Neye odaklanırsak, neye dikkatimizi verirsek onu yaratıyor, onu coğaltıyoruz. Sakınmaya calıştığımız şey yerine elde etmeye calıştığımız pozitife odaklanmak cok onemli.

Size gercek bir hikÂye anlatacağız. Bir kadının gozlerinde caresi olmayan bir hastalık oluşuyor ve kor olma tehlikesi ile karşı karşıya kalıyor. Doktorlar hic bir şey yapamayacaklarını soyluyorlar. Cok kararlı olarak ve duyduklarından hic hoşlanmayarak kadın, bu kadar caresiz kalmasa asla yonelmeyeceği alternatif terapilere yoneliyor. Bunu yapmayı gulunc buluyor ama icinde bulunduğu caresiz durumdan dolayı denemeye karar veriyor.
Sonunda kadın alternatif yontemler uygulayan bir terapiste gidiyor. Terapist ondan hayatini ve kendisini anlatmasını istiyor. Anlatmaya başladıktan sonra birden terapist kadını susturuyor ve " son 10 dakika icinde tam 15 kez "nefret ediyorum" cumlesini kullandığınızın farkında mısınız? " diyor. Kadın şoka uğruyor. Pek cok şeyi acıklarken "nefret ediyorum" kelimesini kullandığını fark ediyor...
"Dunyanın gitmekte olduğu halden nefret ediyorum"
"Okullarda cocuklara davranma şekillerinden nefret ediyorum"
"Onu gormekten nefret ediyorum"
"Bunu yapmaktan nefret ediyorum"
Bu onun icin gercekten goz actırıcı bir deneyim oluyor. Bunun uzerinde kullandığı kelimeleri değiştiriyor ve yıllar sonra hala mukemmel gorebiliyor.
Burada Evrensel Kanunlardan "odaklanma kanunu" devreye giriyor.
Odaklanma Kanunu
Neye odaklanırsak, neye dikkatimizi verirsek onu yaratıyor, onu coğaltıyoruz.
Sakınmaya calıştığımız şey yerine elde etmeye calıştığımız pozitife odaklanmak cok onemli. Orneğin asla yaşlanmamaya odaklanmayın, bunu yaparsanız kısa surede yaşlanacağınız kesin. Bunu yerine sağlıklı, enerjik ve genc olmaya odaklanın, dikkatinizi bunlara verin.
Kullandığımız kelimelere dikkat etme konusunda cok ilginc bir takım bilgiler var, oyle ki "-sız" takısı ile biten kelimeleri bile literaturunuzden cıkarın.
Orneğin "sınırSIZ bolluk istiyorum" derken, aslında bilincaltınızın anladığı sınırlı bolluk. Bir başka ornek de "kolay, cabasız ve eğlenceli bir ilişki istiyorum" derken aslında kolay, caba gerektiren ve eğlenceli bir ilişki cekiyorsunuz cunku "caba" kelimesinden sonraki "sız" eki onu olumsuz hale getiriyor ve bilincaltınız bu kelimeyi caba olarak isleme sokuyor. Bunun yerine "kolay ve eğlenceli bir ilişki istiyorum" demeniz ve bunu duşunmeniz, boylesi bir ilişkinin size gelmesini cok daha kolaylaştırıyor.
Ağzınızdan cıkan kelimelere dikkat etmeye calışın. Yakınlarınıza soylediklerinize dikkat etmelerini rica edebilirsiniz. En cok neler soyluyorsunuz, ne tur kelimeler, deyimler, sıfatlar kullanıyorsunuz...
"Binlerce kilometrelik bir yola cıkmak icin once bir adım atmak gerekir" deyişinden yola cıkarak,
1- Yazın
Kucuk, sevimli bir defter alın ve her sabah şukrettiğiniz 5 şeyi bu kucuk deftere yazın... Her şeyi yazabilirsiniz... Ornek: "gorebildiğim icin, akşama yiyeceğim olduğu icin, kuşların seslerini duyabildiğim icin"...siz bu calışmayı yaptıkca neler neler bulacaksınız şukredecek... Ve şukretme enerjisi Evrene en doğrudan "bunlardan daha fazla istiyorum" demektir ve Evren sizi cok rahat duyabilecektir.
2- Guzel şeyler soyleyin
Her gun yakın cevrenizden veya hic tanımadığınız insanlardan (dukkÂnlarda servis verenler, dolmuş şoforu, simitci) 2 kişiye onları iyi hissettirecek bir şeyler soyleyin... Bu kişiler ne kadar tanımadığınız kişiler olurlarsa o kadar iyi... ve verdikleri tepkiyi izleyin...
3- Teşekkur edin
Beğendiğiniz şeyleri insanlara ifade edin, teşekkur etmeyi alışkanlık haline getirin... Gıda urunleri satılan bir dukkÂna girdiniz ve mesela cok temiz buldunuz, "ne kadar temiz bir dukkÂn, cok hoşuma gitti" deyin...
4- Sozlerinize dikkat edin!
Soylediklerinize dikkat etmeye başlayın. Ağzınızdan cıkanlara onem verin. Sozlerinizi, cumlelerinizi fark edin. Bunun icin etrafınızdan da yardım isteyebilirsiniz. Onlar sizi dışarıdan bir goz olarak cok iyi gozleyebilirler. İnsanoğlu kadar kendisine kor bir başka varlık yoktur bu dunyada.

Size gercek bir hikÂye anlatacağız. Bir kadının gozlerinde caresi olmayan bir hastalık oluşuyor ve kor olma tehlikesi ile karşı karşıya kalıyor. Doktorlar hic bir şey yapamayacaklarını soyluyorlar. Cok kararlı olarak ve duyduklarından hic hoşlanmayarak kadın, bu kadar caresiz kalmasa asla yonelmeyeceği alternatif terapilere yoneliyor. Bunu yapmayı gulunc buluyor ama icinde bulunduğu caresiz durumdan dolayı denemeye karar veriyor.
Sonunda kadın alternatif yontemler uygulayan bir terapiste gidiyor. Terapist ondan hayatini ve kendisini anlatmasını istiyor. Anlatmaya başladıktan sonra birden terapist kadını susturuyor ve " son 10 dakika icinde tam 15 kez "nefret ediyorum" cumlesini kullandığınızın farkında mısınız? " diyor. Kadın şoka uğruyor. Pek cok şeyi acıklarken "nefret ediyorum" kelimesini kullandığını fark ediyor...
"Dunyanın gitmekte olduğu halden nefret ediyorum"
"Okullarda cocuklara davranma şekillerinden nefret ediyorum"
"Onu gormekten nefret ediyorum"
"Bunu yapmaktan nefret ediyorum"
Bu onun icin gercekten goz actırıcı bir deneyim oluyor. Bunun uzerinde kullandığı kelimeleri değiştiriyor ve yıllar sonra hala mukemmel gorebiliyor.
Burada Evrensel Kanunlardan "odaklanma kanunu" devreye giriyor.
Odaklanma Kanunu
Neye odaklanırsak, neye dikkatimizi verirsek onu yaratıyor, onu coğaltıyoruz.
Sakınmaya calıştığımız şey yerine elde etmeye calıştığımız pozitife odaklanmak cok onemli. Orneğin asla yaşlanmamaya odaklanmayın, bunu yaparsanız kısa surede yaşlanacağınız kesin. Bunu yerine sağlıklı, enerjik ve genc olmaya odaklanın, dikkatinizi bunlara verin.
Kullandığımız kelimelere dikkat etme konusunda cok ilginc bir takım bilgiler var, oyle ki "-sız" takısı ile biten kelimeleri bile literaturunuzden cıkarın.
Orneğin "sınırSIZ bolluk istiyorum" derken, aslında bilincaltınızın anladığı sınırlı bolluk. Bir başka ornek de "kolay, cabasız ve eğlenceli bir ilişki istiyorum" derken aslında kolay, caba gerektiren ve eğlenceli bir ilişki cekiyorsunuz cunku "caba" kelimesinden sonraki "sız" eki onu olumsuz hale getiriyor ve bilincaltınız bu kelimeyi caba olarak isleme sokuyor. Bunun yerine "kolay ve eğlenceli bir ilişki istiyorum" demeniz ve bunu duşunmeniz, boylesi bir ilişkinin size gelmesini cok daha kolaylaştırıyor.
Ağzınızdan cıkan kelimelere dikkat etmeye calışın. Yakınlarınıza soylediklerinize dikkat etmelerini rica edebilirsiniz. En cok neler soyluyorsunuz, ne tur kelimeler, deyimler, sıfatlar kullanıyorsunuz...
"Binlerce kilometrelik bir yola cıkmak icin once bir adım atmak gerekir" deyişinden yola cıkarak,
1- Yazın
Kucuk, sevimli bir defter alın ve her sabah şukrettiğiniz 5 şeyi bu kucuk deftere yazın... Her şeyi yazabilirsiniz... Ornek: "gorebildiğim icin, akşama yiyeceğim olduğu icin, kuşların seslerini duyabildiğim icin"...siz bu calışmayı yaptıkca neler neler bulacaksınız şukredecek... Ve şukretme enerjisi Evrene en doğrudan "bunlardan daha fazla istiyorum" demektir ve Evren sizi cok rahat duyabilecektir.
2- Guzel şeyler soyleyin
Her gun yakın cevrenizden veya hic tanımadığınız insanlardan (dukkÂnlarda servis verenler, dolmuş şoforu, simitci) 2 kişiye onları iyi hissettirecek bir şeyler soyleyin... Bu kişiler ne kadar tanımadığınız kişiler olurlarsa o kadar iyi... ve verdikleri tepkiyi izleyin...
3- Teşekkur edin
Beğendiğiniz şeyleri insanlara ifade edin, teşekkur etmeyi alışkanlık haline getirin... Gıda urunleri satılan bir dukkÂna girdiniz ve mesela cok temiz buldunuz, "ne kadar temiz bir dukkÂn, cok hoşuma gitti" deyin...
4- Sozlerinize dikkat edin!
Soylediklerinize dikkat etmeye başlayın. Ağzınızdan cıkanlara onem verin. Sozlerinizi, cumlelerinizi fark edin. Bunun icin etrafınızdan da yardım isteyebilirsiniz. Onlar sizi dışarıdan bir goz olarak cok iyi gozleyebilirler. İnsanoğlu kadar kendisine kor bir başka varlık yoktur bu dunyada.
Kaynak
__________________