Bankacılıktan perakendeye bircok sektorde calışanların coğunluğunu kadınlar oluşturuyor. Buna rağmen, yıllar boyunca her gun en az sekiz saatlerini gecirdikleri ofisler, cocuklu olsun olmasın, kadınlara hic uygun değil!

Calışma masalarının altı coğu zaman acık. Etek giyen bir kadının surekli oturuşuna dikkat etmesi gerekiyor. Yuksek topuklu ayakkabılar gunun sonunda sıksa da, herkesin gozu onunde ayağınızdan cıkartamazsınız. Topuklu ayakkabıların cıplak koridorlarda cınlayan sesine ne demeli? Odadan odaya giderken “takır tukur” sesler cıkartmamak icin parmak ucunda yurursunuz.
El bilgisayarları, cep telefonları ancak yeni yeni renkleniyor, taşlarla susleniyor. Ama fark ettiniz mi, kadınlar icin taşınabilir bilgisayar cantasının uretilmesi ne kadar da uzun surdu. Yıllarca topluklu ayakkabılarınız, yapılı saclarınız, dopiyesinizle, şık el cantanızla bir toplantıya giderken, sunnetcilerinkine benzeyen sevimsiz, tek luksu derisi olan, siyah canta icinde taşımadınız mı dizustu bilgisayarınızı?

Kadın, iş ve cocuk

Sadece fiziksel değil, duygusal sıkıntılar da yaşıyor kadın calışanlar. Turkiye’de mulakatlarda bazı işverenler ne yazık ki hÂl her turlu ozel soruyu adaya sorma hakkını buluyor kendilerinde. Yanında goruşmeye katıldığım yoneticilerin kadın adaylara “Cocuk duşunuyor musunuz?”, “Ne zaman hamile kalmayı planlıyorsunuz?” gibi direkt sorularını kaygıyla nasıl toparlamaya, geciştirmeye calıştığımı anlatamam. Kim bilir kac kez “mulakat teknikleri” eğitimlerinde bu konuya değindik. Ama potansiyel kadın calışanların potansiyel cocukları işverenlerin ilgisini cekmeye, onları kaygılandırmaya devam ediyor. Kısaca buralarda, calışan kadının cocuğunun olup olmaması cok onemli bir mesele.

Şirketler gitgide daha fazla sayıda başarılı kadın calışanını, bebeklere karşı savaşta kaybediyor. Cocuğuna daha cok zaman ayırmak isteyen annelere, istifa etmekten başka care gorunmuyor cunku.

İki bucuk milyondan fazla okuyucusu olan “Working Mother” (Calışan Anne) dergisi her yıl anne-dostu 100 şirketi seciyor. Annelere esneklik sağlama, doğum izninin uzunluğu, cocuk bakım desteği verilmesi, ust duzeyde calışan kadın sayısı gibi kriterlerle sıralanan şirketlerin başında, bu sene bizim de tanıdığımız şirketlerden Abbott Laboratuvarları, Ernst & Young, HSBC (ABD), IBM, JPMorgan Chase & Co, PriceWaterhouseCoopers ve Johnson & Johnson geliyor.

Gercek hediye

Bugun calışan memnuniyetini sağlayan unsurlar arasında para ve unvan artık cok arkalarda. 90’larda William Mercer’in uluslararası bir araştırması, yeni yuzyılda şirketlerin personel acısından rekabetci olabilmesinin “aile dostu” programlar yaratmasına bağlı olduğunu soyluyordu. Otuz yıldır “anne-dostu şirket” listesine girebilen Johnson & Johnson, esnek calışma ve uzun annelik izni imkÂnı sağladığı calışanlarının devamsızlıklarının diğerlerinin yarısı kadar olduğunu ve bu calışanlarının yuzde 71’inin şirkete sadece bu haklar nedeniyle bağlandığını bulmuş.

İşten eve olan bu beyin gocunu mumkun olduğunca azaltmak icin, "aile dostu" uygulamalar geliştirmek şart. Evden calışma, esnek saatlerde calışma imkÂnları sunmanın dışında bazı şirketler, yılda bir gun cocukları işe davet ediyor. “Etkili anne-baba olmak” konulu seminerler duzenliyorlar. Yeni anneler icin ofislerde “sut sağma odaları” ayırıyorlar.

Savaşlara kadınlar girdiğinde sonuc değişiyor. Meydanlara kadınlar, anneler, cocuklar dokulduğunde hareketler anlam kazanıyor. Guclu ve doğru yetişecek cocukların annelerine ihtiyacı var. Ama şirketlerin de annelere…


not: bir gazetenin koşesinden alıntı yaptım ama gercektende konu cok hoşuma gitti toplumun bel kemiği aslında bayanlardır ama en cok ezilen kesimde bayanlardır....

__________________