Yrd. Doc. Dr. Alper Evrensel, hayır diyememenin yapısal bir sorun olduğunu ve depresyon belirtisi olabileceğinin altını cizdi.

Siz de hayır diyemeyenlerden misiniz?

“Neden ‘hayır’ demekte sorun yaşarız?, Kabul etmek ve reddetmek ne zaman oğrenilir?, Belli bir yaştan sonra duzeltme ihtimalimiz var mıdır?, Hayır diyememek bir hastalık mıdır ve başka psikolojik rahatsızlıklarla ilgisi var mıdır?”

Evrensel, yaptığı değerlendirmede şoyle konuştu:

‘Hayır demek guclu bir irade gerektirir’
“Cevremizdeki insanlar talepte bulunduğunda bu talebi karşılayıp karşılamamak arasında kararsız kalabiliriz. Hayır demek guclu bir irade gerektirir. Eğer talebin karşılanamayacağını belirtirsek ilişkinin yara alacağı endişesi duyarız. Cevremizi kuşatan insanların sadece taleplerini karşıladığımızda bizimle iletişimlerini surdureceklerini, eğer talebi karşılamaz ve hayır dersek ilişkinin bitebileceğini duşunebiliriz. İnsanlarla kurulan bağın zayıflaması endişesi ozellikle bağımlı yapıdaki kişiler icin buyuk bir endişe kaynağıdır. Bağın surmesi adına hep evet diyerek surekli odun vermek zorunda kalırlar. Sonrasında yaşadıkları mağduriyet nedeniyle cok uzulurler ama bu donguden bir turlu kurtulamazlar.

Guclu bir iradenin temelleri cocuklukta atılır. Cocuğun ozerklik duygusu kendiliğinden gelişme gosterir. Bu surecte ana-babasının tutumları bu ozerklik eğilimini engelleyecek tarzda olursa cocuk bağımlılaşır. Zira bağımsızlaştığında yani anne babasının beklentileri tersine hareket ettiğinde anne babasını kaybedeceğinden korkar.

Eğer anne babası da cocukları kendi istediği gibi davrandığında onu odullendirir, davranmadığında da cezalandırırsa bu eğilim pekişir. Cocuk buyuduğunde anne ve babası ile kurduğu ilişkinin benzerlerini diğer insanlarla da kurmaya başlar. Onları hoşnut etmek icin kendisi hoşnutsuz olmayı tercih eder. Sırf o insanlar ilişkiyi koparmasın, surat asmasın, kusmesin diye surekli kendisinden maddi-manevi odun verir. Borc istendiğinde geri ceviremez. Yardım talep edildiğinde karşı koyamaz.

‘Yapısal bir sorun’
“Hayır” diyememek hastalık değildir; yapısal bir sorundur. Hastalık olsaydı bir ilac tedavisi ile yok edilebilirdi. Bağımlı yapıdaki kişilerde ortaya cıkan bir sorundur. Depresyonun belirtileri arasında da yer alabilir. Depresyondaki insanlarda inisiyatif kaybı olur. Kolaylıkla yonlendirilebilirler. Cep telefonu dolandırıcıları bağımlı yapıda ve depresyondaki kişileri kolayca ağına duşurebilmektedirler. Bazı tehditlerle korkular uyandırılarak sanki hipnotize edilmiş gibi konutlara uyması sağlanabilir.

Ne zaman evet, ne zaman hayır demeliyiz
“Hayır” veya evet deme kararı irademizle ilgilidir. İrade her zaman baskı altındadır. Durtulerin ve aklın yonlendirmeleri karşısında gercekliği de gozeterek bir karar vermek durumundadır. Bu karar icinde bulunulan şartlara gore netleşecektir. Karar verirken icsel ve dışsal butun dengeler mumkun olduğunca gozetilmelidir. Karar neticesinde de mumkun olduğunca az catışma yaşanmalıdır. Bazen icsel-durtusel talep cok guclu olabilir.

Normalde cok iradeli, makam mevki sahibi bir insanın kendi nefsinin taleplerine hayır diyemediği de olur. Otokontrol duygusu gelişmiş, ozerk, bağımlı olmayan bir yapı ancak cocukluktan itibaren bilincli anne-babanın yardımı ile gelişebilir. Eğer erişkin yaşamda bu sorunlar saptanırsa tedavi ile guclu bir irade geliştirilebilir.

Tedavi gerekir mi
Hayır diyememek eğer depresyondan kaynaklanıyorsa tedavisi ile de ortadan kalkar. Yapısal sorunlar ise ancak terapi ile yok edilebilir. Yıllar boyu hayır diyemediği icin depresyona giren kişiler de vardır. Bu kişilerde hem ilac tedavisi hem de terapi birlikte uygulanmalıdır. Eğer ilacla depresyonu tedavi eder ve yapay bir iyilik hali yakalanır, zemindeki kişilik yapısına mudahale edilmez ise tedavinin ardından yine aynı tablo karşımıza cıkacaktır.

Kaynak




__________________