Gercekten İlgimi ceken ve tartışılması gereken bir konu. bu konu ile ilgili okuduğum bir yazıyı da ekliyorum. Siz ne duşunuyorsunuz?

CİNSİYET SECİMİ ETİK Mİ?


Soyun surdurulmesi, geride kalan mal -mulkun idaresi, mirasın damatlara gecmesi kaygısı, veliahtlık gibi bir cok gerekce farklı toplumlardan aileleri aynı sabit fikirde buluşturuyor. Erkek cocuk sahibi olmak.

Hangi yontemler kullanılıyor:
Baby Choice: Kişisel bilgileri iceren form İsvicre’ye iletiliyor.Hazırlanan kişiye ozel bir yıllık takvim istediğiniz cinsiyette bebeğe hamile kalabileceğiniz ortalama 70 ozel gunu belirtiyor.
Microsort: Kız olmasını sağlayan x kromozomu taşıyan spermlerle ,erkek bebek olmasını sağlayan y kromozomu taşıyanlar ayrıştırılıyor.
Shettles: x kromozomu taşıyan spermlerin , y kromozomu taşıyanlara gore daha yavaş yuzduğu ve daha dayanıklı olduğu gerekcesine dayanır.
Whelan : Shettles yonteminin tam tersini savunuyor.
Preimplantation Genetic Diagnosis(PGD):Ustte sıralananların aksine cinsiyet tayininde %100’luk guvenilirliği olan tek yontemdir
Embryolar anne rahmine yerleştirilmeden once genetik araştırma yapmak mumkundur. Bu amacla yapılan uygulamaya “preimplantasyon doneminde genetik tanı “(preimplantation genetic diagnosis-PGD)adı verilir. Bu teknik, tup bebek tedavisi sırasında kullanılabilir. Bu yontemle, ciddi kalıtsal hastalığı olan bireylerin, aynı hastalığa sahip bir cocuğunun olma riski azalmaktadır.
Preimplantasyon genetik tanı adı verilen embryonun genetik yapısını ve kromozom kuruluşunu belirleyebilen tekniklerin gelişmesi ile embryonik aşamada cinsiyet belirlemesi de mumkun hale gelmiştir. Bu tekniğin uygulanabilmesi icin Tup bebek uygulamasına ve bu uygulama ile embryo oluşturulmasına gereksinim vardır. Tup bebek uygulamaları etkinlikleri ve guvenirlikleri oldukca uzun surelere yayılan takipler ile kanıtlanmış uygulamalardır
Cinsiyet seciminin gundeme gelmesi ile tartışmalı etik konu gundeme gelmiştir. Karşı cinse ait oluşmuş embryoların ne yapılacağı konusu uzerinde durulmaktadır. Embryoların daha sonra kullanılmak uzere dondurulup saklanmaları diğer bir secenektir. Ancak taze embryo transferi sırasında istenemeyen cinsiyetteki embryoların daha sonra da istenemeyecekleri goz onune alındığında bu da cok mantıklı gozukmemektedir. Aile dengelenmesi amacı ile (oğlu olanların kız, kızı olanların oğlan istemesi )tup bebek ve PGD yapılması ise bazı cevrelerce etik gorulmesine rağmen karşı cinse ait embryoların ne yapılacağı konusu ağırlıklı olarak etik onemini korumaktadır.
Bir cinse ait cok sayıda cocuğu olan ciftlerde ise (orneğin 4 erkek veya 4 kız ) tup bebek ve PGD ile cinsiyet secimi yapılması ise başka etik tartışmalar yaratacak onemli bir konudur. Burada da karşı cinse ait embryoların yok edilmesi problemi orteya cıkmaktadır
Cinsiyet seciminde genelde populasyondaki erkek kız oranının nasıl etkileyeceği de tartışılmaktadır.Bu uygulamaların geniş capta kullanılması ile ceşitli kulturlerde tercih edilen cinsiyet olan erkeklerin artacağı kuşkusu olsa da uzun vadede bunun dengeleneceği ve tercih edilen cinsiyetin kız olacağı duşunulmektedir.
Cinsiyet secimini savunanların diğer bir tezi ise istenmeyen cinsten olan cocukların daha az sevgi ile yetişeceği ve hatta karşı cinse ait cocukların cinsiyet saptandıktan sonra duşukle sonuclandırılabileceğidir. Ancak tum bu işlemleri laboratuar ortamında yaparsanız (tup bebek) en azından yumurtanın , spermle dollenmesinden gelişen embryonun cinsiyetini oğrenme şansınız olabilir. Boylece genetik test sonrası istemediğiniz bir cinsiyet oluştuğunu oğrenirseniz, yasal sınır dolmadan kurtaj hakkınızdan yararlanabilirsiniz (Bu sınır, Turkiye’de hamileliğin 10. haftasında )
Tup Bebek yonteminde sadece erken cinsiyet tespiti yapılmıyor. Ayrıca cinsiyeti bilinen embryodan , tercih edilen cinsiyete gore kız veya erkek olanı anne rahmine yerleştirilebiliyor. Ancak bu yontem uzun uğraş , yuksek teknoloji ve ciddi bir maliyet gerektiriyor. Kaldı ki başta Turkiye olmak uzere neredeyse tum dunyada yasak . Turkiye’de sadece cinsiyetle taşınan hemofili ya da bazı kas hastalıkları soz konusu olduğunda kullanılmasına izin veriliyor. Sonuc olarak cinsiyet secimi etik mi değil mi sorusunun basit bir cevabı olmadığını ve her iki tezi savunanların da haklı oldukları noktalar olduğu gorulmektedir. Gelecekte cok daha fazla tartışmaların yaşanacağı bu konuda aileler, doktorlar, hukukcular ve etikcilerin bir araya gelerek en doğru cevapları bulacağı kanısındayım.

DR Osman Denizhan Ozgun

__________________