

İman etmeyen bir kadın, insanların rızasını ya da kendi cıkarlarını gozeterek yaşadığı icin gercek sevgiyi hayatında oluşturamamşıtır. Dolayısıyla yapmacık yaşar. Bu yaşantının olmazsa olmaz kuralları vardır. Bu kurallar kadının utu yapmasını, camaşır yıkamasını, yemek yapmasını, cocuklara bakmasını adeta zorunlu kılar. Kadın bunları yapamadığında kendini eksik hisseder. Oysa iman eden icin sevgi sadece takvaya (Allah korkusuna) dayalıdır. Sevginin oluşması icin yapılması gereken kurallar yoktur. Tam aksine Musluman bunların hicbirini yapamadığı gibi hasta ve bakıma muhtac durumda olsa da gene sevilir. Cunku Muslumanlar birbirlerini Allah'ın tecellisi ve sonsuz ahiret arkadaşı olarak gorurler.
Sevilmek icin guzel, guclu ya da zengin olmak gerekmez. Musluman doğal olarak sevilir. İşte iman etmeyen bir insan bu onemli gerceği kavrayamaz ve yaşayamaz. Dolayısıyla etrafında genel kabul goren kurallara uyması gerektiğini duşunerek mutlu olamaz ve hayatı boyunca da Allah sevgisinden kaynaklanan gercek sevgiyi hic yaşayamadan yapmacık bir omur surer.
__________________