Sevgi, saygı, guven... Bunların hepsi bir ilişkinin temelinde yatan en buyuk yapıtaşları. Peki karşılıklı ihtiyaclar bu temelin neresinde? Bir ilişkide hissedilen en temel ihtiyaclar neler? İşte sorunuzun cevabı...
1- İLİŞKİLERDE GUVEN İHTİYACI
İnsanların temel ihtiyaclarından biride guven ihtiyacı. Aynı şekilde ilişkimizde de guven duymak isteriz. Guvenmediğimiz de ne olacağını bilemediğimizden guvenecek bir kişiye ihtiyac duyarız.
Herkes ilişkisinde guven arar yokluğunu hissettiğinde ise eşine karşı kontrol etme isteği artar. Cunku bunu kontrol kendinde olursa, eşinin tepkilerini belirleyebileceğini duşunur. Ve boylece kendini guvende hisseder. İlişkilerimizde her şeyi kontrol etme ihtiyacı varsa burada emin olmadığımız şeyler vardır demektir. Guven duygumuzu doyuma eriştirmek icin kontrol etme ihtiyacı duyarız.
Evlilik Kurumu; insanların emin olma ihtiyaclarını, doyuma yoneliktir. İnsanların bir coğu değişmekten korkar, Mevsimler değişebilir her şey değişebilir ama bir değişmemeliyiz diye duşunurler. Rahatlık veren durumun hic değişmemesini isterler.
Bazen de kotu giden evliliklerde yada ilişkilerde sonunu nasıl olacağını bilememek, bitirilmesi gereken bir evliliği sırf alışılmış olanın verdiği eminlik yuzunden kişiler bitiremez. Guven ilişkilerde onemlidir sağlıklı yollarla gelmediği zamanlarda insanlar bunu sağlıksız yollarla baskı , kontrol, gibi yollarla elde etmeye calışırlar cunku guven bir ihtiyactır.
2- İLİŞKİLERDE EMİN OLMAMA İHTİYACI
Belki bu biraz şaşırttı.Guven ve emin olma ihtiyacından bahsetmiştik. Emin olmama da ne şimdi diyebilirsiniz. Emin olunca kendimizi huzurlu hissederiz. Stressiz, her şey tanıdık bildik, eşiniz belli ilişkiniz de ne nasıl gidecek cok iyi biliyorsunuz. Eşinizden alacağınız tepki belli vereceğiniz tepki belli. Yani her şeyden eminsiniz sonra ne olur dersiniz? Sanırım bildiniz Sıkıntı “Canı sıkıntısı” işte bu noktada emin olmama ihtiyacı devreye girer. Değişiklik ihtiyacı, Heyecan ihtiyacı, risk alma ihtiyacı.
Evliliklerde her şey bilinir hale geldiğinde, eşler otomatiğe bağlanmış gibi hep bilinir tepkiler verdiğinde can sıkıntısı başlar. Heyecanın bittiği yerde depresyon başlar. Heyecan yoksa mutsuz oluruz. İşte tam bu noktada heyecan arayışı başlar. İlişkimizde farklı bir şeyler isteriz. Mucadele edeceğimiz şeyler,heyecan isteriz.
İlişkinin başında emin olmak isteriz, beni sevmeli guvenilir olmalı deriz. Fakat eşimiz bir sure sonra bizi sevse ve guven verse de ilişkide uyarılmaya, heyecana ihtiyac duyarız. Ciftler bu ihtiyaca uygun davranmadıklarında ise sağlıksız ve etik olmayan yollardan heyecan arayışı başlar. Erkekler gul gibi eşlerinin ustune gul koklarken, kadınlar kendini yemeğe, aşırı spora yada boş işlere verebiliyorlar. Heyecan arama yolları sıralanmayacak kadar uzundur.
İlişkilerde gundelik yaşam aynı şekilde gittiğinde ilişki can sıkıcı hal alır. Ve ciftler nedenli nedensiz kavgalara başlarlar. Belki garip ama coğu cift bu kavgalardan hoşnut olurlar. Kavga, kusme ve barışma sureci ilişkilere heyecan ve belirsizlik getirir. Mesela; Kusme ne kadar surecek?, İlk adımı kim atacak?, Barışma nasıl kutlanacak? Tabi kusluk suresince eşler birbirine ozlem hissetmeleri de durumun ayrı birheyecanı denebilir. Hatta farkında olmasalar da; sırf bu heyecan icin kavga eden kusen ve barışan cift sayısı oldukca fazladır. Bazı ciftler kavga etmemelerinden ovunseler de ; kavga etmemek aslında o ilişkide daha sessiz ve derinden ilerleyen ciddi bir sorun var demektir.
3- İLİŞKİLERDE FARKLI OLMA İHTİYACI
Ozgun yani farklı olma ihtiyacı insan yaşamında insanı tetikleyen bir guctur. Yaşamda hic bir şey bire bir aynı değildir. Yaşam kendini tekrar etmeyecek kadar zengin yaratılmıştır. Bir kar tanesi bir başka kar tanesine benzemez. Kişilerde birbirinden farklıdır. İlişkilerinde bu farklılığı gormek isterler. ”Ben herkesten farklıyım”,” Benim herkesten farklı bir ozelliğim var”, ”Ben onun gozunde en onemliyim ya da en onemli olmalıyım”, ”O bensiz yapamaz”, ”Ben diğer erkekler gibi değilim”, ”Ben senin bildiğin kadınlardan değilim” gibi sozlerle bunun vurgulandığı zamanlar da olur kimi zaman.
Evet, her kişi farklı insanlık tarihinden beri bir kişi tıpa tıp aynı var olmadı. Yaşanan her ilişkide farklı, kimsenin yaşadığı bir diğerine benzemez. Hic bir evlilikte ya da ilişki de ne sorunlar ne mutluluklar bire bir benzemez. Kişilerde onların icinde bulundukları ilişkilerde birbirinden farklıdır.
İlişkilerde, onemli olduğunu hissetmenin yaygın yollarından biri, İhtiyac duyulma ihtiyacıyla kendini ortaya cıkara bilir. Ozellikle kadınlar; İhtiyac duyulma yolunu kullanarak cocukları, eşi, hatta anne babaları icin kendini paralamak icin gercekleştirir. Burada amac kendini vazgecilmez kılarak, onemli olma farklı olma ihtiyacını karşılamaktır. Hatta eşi icin farklı olabilmek sadece cocuğunun annesi olma farklılığını hissetmek icin cocuk sahibi olmak icin uğraşan kadın sayısı inanılmaz şekilde coktur.
4-İLİŞKİLERDE BENZER OLMA İHTİYACI
Diyelim ki bir ilişkide birbirinizden cok farklısınız. Siz benzersizsiniz. O zaman ne olur. O zamanda birine ait olma ihtiyacı hissedersiniz. Birbirinizde benzer yerlerin olmaması da sizi rahatsız eder. Evet insanlar farklı olmak isterler Fakat bu aynı şunun gibidir ilişkilerde karanlığı bilmeden aydınlık anlaşılabilir mi? Farklılıklar bunun icin vardır ama kişiler ilişkilerinde sevgi ve ait olma karşısındakine benzeme sanki onun bir parcası olmayı hissetmek de isterler. Sizi birbirinize ceken birbirinize benzediğiniz yanlarınızdır. Ortak noktalarınızdır; ortak yerde buluşturan.
İlişkilerimiz de bazen kendimizi onemli hissetmeyiz. Bu noktada onemli ve ozel olmayı talep ettiğimiz de, farkında olmadan eşimizi kendimizden iteriz. Ona ” Sevilmek istiyorum” talebinde bulundukca tam tersi olur.
Sevilme isteğini sevme arzusuyla karıştırabiliriz. Eşimiz tarafından sevme arzumuz karşılanmadığında ise kendimizi ozel hissetmeyiz. Bu kez de istediğimiz sevgiyi alabilmek icin onu sevgi gosterileriyle boğarız. Ve bizden daha da uzaklaşır. Kacan sevgilinin, eşin arkasından incinmişlik duygusu yaşarız. Onu suclar sevmekten korktu kactı deriz onun korktuğu sevginizden değildir, bitmek bilmeyen sevgi dilenciliğinizdir. ”Aşk ve sevgi denilen şey iki insanın birbirine ait olma duygusudur” Aşk ve sevgide kendimizi hem ozel hem birine ait hissederiz. Yani benzerimizin yanında hissederiz.
Eğer benzerlik yoksa kişiler bu acığı gidermek icin fedakÂrlığa başvururlar. Sevdiği kişinin ihtiyaclarını karşılamak icin kendi ihtiyaclarından vazgecer ya da erteler. Burada onemli olan şu; Verdiğiniz sevgiyi karşılığı faizi ile odenmesini bekleyip bir borca donuşturduğunuzde kendinizi sevilmeye muhtac konuma getirdiğinizde kaybetmeniz kacınılmazdır. Sevgide en onemli kural ihtiyacımız olanı eşimize vermektir. Sevilmeye ihtiyacınız varsa sevin. İnsanlar sevmeyi, sevildikleri kişilerle gercekleştirir.
Kadın erkek ilişkilerinde en kotu durum seven birinin terk edilmesi değildir bunda canınız acır bir sure ama gecer. En kotu durum ait olma ihtiyacınızın az bucuk karşılandığı sonucu değişimi goze alamamaktır. ”Ne terk edecek kadar kotu, ne kalacak kadar iyi durumu”. Bu tarz ciftlerin durumu ise şudur; Değişim icin bedel odemeyi goze alamazlar; kendini doyum ve mutluluk vermeyen ilişkiye devam ettirmenin getirdiği, ofke, kırgınlık, kızgınlık ve yalnızlık duygusunu yaşarlar. Tam bir caresizlik ve acizlik hali…
5- İLİŞKİLERDE GELİŞME İHTİYACI
İlişkimizde her şeye sahip olabiliriz ama her gun yeni bir şeyler katıp, her iki taraf da gelişime acık olmazsa ilişki curur. Gelişimde hayat vardır. Ya gelişiriz ya da oluruz. Duygusal, zihinsel ve ruhsal gelişim icin kişilerin zaman ayırmaları gerekir. Gelişmek, oğrenmek, bir secim değil, bir luks değil, bir ihtiyactır. Aynı yemek icmek kadar ihtiyac.
Bunun icin eşlerin birbirlerine gelişimlerine ayıracak vakit ve imkÂnlar icin ozgur bırakmalılar. Ozgur bireyler gercekten sever ve gelişir. Gelişen bireyler iyi anne baba olup sağlıklı bireyler yetiştirebilir. Gelişim insanların nefes almasını sağlar kendinize nefes alacak alanlar bırakın.
6- İLİŞKİLERDE KATKIDA BULUNMA İHTİYACI
Kendimizin dışına cıkarak başkalarına katkıda bulunma ihtiyactır. Varlığımızın başkalarına yardımcı olduğumuzu bilmesi; işe yarar insan olduğumuzu hissetme ihtiyacı. Her konumda olduğu gibi ilişkimizde de karşımızdakine yararımız olduğunu hissetmediğimiz surece mutlu olamayız.
Bu Yaşamın her alanında olduğu gibi ilişkilerde de cok onemli bir ihtiyactır, eğer yararlı olduğumuzu hissetmezsek, ihtiyac duyulmaya ihtiyac duyarız. Eğer eşimizin bize ihtiyacı olmadığını hissedersek farkında olmadan, cocuğumuzun gelişimi pahasına da olsa bize ihtiyac duyarak buyumesini sağlarız. Cevremizde ne kadar cok vardır değil mi buyuyup evlendikleri halde halen annelerine ihtiyac duyan kişiler. Kendi kararlarını kendileri veremeyenler. Kendileri aile olamayanlar.
Evet, eşimizin”iyi ki varsın” demesi onun yaşamına katkımız dokunduğunun kanıtıdır. Ve bu insanı cok mutlu eder. Tabi ki bu katkıyı eşinize verirken bir teşekkur bile beklemeden katkı da bulunmaktan bahsediyoruz vermenin doğal hazzını aldığınız katkıdan.
__________________