Cahiliye toplumlarında gorulen kadın karakteri, hangi kultur seviyesinden olursa olsun, toplumun hemen her kesimi tarafından cok iyi bilinmekte ve kimi kadınlar tarafından titizlikle uygulanmaktadır. Bunun onemli bir sebebi ise, toplumun tum uyelerinin, bu karakteri kız cocuklarına kucuk yaşlardan itibaren olabildiğince cazip gosterip ozendirmeleridir. Cocukluk yıllarından itibaren cevrelerindeki tum insanlardan aynı telkinleri alarak yetiştirilen kız cocukları, toplum tarafından kendileri icin uygun gorulen bu karakteri coğu zaman hic sorgulamadan kabullenirler. Annelerini ve cevrelerindeki diğer kadınları gozlemleyerek, yetişkin bir insan oldukları zaman nasıl bir karakter sergileyecekleri ve yaşamlarını hangi idealler uzerine kuracakları konusunda belirli bir kanaat edinirler. Cevrelerindeki bu insanlardan duydukları sozleri tekrarlar, onlardan gordukleri tavırları sergiler, onlar gibi olabilmek icin caba harcarlar. Sonuc olarak da, daha farklı bir modelle karşılaşmadıkları icin kendileri icin en ideal kimliğin bu olduğunu sanarak, buyuklerinden gordukleri aynı kadın karakterinin kusursuz birer kopyası haline gelirler.
Elbette, onceki satırlarda da değinildiği gibi, cahiliye toplumunda yaygın olarak yaşanan bu karakterin yanlışlıklarını goren ve bu karakteri benimsemeyen kadınlar da vardır. Ancak bu carpıklığı gorebilmiş olmaları, yine de bu kimseleri temelde cahiliyenin kadın karakterinden uzaklaştırmaya yetmemektedir. Belki bu tavır bozukluklarının bir kısmından kurtulabilmektedirler ama kişiliklerini belirleyen olculer yine Kuran ahlakının dışında ve cahiliye kurallarına dayalı olduğu icin, yaşadıkları karakter de yine kendi icerisinde ceşitli carpıklıklarla doludur. Dolayısıyla bu kimselerin cahiliye toplumunda yaygın olarak yaşanan kadın karakterinden farklılıkları, temelde onları kucuk gorup kendilerini bu sınıflandırmanın dışında tutmalarıyla sınırlı kalır. Cunku Allah'ın Kuran'da bildirdiği Musluman kadın karakteri yaşanmadığı takdirde, ortaya cıkacak olan her kişilik kesin olarak carpıklıklarla ve yanlışlıklarla dolu olacaktır.
Cahiliye toplumlarındaki kadın karakterinin genel ozelliklerini incelediğimizde, adı her ne kadar "iş kadını" ya da "ev kadını" olarak değişse de, bu kişilerin temelde ortak bir karakterin catısı altında birleştiklerini goruruz. Oyle ki, erkek ya da kadın kucuk ya da buyuk, toplumun herhangi bir bireyine sorulacak olunsa, kadın karakteri hakkında dile getirecekleri izlenimler hemen hemen birbirinin aynı olacaktır. Bunlar arasında en belirgin olanlarından biri ise, kadınların bir erkek gibi guclu ve dayanıklı bir kişilik gosteremeyeceklerine olan inanctır. Toplumun erkek bireyleri kadar, kadınların bazıları da kendilerine yapılan bu yakıştırmayı kabullenmişlerdir. Kendilerine yakıştırılan "korunup kollanan" karakter nedeniyle hicbir zaman "koruyan, kollayan" kimseler konumunda olabileceklerini duşunmemişlerdir. Erkekten daha aciz ve daha beceriksiz oldukları şeklindeki inancları nedeniyle, genellikle maddi manevi anlamda kendilerine bakabilecek, insanların kendilerini ezme ihtimaline ve diğer tehlikelere karşı onları koruyup kollayacak birilerine sığınma ihtiyacı duyarlar. Gerek evliliklerinde eşlerine, gerekse de daha ilerleyen yaşlarında oğullarına olan yaklaşımlarında hep bu duşunceyle hareket eder, cevrelerinde de kendilerine bu imkanları sağlayabilecek birilerini ararlar.
Bu zayıf karakter bu kimselerin "duygusallık, ağlama, kusme, alınma, kıskanclığa kapılma, yakınma" gibi tavır bozukluklarına yatkın bir ahlak geliştirmelerine neden olur. Bunlar genellikle cahiliye toplumlarında kadın kavramı ile ozdeşleşmiş ve "kadınların ozunde olan ozellikler" olarak kabul edilen tavırlardır. Orneğin kadının olaylar karşısında aşırı hassasiyet gostererek ağlaması da son derece olağan bir tavır olarak kabullenilmiştir.
Erkek karakterinde genel olarak hakim olan tavır kalenderlik ve mertlik olarak bilinirken, kadının da alıngan, duygusal ve kırılgan bir yapısı olduğuna inanılır. Bunların yanı sıra, olaylar karşısında hemen "umitsizliğe duşmek, telaşa kapılmak, şikayetci bir uslup kullanmak ya da tartışmacı bir tavır sergilemek" de kimi cahiliye kadınlarında sıkca gorulebilen Kuran ahlakına aykırı ozelliklerdendir.
Kadın karakterine dair tum ozelliklerin ortak olan yanı ise, her birinin, bu kişilere sadece sıkıntı ve mutsuzluk getiriyor olmasıdır. Gosterdikleri ahlak nedeniyle bu kimseler yaşamlarını surekli gerilim, sıkıntı ve zorluk icerisinde gecirirler. Yaşadıkları ahlakın ve mutsuzluklarının temel nedeni ise, dunya hayatına bakış acılarının, yaşama amaclarının, kendileri icin sectikleri ideallerin yanlışlığında gizlidir.
Cahiliye toplumunun diğer bireyleri gibi kadınlar da tum yaşamlarını "dunya hayatı" ve "bu hayatın susleri" uzerine kurmuşlardır. Dunya hayatının insanlara sunduğu menfaatlerden olabilecek en fazlasıyla yararlanabilmek, surekli olarak yaşam standartlarını yukseltecek imkanlar elde edebilmek, toplum nazarında iyi bir isim, iyi bir itibar elde edebilmek, sahip olduklarıyla cevrelerinin hayranlığını ve ovgusunu kazanabilmek bu kimselerin onde gelen ideallerindendir.
Tasalandıkları konular ise, bu idealleriyle bağlantılı olarak, gelecek endişesi, mal ve can kaygısı gibi temel konular uzerine kuruludur. Toplum tarafından kendilerine telkin edilen gorev gereği, amacları genellikle sadece "iyi bir ev kadını, iyi bir anne ve iyi bir eş olabilmek"tir. Bunun dışında kendilerinden en fazla beklenen ise, maddi bağımsızlıklarını elde edebilecekleri bir meslek ve iyi bir kariyer sahibi olmalarıdır.
Bu noktada şunu da eklemek gerekir ki elbette toplum icerisinde bulunduğu konumdan memnun olmayan, bu karakteri sorgulayan ve toplumdaki bu yaygın kanaatin dışına cıkmak icin cabalayan pek cok kadın vardır. Hatta bu kimseler coğu zaman pek cok alanda elde ettikleri başarılarla on plana cıkmakta ve kadınlar hakkındaki bu duşuncelerin yanlışlığını ortaya koymaktadırlar. Ancak tum bu başarıları elde ederken dahi cahiliye olculerine dayalı bir karakteri yaşamaya devam ettikleri ve yine Allah'ın rızasına uygun bir karakter sergilemedikleri icin, istedikleri sonuca ulaşamamakta, toplum nazarında aradıkları gercek saygı sevgi ve guveni kazanamamaktadırlar. Kimi zaman bu isteklerine ulaşmış gibi gorunseler de, tum bunları gercek ve kalıcı şekilde elde edemediklerini bildikleri icin yine de mutlu ve huzurlu olamazlar.
Dolayısıyla, kadın olsun erkek olsun her insanın asıl yapması gereken, kendisinden beklenen kişiliğe burunmesi değil, doğru olanı araştırıp bulması ve bu kişiliği benimsemesi olmalıdır. Allah, tum insanların yaşaması gereken en guzel kişiliği ve en doğru karakter ozelliklerini Kuran ile bizlere bildirmiştir. Kuran'da gosterilen bu yol en sade, en kolay ve en mukemmel olanıdır.
__________________
Cahiliye Toplumlarında Kadın Karakteri
Kadınca0 Mesaj
●22 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Hayatın İçinden
- Kadınca
- Cahiliye Toplumlarında Kadın Karakteri
-
13-09-2019, 19:31:24