Mektebi'nden mezun oldu. Gureyman ayrıca Fenerbahce Spor Kulubu'nun ilk kadın voleybolcusudur.
8 Şubat 1935: Turkiye Buyuk Millet Meclisi 5. Donem secimleri sonucunda başta Hatı Cırpan olmak uzere 17 kadın milletvekili ilk kez meclise girdi, ara secimlerde bu sayı 18'e ulaştı.
1935: İlk kadın doğum uzmanı Dr. Pakize İzzet Tarzi kadın hastalıkları ve doğum alanında uzmanlık eğitimini tamamladı. Tarzi, İstanbul Boğazı'nı yuzerek gecen ilk kadın unvanını da taşıyor.
1936: Eskişehir Askeri Hava Okulu'ndan mezun olan Ataturk'un manevi kızı Sabiha Gokcen dunyanın ilk kadın savaş pilotu oldu. Gokcen ertesi yıl Dersim HarekÂtı'na da katıldı.
1947: Turk basınının ilk kadın foto muhabiri Eleni Kureman, Associated Press Ajansı'nda gazeteciliğe başladı.
1954: Prof. Dr. Nuzhet Toydemir Gokdoğan İstanbul Universitesi Fen Fakultesi dekanlığına secilerek ilk kadın dekan oldu. Gokdoğan Fen Fakultesi'nin Astronomi Enstitusu'ne tayin edilen ilk Turk docenti olmuştu.
1957: Turk ordusunun ilk kadın doktor subayı Dr. Sema Aran teğmen rutbesiyle goreve başladı.
1971: İlk kadın bakan Dr. Turkan Akyol atandı. Akyol aynı zamanda ilk kadın rektordu.
1981: Turkiye' nin ilk kadın eksperi Diler Cesur.
1991: Başbakan Mesut Yılmaz'ın girişimleriyle ilk kadın vali Lale Aytaman Muğla (il)ine atandı.
1993: Alev Kılıckeser Hottin, Eskişehir Anadolu Universitesi Sivil Havacılık Yuksek Okulu Pilotaj Bolumu’nden mezun olarak ticari havayollarındaki ilk Turk kadın pilot oldu.
25 Haziran 1993: Turkiye'nin ilk kadın başbakanı Tansu Ciller hukumeti kurdu.
1996: İlk kadın deniz subayları Deniz Harp Okulu'ndan mezun oldu.
2001: Denizli Belediye Başkanı Ali Aygoren tarafından işe alınan Fatma Kasapoğlu Turkiye'nin ilk kadın belediye otobusu şoforu oldu.
2002: İlk kadın Adalet Bakanı Prof. Aysel Celikel goreve atandı.
2003: Nukhet Hotar Merkez Yurutme Kurulu'na getirilen ilk kadın uye oldu.
30 Ağustos 2004: Kıdemli usteğmen Songul Yakut Turkiye'nin ilk kadın ilce jandarma komutanı olarak gorevine başladı.[20]
2005: Tulay Tuğcu Anayasa Mahkemesi'nin ilk kadın başkanı secildi ve dolayısıyla Yuce Divan'ın da ilk kadın başkanı oldu.
2006: Dunyanın en yuksek noktası Everest'te zirveye tırmanan ilk Turk kadın dağcı Eylem Elif Maviş oldu.
2007: Turk Sanayicileri ve İşadamları Derneği'nin (TUSİAD) ilk kadın başkanı Arzuhan Doğan Yalcındağ oldu.
Mor Catı Kadın Sığınağı Vakfı
Actığı kadın danışma merkezi ile şiddete uğrayan kadınlara danışmanlık hizmeti veren Mor Catı Kadın Sığınağı Vakfı, 1995 yılında kadın sığınağını actı.
Kaynak
__________________
Turkiye'de Kadın Hakları
Kadınca0 Mesaj
●23 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Hayatın İçinden
- Kadınca
- Turkiye'de Kadın Hakları
-
13-09-2019, 19:38:11