Musluman bir kadın Allah'a samimi bir kalple iman etmiş ve derin bir Allah korkusuyla boyun eğmiştir. Allah'tan başka bir İlah olmadığını, O'nun tum varlıkların tek hakimi ve herşeyin ustunde, sonsuz guc sahibi olduğunu kavramıştır. Bu nedenle yalnızca Allah'tan korkar ve yalnızca O'nun rızasını hedefler. Yalnızca Allah'a ibadet eder, O'nu dost edinir ve sadece O'ndan yardım ister. Kendisine isabet edecek bir guzellik varsa bunu ona ancak Allah'ın verebileceğini ve aynı şekilde kendisine ulaşacak bir kotuluk varsa bunu da Allah'ın engelleyebileceğini, kendisini ancak Allah'ın koruyabileceğini bilerek yaşar. Sadece Allah'a muhtac olduğunu, kendisini hayatta tutan, ona nimetini ve yardımını ulaştıran, koruyup kollayan tek gucun Allah olduğunu bilir. Dolayısıyla hicbir zaman icin insanlara yonelik bir beklenti icerisinde olmaz.
Allah'a, kalbinde hicbir kuşkuya yer vermeden iman etmiştir. İmanındaki bu samimiyetini hayatının sonuna kadar, her an surdurur; hayatının her aşamasında, her ne zorlukla karşılaşırsa karşılaşsın, Allah'a olan bu samimi inancından vazgecmez. Nimet icerisinde olduğunda Allah'a karşı nasıl şukredici, hoşnutluk dolu bir yakınlık icerisindeyse, şartlar aksine donduğunde de aynı teslimiyeti gostermeye devam eder. Rabbimiz'in kullarına olan sonsuz sevgisinden, rahmetinden, esirgeyiciliğinden ve bağışlayıcılığından emin, tevekkullu bir tavır icerisinde olur.
__________________