Aşkınızın bir omur boyu surmesi size bağlı. Partnerinizi surekli eleştirmekten ve onu haksız yere suclamaktan vazgecip, onu olduğu gibi kabul etmeniz gerekiyor.

Aşk imkÂnsızlıklarla beslenir. Bu yuzden de bazı insanlar sahip olamadıkları, sevgisinden emin olamadıkları, hatta onları hor goren ve duygusal acıdan eziyet eden kişilerin peşinden koşarak aşkı bulmaya calışıyor. Nedense bu insanlar sevgisini acıkca belli eden ve ilişkinin getirdiği sorumlulukları taşıyabilen partnerlerden zaman icinde sıkılıyorlar.

Bu durumda da ilişki heyecanını, cekiciliğini yitiriyor ve kacınılmaz sona yani monotonluğa ve bitişe doğru yol almaya başlıyor. Cunku kişi, birlikte olduğu insanda kendisini gormeye başlıyor. Hic kimse birkac ufak tefek farklılık dışında kendine tıpatıp benzeyen biriyle birlikte olmak istemez.

Aşk tesaduf mu?: Uzmanlar bir insandan etkilenmenin veya aşık olmanın belirli nedenlere bağlı olduğunu soyluyorlar. Yani aşkı yaratan romantizm imgesinin kaynağı, cocukluğumuzda en yakınımızdakilerle kurduğumuz ilişkilerimizdir. Bu bahsedilen en yakınlarımız da genellikle coğu zaman anne ve babamız oluyor.

Bizi yetiştirenler ya da cocukluğumuz boyunca yanımızda bulunan kişilerin olumsuz ozellikleri, romantik imgelerimizi, olumlu ozelliklerine kıyasla daha cok etkiliyor. Bunu basit orneklerle acıklamak gerekirse; otoriter ve sevgisini cocuğuna yeterince veremeyen bir annenin cocuğunun, buyuduğunde sevgisini dengeli bir bicimde sunabilen birisine aşık olma ihtimali sanılanın tersine cok zayıf.

Aynı şekilde alkol problemi yaşayan bir babanın kız cocuğunun, buyuduğunde de benzer ozelliklere sahip birisiyle ilişki yaşama ihtimali goz ardı edilemeyecek kadar kuvvetli. Uzmanlar bunun nedenini, insanların en cok sevdiği ya da aşık olduğu kişilerde kendi ailesinin ozelliklerini aramaları ve ilişkilerinde cocukluklarına dair tanıdık duygular bulmaları olarak acıklıyor.

Aşk neler yaptırır?: Bu ruh haline sahip bir insan, partnerini surekli eleştirmek, onu haksız yere suclamak ve hatta aldatmak yolunu secebilir. Karşı taraf bu duruma tepki verdiğinde kişinin ihtiyac duyduğu onaylanmama duygusunu ona yaşatmış olur. Eğer partner bu yuzden onu terk ederse, onun icin partnerini yeniden elde etmek, yepyeni bir tatmin nedeni halini alır. Bu davranışlar uzayıp gider.

Aşk, huzunden beslenir: Aşk gercekten de acıdan ve huzunden besleniyor. Bu yuzden aşkı fırsat olarak goren bu kişiler, trajediye ihtiyac duyuyorlar. İlişkide huzurlu bir ortam oluştuğu anda bu huzuru yıpratıp yıkacak bahaneler yaratmaya calışırlar. Cunku kendileriyle barışık olmayan ve kendisini sevilmeye layık bulmayan bu insanlar, başkalarının sevgisine de inanmayacaktır. İlişkiye olan inancın var olmaması, kişiyi ilişkinin monoton ve sıkıcı olduğuna ikna edecektir.

Cocukluktan sure gelen sıkıntıları atın:İnsanların cocukken yaşadıkları tatsız olayları onlara yeniden yaşatabilecek birilerine bağlanmalarının nedenlerinden biri de, kişilerin o olayları yeniden canlandırarak cozumlemeye calışmak istemeleri. Ancak bu genellikle geri teper ve bastırılan duygular birden bire ortaya cıkarak, kişinin benliğinde onarılması cok zor, delikler acar. Bu yuzden kişi ona zarar veren bir birliktelik yaşıyor dahi olsa partnerini bu delikleri kapatacak bir nevi 'yama' olarak gormeye başlar.

Gecmişi gozardı etmeyin:Bu ruh haline sahip kişilerde, dengeli bir sevgi karşısında acımasız ve vurdumduymaz tavırlar, eksik sevgi karşısında ise, hor gorulmekten yakınan tavırlar sergiler. Kendisine zarar verdiğini bildiği bir ilişki icin gozyaşı doken bu kişiler, gecmişte onu kusursuz şekilde seven bir başka kişiye karşı nasıl acımasız olduğunu hatırlamaz bile. Arkadaşlarına yaşadığı haksızlıklardan bahsederken, benzeri haksızlıkları bir başka insana kendisinin de yapmış olduğunu unutur. Onu eleştiren arkadaşlarına da ters davranışlar icin bahaneler ve gecerli nedenler uydurma yolunu secer.

Aşk eksikleri giderir mi?: İnsanlar coğu zaman aşkı kendilerinden kacmak icin bir fırsat olarak algılıyorlar. Cunku aşk sayesinde kendilerinde eksik olarak gordukleri yanları başka birinin varlığı ile doldurabileceklerine inanıyorlar. Ama yine 'ayna gibi olmak' sorunu ortaya cıkıyor.






alinti

__________________