Kuranı Kerimde İyilik ile İlgili Ayetler,
Kuranda iyilik,
Kuranda İyilikle İlgili Ayetler


Kuran-ı kerim'de gecen iyilikle ilgili ayetler.

Kutsal Kitabımızda iyilik ile alakali ayetler şunlardır; 2:44 - İnsanlara iyiliği emreder de kendinizi unutur musunuz? Halbuki kitab (Tevrat)ı okuyorsunuz. HÂl aklınızı başınıza almayacak mısınız? 2:58 - Hani bir zamanlar "Şu şehre girin de onun nimetlerinden dilediğiniz şekilde bol bol yiyin ve kapıdan secde ederek girin ve "hıtta" (bizi bağışla!) deyin ki, size, hatalarınızı mağfiret ediverelim, iyilik yapanlara nimetlerimizi daha da arttıracağız" dedik. 2:83 - Hani bir vakitler İsrailoğulları'ndan şoylece mîsak (kesin bir soz) almıştık: Allah'dan başkasına tapmayacaksınız, ana-babaya iyilik, yakınlığı olanlara, oksuzlere, caresizlere de iyilik yapacaksınız, insanlara guzellikle soz soyleyecek, namazı kılacak, zekatı vereceksiniz. Sonra cok azınız mustesna olmak uzere sozunuzden dondunuz, hÂl da donuyorsunuz. 2:112 - Hayır, hayır! Kim ozu iyilik dolu olarak yuzunu Allah'a tertemiz dondurur ve teslim ederse, işte onun Rabbi katında ecri vardır. Onlara hicbir korku yoktur ve onlar mahzun da olacak değiller. 2:177 - Yuzlerinizi bazan doğu, bazan batı tarafına cevirmeniz erginlik değildir. Fakat eren o kimselerdir ki, Allah'a, ahiret gunune, meleklere, kitabave butun peygamberlere iman edip, yakınlığı olanlara, oksuzlere, yoksullara, yolda kalmışa, dilenenlere ve esirleri kurtarmaya seve seve mal verirler. Namazı kılarlar, zekatı verirler. Bir de andlaştıkları zaman sozlerini yerine getirenler, hele sıkıntı ve hastalık durumlarında ve harbin şiddetli zamanında sabır ve kararlılık gosterenler var ya, işte doğru olanlar da bunlardır, korunanlar da bunlardır. 2:189 - Sana hilÂllerden soruyorlar. De ki: Onlar insanlar icin de, hac icin de vakit olculeridir. Bununla beraber iyilik, evlere arkalarından gelmeniz değildir. Fakat iyiliğe eren, kotulukten korunan kimsedir. Evlere kapılarından gelin, Allah'tan korkun ki, kurtuluşa eresiniz. 2:195 - Allah yolunda mal harcayın da kendinizi ellerinizle tehlikeye bırakmayın ve guzel hareket edin. Cunku Allah guzellik ve iyilik edenleri sever. 2:201 - Yine onlardan: "Ey Rabbimiz! Bize dunyada bir guzellik ve ahirette de bir guzellik ver ve bizi ateş azabından koru!" diyenler vardır. 2:224 - Sozunuzde durmanız, kotulukten sakınmanız ve insanların arasını duzeltmeniz icin, Allah'ı yeminlerinize hedef veya siper edip durmayın. Allah, her şeyi işitir ve bilir. 2:229 - Boşamak (talak) iki defadır. Ondan sonrası ya iyilikle tutmak veya guzellikle salmaktır. Onlara verdiklerinizden bir şey almanız da size helÂl olmaz. Ancak Allah'ın cizdiği hudutta duramayacaklarından korkmaları başka. Eğer siz de bunların, Allah'ın cizdiği hudutta duramayacaklarından korkarsanız, kadının, ayrılmak icin hakkından vazgecmesinde artık ikisine de gunah yoktur. İşte bunlar, Allah'ın cizdiği hudududur. Sakın bunları aşmayın, Her kim Allah'ın hududunu aşarsa, işte onlar zalimlerdir. 2:236 - Eğer kadınları, kendilerine dokunmadan veya onlara bir mehir takdir etmeden boşarsanız (bunda) size bir vebal yoktur. Şu kadar ki onlara (mal verip) faydalandırın. Eli geniş olan hÂline gore, eli dar olan da haline gore ve guzellikle faydalandırmalıdır. Bu, iyilik yapanlar uzerine bir borctur. 3:92 - Sevdiğiniz şeylerden (Allah yolunda) harcamadıkca, gercek iyiliğe asla erişemezsiniz. Her ne harcarsanız Allah onu hakkıyla bilir. 3:104 - İcinizden hayra cağıran, iyiliği emredip kotulukten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa eren onlardır. 3:120 - Size bir iyilik dokunsa fenalarına gider, başınıza bir kotuluk gelse onunla sevinirler. Eğer sabreder ve Allah'dan gereğince korkarsanız, onların hileleri size hicbir zarar vermez; cunku Allah onları kendi amelleriyle kuşatmıştır. 3:134 - O (Allah'tan hakkıyla korka)nlar, bollukta ve darlıkta Allah icin harcarlar, ofkelerini yutarlar, insanları affederler. Allah iyilik edenleri sever. 3:148 - Allah da onlara hem dunya nimetini, hem de ahiret sevabının guzelliğini verdi. Allah guzel davrananları sever. 3:172 - Kendilerine yara dokunduktan sonra da Allah ve Peygamberi'nin davetine uydular. Hele onlardan iyilik edenlere ve gereğince Allah'tan korkanlara buyuk bir mukafat vardır. 3:193 - "Rabbimiz! Biz, 'Rabbinize iman edin' diye imana cağıran bir davetci işittik, hemen iman ettik. Rabbimiz! Gunahlarımızı bağışla, kotuluklerimizi ort, bizleri sana ermiş kullarınla beraber yanına al". 3:198 - Fakat Rablerinden gereğince korkanlar icin altlarından ırmaklar akan cennetler vardır. Onlar orada ebedî olarak kalacaklar, Allah katından ağırlanacaklardır. İyiler icin Allah katındakiler daha hayırlıdır. 4:40 - Şuphesiz ki Allah, hic kimseye zerre kadar zulum etmez. Eğer yapılan iyilik zerre kadar da olsa, onun sevabını kat kat artırır. Ve kendi katından buyuk bir mukafat verir. 4:62 - Ya nasıl, elleriyle yaptıkları yuzunden başlarına bir felaket gelince, hemen sana geldiler de: "Biz sadece iyilik etmek ve arayı bulmak istedik." diye Allah'a yemin ediyorlar. 4:78 - Her nerede olursanız olun olum size yetişir, son derece sağlam kaleler icinde de bulunsanız yine kurtulamazsınız. Onlara bir iyilik erişirse "Bu, Allahtandır" derler, bir kotuluğe uğrarlarsa, "Bu, senin yuzundendir." derler. Ey Muhammed! De ki: "Hepsi Allah'tandır." Bu topluma ne oluyor ki, hic soz anlamaya yanaşmıyorlar? 4:79 - (Ey insanoğlu!) sana gelen her iyilik Allah'tandır, sana ne kotuluk dokunursa kendindendir. Ey Muhammed! Biz seni butun insanlara bir elci olarak gonderdik. Buna şahit olarak da Allah yeter. 4:114 - Bir sadaka vermeyi yahut iyilik yapmayı veyahut da insanlar arasını duzeltmeyi emreden(ler)inki haric, onların aralarındaki gizli gizli konuşmalarının coğunda hicbir hayır yoktur. Kim bunları sırf Allah'ın rızasını kazanmak icin yaparsa, yakında ona buyuk bir mukafat vereceğiz. 4:125 - İyilik yaparak kendisini Allah'a teslim eden ve İbrahim'in dinine dosdoğru olarak tÂbi olan kimseden, din bakımından daha iyi kim olabilir? Allah, İbrahim'i dost edinmişti. 4:128 - Eğer bir kadın kocasının gecimsizliğinden, yahut kendisinden yuz cevirmesinden endişe ederse, aralarında bir sulh yapmalarında, onlara bir gunah yoktur. Sulh hep hayırlıdır. Zaten nefisler kıskanclığa hazırdır. Eğer iyi gecinir ve gecimsizlikten sakınırsanız, şuphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır. 5:2 - Ey iman edenler! Allah'ın alÂmetlerine, haram aya, kurbanlık hediyelere, gerdanlıklarına ve Rablerinden lutuf ve rıza bekleyerek Kabe'ye yonelenlere sakın saygısızlık etmeyin. İhramdan cıktığınız zaman avlanabilirsiniz. Sizi Mescid-i Haram'dan cevirdiklerinden dolayı bir topluma karşı olan kininiz, sizi saldırıya sevk etmesin. İyilik ve takva uzerinde yardımlaşın, gunah ve duşmanlık uzerinde yardımlaşmayın. Allah'tan korkun. Cunku Allah'ın azabı cetindir. 5:13 - Sozlerini bozdukları icin onları lanetledik ve kalblerini katılaştırdık. Kelimeleri yerlerinden değiştiriyorlar. Uyarıldıkları şeyden pay almayı unuttular. İclerinden pek azı haric, daima onlardan hainlik gorursun. Yine de onları affet, aldırma. Cunku Allah guzel davrananları sever. 5:85 - Boyle demeleri sebebiyle Allah onları altlarından ırmaklar akan cennetlerle mukafatlandırmıştır. Orada ebedî olarak kalacaklardır. İşte iyilik yapanların mukafatı budur. 5:93 - İman edip salih amel işleyenler, Allah'tan korktukları, imanlarında sebat ettikleri, salih amel işlemeye devam ettikleri, sonra Allah'tan sakındıkları, imanlarından ayrılmadıkları, yine Allah'tan korktukları ve iyilikte bulundukları muddetce, daha once yediklerinden dolayı kendilerine bir gunah yoktur. Allah iyilikte bulunanları sever. 6:17 - Allah sana bir zarar dokundurursa, onu yine kendisinden başka acacak yoktur. Ve eğer sana bir hayır dokundursa, kuşkusuz O, herşeyi yapabilendir. 6:84 - Biz ona İshak'ı ve Yakub'u da hediye ettik: Hepsine de doğru yolu gosterdik. Nitekim daha once Nuh'a ve onun soyundan Davud'a, Suleyman'a, Eyyub'a, Yusuf'a, Musa'ya ve Harun'a da yol gostermiştik. Biz guzel davrananlara boyle karşılık veririz. 6:151 - De ki: Rabbinizin size neleri haram kıldığını okuyayım: O'na hicbir şeyi ortak koşmayın, ana babaya iyilik edin, fakirlik korkusuyla cocuklarınızı oldurmeyin, sizin de onların da rızkını biz veriyoruz. Kotuluklerin acığına da, gizlisine de yaklaşmayın. Haksız yere Allah'ın haram kıldığı cana kıymayın. Duşunesiniz diye Allah size bunları emretti. 6:154 - Sonra iyilik edenlere (nimetimizi) tamamlamak, her şeyi acıklamak ve doğru yola iletici ve rahmet olmak uzere Musa'ya Kitab'ı verdik ki, Rablerinin huzuruna varacaklarına inansınlar. 6:160 - Kim iyilik getirirse, ona o (getirdiği)nin on katı vardır. Kim kotuluk getirirse, sadece onun dengiyle cezalandırılır; onlar haksızlığa uğratılmazlar. 7:56 - Duzeltildikten sonra yeryuzunde bozgunculuk yapmayın. O'na, korkarak ve rahmetini umarak dua edin. Muhakkak ki Allah'ın rahmeti, iyilik edenlere yakındır. 7:95 - Sonra kotuluğu değiştirip yerine iyilik (bolluk) getirdik, nihayet coğaldılar ve: "Atalarımıza da boyle darlık ve sevinc dokunmuştu." dediler ve hemen onları, hic farkında olmadıkları bir sırada ansızın yakaladık. 7:131 - Fakat kendilerine iyilik geldiği zaman, işte bu bizim hakkımızdır, dediler, başlarına bir kotuluk gelince de, işte bu Musa ile yanındakilerin uğursuzluğu yuzunden, dediler. İyi bilin ki, onların uğursuzluğu Allah katındandır. LÂkin coğu bunu bilmezler. 7:156 - "Ve bize hem bu dunyada bir iyilik yaz, hem de ahirette. Biz gercekten de tevbe edip senin hidayetine donduk." Buyurdu ki, azabım var, onu dilediğime isabet ettiririm, rahmetim de vardır , o ise her şeyi kaplamış ve kuşatmıştır. Onu da ozellikle korunanlara, zekatını verenlere ve Âyetlerimize inananlara mahsus kılacağım. 7:161 - Ve o vakit onlara denilmişti ki; Şu şehre yerleşin ve orada dilediğiniz şeylerden yiyin, "hitta" (gunahlarımızı bağışla.) deyin ve secde ederek kapısından girin ki, suclarınızı bağışlayalım. İyilere nimetlerimizi daha da arttıracağız. 7:168 - Ve onları yeryuzunde bircok ummetlere ayırdık. İclerinde iyi olanları da vardı, olmayanları da. Onları biz, bazan nimetlerle, bazan da musibetlerle imtihana cektik. Sonunda belki hakka donerler diye. 9:50 - Eğer sana bir iyilik dokunursa fenalarına gider. Eğer sana bir musibet gelirse "Biz zaten tedbirimizi onceden almıştık." derler ve sevine sevine donup giderler. 9:67 - Munafıkların erkekleri de kadınları da birbirlerine benzerler. Kotuluğu emreder, iyilikten sakındırırlar ve Allah yolunda harcamaktan ellerini sıkı tutarlar. Allah'ı unuttular da, Allah da onları unuttu. Gercekten de munafıklar hep fÂsık kimselerdir. 9:71 - Erkek ve kadın butun muminler birbirlerinin dostları ve velileridirler. İyiliği emrederler, kotulukten vazgecirirler, namazı kılarlar, zekÂtı verirler, Allah'a ve Resulune itaat ederler. İşte bunları Allah rahmetiyle yarlığayacaktır. Cunku Allah azîzdir, hakîmdir. 9:91 - Allah ve Resulu adına nasihat ettikleri takdirde ne zayıflara, ne hastalara, ne de verecek birşey bulamayan yoksullara savaştan kalmaktan dolayı bir gunah yoktur. İyilik edenleri ayıplamaya bir yol yoktur. Allah gafurdur, rahîmdir. 9:107 - Bir de muslumanlara zarar vermek, kÂfirlik etmek ve muslumanların arasına ayrılık sokmak ve daha once Allah ve Resulu'ne karşı savaş acmış olanı beklemek icin mescid yapanlar var. "İyilikten başka bir maksadımız yoktu." diye yemin de edecekler. Fakat bunların kesinlikle yalancı olduklarına Allah şahittir. 9:112 - (Bunlar), O tevbekÂr olanlar, o ibadet edenler, o hamd edenler, o oruclular, o rukua varanlar, o secdeye kapananlar, iyiliği emredip, kotulukten vazgecirenler, Allah'ın hududunu koruyanlar (emirleriyle yasaklarının olculerine riayet edenler)dır. Mujde ver o muminlere, mujde! 9:120 - Medine halkına ve civardaki bedevilere, Resulullah'ın emrine aykırı hareket etmek uygun olmadığı gibi, onun katlandığı zahmetlere oburlerinin katlanmaya yanaşmamaları da yakışık almaz. Cunku onların Allah yolunda cektikleri hicbir susuzluk, hicbir yorgunluk ve hicbir aclık, ayrıca kÂfirleri ofkelendirecek ayak bastıkları hicbir yer veya duşmana karşı elde ettikleri hicbir başarı yoktur ki, karşılığında kendilerine salih bir amel yazılmış olmasın. Cunku Allah, guzel iş yapanların mukafatını zayi etmez. 11:114 - Gunduzun her iki tarafında ve gecenin sacaklarında (gunduze yakın olan saatlerinde) namaz kıl! Muhakkak ki, iyilik kotulukleri giderir. Bu ise, duşunebilenlere bir oğuttur. 11:115 - Ve sabret! Cunku Allah iyilik edenlerin mukafatını yitirmez. 12:11 - Dediler ki: "Ey babamız! Sen bize Yusuf icin neden guvenmiyorsun? Halbuki biz onun iyiliğini istiyoruz." 12:22 - O, tam erginlik cağına gelince, kendisine ilim ve hukum verdik. İşte biz, guzel iş yapanları boyle mukafatlandırırız. 12:36 - Zindana onunla birlikte iki delikanlı daha girdi. Birisi dedi ki: "Ruyada kendimi şarap sıkarken gordum". Oteki de dedi ki: "Ben de başımın ustunde ekmek taşıdığımı, kuşların da ondan yediğini gordum. Bize bunun yorumunu haber ver. Cunku biz seni iyilik edenlerden goruyoruz." 12:56 - Ve işte biz boylece Yusuf'u o yerde temkin ettik (yerleştirdik). Neresinde isterse orada makam tutuyordu. Biz rahmetimizi dilediğimize nasip ederiz. Ve iyilik edenlerin mukafatını zayi etmeyiz. 12:78 - Dediler ki: "Ey vezir! Emin ol ki, bunun cok yaşlı bir babası var. Onun icin yerine birimizi al. Gercekten de biz seni iyilik edenlerden goruyoruz." 12:90 - Onlar "Yoksa sen, sahiden Yusuf musun?" dediler. O da "Ben Yusuf'um, bu da kardeşim" dedi, "Doğrusu Allah, bizi, lutfuyla nimetlendirdi. Gercekten de kim Allah'dan korkar ve sabrederse, Allah, muhakkak ki, guzel işler yapanların mukafatını zayi etmez." 12:100 - Anasıyla babasını yuksek bir taht uzerine oturttu ve hepsi birden Yusuf icin secdeye kapandılar. Bunun uzerine Yusuf dedi ki: "İşte bu durum, o ruyamın cıkmasıdır. Gercekten Rabbim onu hak ruya kıldı. Şeytan benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra, beni zindandan cıkarmakla ve sizi colden getirmekle Rabbim bana hakikaten ihsan buyurdu. Doğrusu Rabbim dilediğine lutfunu ihsan eder. Şuphesiz O, her şeyi bilir, hukum ve hikmet sahibidir." 13:6 - Ayrıca senden iyilikten once hemen kotuluğu getirmeni isterler. Oysa daha once onlara misal olacak cezalar gelip gecmiştir. Ve gercekten Rabbin, zulumlerine karşılık insanlara mağfiret sahibidir. Bununla beraber Rabbinin azabı da cidden cok cetindir. 13:22 - Rablerinin rızasını kazanmak arzusuyla sabrederler ve namazı dosdoğru kılarlar ve kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli ve acıkca Allah yolunda harcarlar ve cirkinlikleri guzelliklerle yok ederler. İşte bunlar, bu hayatın akibeti kendilerinin olacak olanlardır. 16:128 - Şuphesiz Allah, takva sahipleri ile ve iyilikte bulunanlarla beraberdir. 17:7 - Eğer iyilik ederseniz, kendinize iyilik etmiş olursunuz ve eğer kotuluk ederseniz yine kendinizedir. Artık diğer fesadınızın zamanı gelince, yuzlerinizi uzuntuye sokmaları, kotuluk yapmaları ve ilk kez girdikleri gibi yine Beyt-i Makdis'e girmeleri, ele gecirdikleri yerleri mahvetmeleri icin onları tekrar gondereceğiz. 17:23 - Rabbin kesin olarak şunları emretti: Ancak kendisine ibadet edin, anne ve babaya iyilik edin. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, sakın onlara "of" bile deme ve onları azarlama. İkisine de tatlı ve guzel soz soyle. 25:70 - Ancak tevbe ve iman edip iyi davranışlarda bulunanlar başka; Allah onların kotuluklerini iyiliklere cevirir. Allah cok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir. 27:11 - "Ancak, kim haksızlık yapar, sonra yaptığı kotuluğu iyiliğe cevirirse, bilsin ki ben (ona karşı da) cok bağışlayıcıyım, cok merhamet sahibiyim." 27:46 - Salih dedi ki: "Ey benim kavmim! İyilik dururken nicin kotuluğe koşuyorsunuz? Ne olur Allah'a istiğfar etseniz, belki rahmetine ulaşırdınız." 27:89 - Kim iyilikle gelirse, ona daha iyisi verilir ve onlar o gun korkudan da emin kalırlar. 28:14 - Musa yiğitlik cağına girip olgunlaşınca, biz ona hikmet ve ilim verdik. İşte guzel davrananları biz boyle mukafatlandırırız. 28:54 - İşte onlara, sabretmelerinden oturu mukafatları iki defa verilecektir. Bunlar kotuluğu iyilikle savarlar, kendilerine verdiğimiz rızıktan da Allah rızası icin harcarlar. 28:84 - Kim bir iyilik getirirse ona ondan daha ustun karşılık vardır. Kim bir kotuluk getirirse, o kotulukleri işleyenler, ancak yaptıkları kadar ceza gorurler. 31:14 - Gerci biz insana, anasına ve babasına itaati de tavsiye ettik. Anası onu zayıflık ustune zayıflıkla taşıdı. Onun sutten ayrılması da iki yıl icindedir. (Biz insana): "Bana, anana ve babana şukret" diye de tavsiye ettik. Donuş, ancak banadır. 31:15 - Bununla beraber eğer her ikisi de bilmediğin bir şeyi, bana ortak koşman hususunda seni zorlarsa, onlara itaat etme. Fakat dunyada onlarla iyi gecin ve bana yonelenlerin yolunu tut. Sonra donuşunuz ancak banadır. O zaman ben de size yaptıklarınızı haber vereceğim. 39:10 - Ey Muhammed! Tarafımdan soyle: "Ey iman eden kullarım! Rabbinizden korkun. Bu dunyada guzellik yapanlara bir guzellik vardır. Allah'ın yeryuzu geniştir. Ancak sabredenlere mukafatları hesapsız odenecektir." 41:34 - Hem iyilik de bir değildir, kotuluk de. Kotuluğu en guzel bir şekilde sav. O zaman seninle kendi arasında bir duşmanlık olan kişinin, sanki samimi bir dost gibi olduğunu gorursun. 42:23 - İşte Allah iman edip salih amel işleyen kullarını bununla mujdeler. Ey Muhammed! De ki: "Ben bu tebliğime karşı sizden akrabalıkta sevgiden başka hicbir ucret istemiyorum." Her kim bir iyilik yaparsa biz onun iyiliğini artırırız. Şuphesiz ki Allah cok bağışlayıcıdır, şukrun karşılığını verir. 46:15 - Biz insana ana ve babasına iyilik yapmayı tavsiye ettik. Anası onu zahmetle karnında taşıdı ve zahmetle doğurdu. Onun ana karnında taşınması ile sutten kesilme suresi otuz aydır. Nihayet insan olgunluk cağına ulaşıp, kırk yaşına geldiğinde der ki: "Ey Rabbim! Bana ve ana babama ihsan ettiğin nimetlerine şukretmemi ve senin hoşnut olacağın salih amel işlememi ilham et. Benim neslimden gelenleri de salih kimseler kıl. Doğrusu ben tevbe edip sana yoneldim. Ve ben gercekten muslumanlardanım." 52:28 - "Gercekten biz bundan once O'na yalvarıyorduk. Cunku iyilik eden, esirgeyen ancak O'dur." 60:8 - Allah sizi, din hakkında sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan cıkarmayan kimselere iyilik etmekten, onlara adaletli davranmaktan men etmez. Cunku Allah adalet yapanları sever. 74:6 - Yaptığını cok gorerek başa kakma. 80:16 - Değerli, iyi yazıcıların.