Ozellikle bayanların okumasını oneriyorum...

Flortler ve Kısa Sureli İlişkiler
Ya da
EVLENMEDEN ONCE “BİRLİKTELİK”

Bazı gencler evlenmeden once karşı cinsle yakın olmaya fazlaca istekli gorunuyorlar. Birbirini tanımak bakımından bir yere kadar yararlı olacağı duşunulen yakınlaşmalarda, işler iyiye gitmez ise bayanlar zarar gorebilir.

Bu sebeple ozellikle; flort, sevgili, arkadaşlık, sozluluk ve nişanlılık donemlerindeki genclerin şunları iyi bilmesi gerekir;

* Kolay Av Olan Kolay Terk Edilir *

Oncelikle şunu soylemeliyiz ki, “kolay av” olan, kolay terk olunur. Kimse zahmet cekmeden elde ettiklerinin kıymetini bilmez.

Evlilik soz konusu olmayacaksa “arkadaşlığı” sevgili boyutunda surdurmek bayanlara zarar veren sonuclar ortaya cıkarır. Arkadaşlık ileri boyutlara goturulurse işin cazibesi kalmaz.

* Erkekler İcin “En Zor İlişki” Evliliktir.! *

Kadın erkek arasındaki ilişki turleri icinde, erkeğe en zor geleni “evlilik tarzında” olanıdır.

Evlilik soz konusu olunca “erkeklik” cesaret ister. Bircok erkek, karşısındaki bayana “seni seviyorum” demekte acele eder, ama, iş evliliğe gelince, bazı erkeklerin cok da cesaretli olmadıkları gorulur.

* Evlenmeden Once Erkeğe Yakınlık Kadının Değerini Duşurur *

Kadından almak istediklerini evlenmeden once almaya başlayan erkeğin evlilik isteği azalır. Duygusal anlamda ilgisizlik başlar.

Bazı erkekler bayanlara yakın olduklarında, sonu ne olursa olsun, bu ilişkiden dolayı kendilerini sorumlu hissetmezler. Bayanlar, daha duygusal olduklarından, kısa sureli de olsa ilişkilerinden etkilenirler. Daha sonraki yakınlaşmalarda ise bu sebeple sorun yaşarlar.

Bir kızla evlenmek isteyen ya da evlenen erkek, onun daha once başka kişilerle yakın olduğunu oğrendiğinde bundan pek de memnun olmaz. Hatta, bunu kendisi icin bir aşağılanma olarak gorebilir.

Bunun aksine, evleneceği erkeğin, kendisinden once birkac kızla yakınlığı olduğunu oğrenen kadın, aynı derecede rahatsızlık hissetmez. Aksine, başkalarına karşı erkeğinin kendisini tercih etmiş olmasından dolayı gurur bile duyabilir.

* En kısa arkadaşlık “Yatak arkadaşlığı”, en uzun arkadaşlık “Hayat arkadaşlığıdır.” *

En uzun surecek ve sağlıklı olabilecek evlilikler, evlendikten sonra da “arkadaşlık” formatını koruyabilen evliliklerdir. Bunun icin taraflarda ortak bazı ozelliklerin olması gerekir. Aşk ve cinsellik olmadan da, karşılıklı olarak arkadaş olmayı kolaylaştıracak ozellikleriniz yoksa, bu “birliktelik size mutluluk getirmeyebilir.

“Hayat arkadaşı” olamayacağınız kimse ile yakınlığınızın kısa surede tadı kacacaktır. “Yatak arkadaşlığı”ndan, “hayat arkadaşlığı”na gecmek ise oldukca zordur.

* Erkeklerin Sozu Senet Değildir *

Esasen, pek cok kadın, erkeklere karşı hatalarını evlenmeden onceki; arkadaşlık, flort, sevgililik, sozluluk, nişanlılık gibi bu “tanışıklık” doneminde yapmaya başlar.

Kolay inanır ve yakınlık gostermekte acele ederler. Halbuki, erkekler kolay elde ettiklerini değerli gormezler.

Bir bayandan almak istediklerini kolayca alan erkeğin gozunde, kadın değerini hızla kaybeder. Kendini garantide sanan ve birkac guzel soze kanan genc kız, evlenmeyi tasarladığı erkeğe verdiği tavizler oranında hayal kırıklığı yaşamaya namzettir.

Evlenmeden once, erkeğin bir kadından almayı arzu ettiklerini kolayca veren bayan, erkeğin gozunde nasıl değersizleştiğini onun arkasından bakakaldığında anlar.

Dikkat edilirse, erkek cocuklar oyuncaklarından heveslerini kısa surede alır ve onları ya terk eder, ya da kırar atarlar. Halbuki kız cocuklar ayıcıklarını ve bebeciklerini yıllarca sever ve saklarlar.

Fransızlar; “İnsan her yaşta cocuktur, değişen oyuncaklarıdır” derler. Oyleyse, siz de, gozden duşmek istemiyorsanız mesafeli olmalısınız. Erkeğin sizden hevesini alıp, kısa surede terk etmesini ya da bir oyuncak gibi kırıp atmasını istemiyorsanız her tatlı soze kanmamalısınız..

Unutmamalısınız ki, erkekler icin “bir soz” her şey değildir. Dilin kemiği olmadığı gibi, sozun garantisi de yoktur.

Erkeğin, sevgisini surdurmesi biraz da sevdiğine olan ozlemi olcusunde olacaktır.

Erkeğe sabretmesini de, kadının kıymetini bilmesini de oğretecek olan yine kadındır.

***
“Doğru Bir Evlilik” Kararı Vermek İstiyorsanız, Karar Verirken; “SEVGİNİZİ YOKSAYMALISINIZ.!

Ozellikle gencler evlilik kararı verirken; “Seviyorum! O halde evlenmeliyim!” diye duşunurler. Sadece “sevgi duygusu” ile verilen kararın isabetsiz olma ihtimali buyuktur. Elbette “sevgisiz” evlenmek cok doğru olmaz. Ama sevgi duygusu bittiğinde, evliliğin anlamsız ve cekilmez hale gelmemesi icin, sevginin dışında da bazı ozelliklerin olması gerekir.

Evlenecek bayan ya da erkeklerin, verecekleri kararın isabetli olup olmadığını anlamaları icin, kendilerine şu soruyu sormalarında fayda var; “Sevgim olmasa yine de, ben bununla evlenir miyim?” Yani, “sevgimi yok farz edersem, karşımdaki kişinin; eğitimi, işi, mesleği, iyi-kotu alışkanlıkları, hayata bakışı, ailesinin yaşam tarzı, memleketi, psikolojik durumu benim kendisine tahammul etmem icin yeterli mi?”

Bilmek gerekir ki, insanlar “omur boyu sevgili” kalamıyor. Genellikle, evlendikten 6 ay ya da en gec bir-bir bucuk yıl sonra “aşk boyutunda sevgi” tukeniyor. “Aşk” gittiğinde evliliğin anlamını kaybetmemesi ve onun yerine karşılıklı saygı zemininde bir sevginin gelebilmesi, ancak karşınızdaki kişide bu saydığımız ozelliklerin, sizi tatmin edecek boyutta bulunması ile mumkundur.

“Sevgim olmasa, ondaki ozellikler benim kendisi ile bir omur gecirmeme değer!” diyebiliyorsanız iciniz rahat olabilir. O zaman “Evet!” diyebilirsiniz. Aksi halde, “evet” demeden biraz ya da birazdan daha fazla duşunmelisiniz!

***
Hayatta “MUTLULUK” İcin Sadece “EVLİLİK” Yetmez..!

Kişinin yaşadığı hayatı anlamlı bulması icin kendini başarılı addetmesi şarttır. Erkek icin “hayatta başarılı” olmak, oncelikle “iş”inde, mesleğinde başarılı olmaktır. O, işinde başarılı ise, evdeki sıkıntıları fazla da dert etmeyebilir. Aile ile ilgili konular, genelde iş başarısından sonra gelir.

Halbuki kadın icin durum farklıdır. Onun, “hayat başarısı” kocasından sevgi ve bağlılık gormesi ile ozdeştir. Boyle olunca da, “eş”te, yani evlilikte başarısızlık, kadın acısından bakılınca, butunuyle hayatta başarısızlıktır.

Bunun icin şu iki şey, ozellikle kadınlar icin son derece onemlidir.

I. Mutluluğu sadece evliliğe endekslemek doğru olmaz

“Mutluluk” kendini gercekleştirmektir. “Kendini gercekleştirmek”, yani doğuştan getirdiğiniz yeteneklerin en iyi şekilde uygulama alanı bulması!

“Evlilik” ise kendini gercekleştirmenin sadece bir bolumu!

“Kadın-erkek birlikteliği”; cinsellik, ureme ve bir de, “seveme sevilme ihtiyacı”nın sadece karşı cinsle ilgili olanını karşılamak icindir. Bu ihtiyacların en iyi şartlarda evlilikle sağlandığını duşunsek bile, tek başına mutluluk icin yeterli olmaz.

Kişinin tam anlamı ile, kendini “mutlu” addetmesini sağlamaz. Cunku, insan sadece bu uc şeyden ibaret değildir. Diğer yetenekleri de tatmin olmayınca icinde hala bir eksiklik duyacaktır.

Hayatın anlamını ve mutluluğu sadece evliliğe endekslemek yanlıştır. Kadının; cinsellik, doğurganlık gibi, evlilik icin gerekli ve guzel olan yeteneklerinin dışında ozellikleri de vardır. Bunların da eğitimle geliştirilmesi ve yaşanması, mutluluğu surekli kılmaya yardımcı unsurlar olmalıdır.

II Hayatla olan problemleri evliliğe yuklememek gerekir

“Evlilik” bir yaşam tarzıdır. Biz insanlar genellikle bu hayatı aile tarzında yaşarız. “Evliliği”, yani “aile tarzında bir yaşam bicimini” doğru durust beceremiyorsak, bu biraz da, “dunya hayatı”nı idrak etme ve yaşama konusunda temel eksikliklerimizden kaynaklanıyordur.

Hayata bakışımız, insana bakışımız, karşı cinse bakışımız, bir eş olarak ‘kadın’a bakışımız problemli olmamalı. Temelinde, “hayat” ve “evliliğe” karşı yanlış bakışların ve abartılı beklentilerin bulunduğu birliktelikler iyilik getirmez.

Hayattan beklentilerinizin tumunu evliliğe yuklerseniz mutsuz olmanız ve bu mutsuzluğun sonucunda da, mutsuzluğunuzun sorumlusu olarak “evliliği” dolayısı ile de, eşinizi suclamak gibi bir acmaza duşerseniz. İşte o zaman evliliğiniz catırdar.

Hayatla mucadele etme gucune ve mutluluğa erişebilmek icin, once kendinizi geliştirin. Kadınlık dışındaki ozelliklerinizi keşfedin. Yeteneklerinizi eğitiminizle tamamlayın.

Mumkunse gelir getirecek bir meslek sahibi olun ve gerektiğinde hayata tek başınıza devam edecek bir donanıma erişin. Bu sizin problemler karşısında daha rahat davranmanızı sağlayacaktır.

Ayrıca erkekler, her yonuyle kendisine bağımlı, aciz bir kadın imajı veren birini cok da değerli gormezler.

Dr. Hamdi KALYONCU
__________________