
Bir kadının hayatı belki bazen bir romana sığmaz bile, bazen de en huzunlu roman olabilir... Ya da kadını bir romanla bağdaştırmak ne kadar doğrudur?
Siz bu varsayımlara katılıyor musunuz diye merak ettim...

Kadın-roman ilişkisini anlatmaya calıştığım "kadın" temalı bir şiir yazmıştım gectiğimiz gunlerde. O şiiri de aşağıda sizinle paylaşmak isterim.
Bir Roman Kaldı Geriye
işte! cayım da geldi
o da bir yer bulabildi
bu sıcakta kendine
rahat şimdi...
bir oğle yemeği
eski gazetede
ve elinde gozluğuyle
yaşlı bir kadın
merdivende
yuzu sanki bir roman
ya da bir romanda kalmış
cocuklarını bırakmış da sanki
bir başka romanda
kalkmış kendine gelmiş
ozgecmişi romanın onsozunde yazılı
az ileride mutlulukları - en sonda belki de -
acıları ?
elbette
onlar da biraz ileride...
peki hangi oğle yemeği?
neredeki, ne zamanki
benim geldiğim mi, gittiğim mi?
bir oğle yemeğinde yuzlerce kadın
gosterişsiz, gosterişli
roman gibi, değil gibi
sayfaları sararmış
sayfaları beyaz
kimisi okunmamış
belki de okunamamış...
bir tanesi gitti
"geleceğim" dedi
sonra başka bir tanesi...
hepsi donmedi geriye
kaldılar bir bir romanlarıyla
ya da gozlukleriyle
yere duşurmedikleri
peki bu yemek hangisi?
yurudu yuruyecek
ayakları basamakta
ayakları sanki bir komutan
"ileri!" der gibi
acaba gitsem mi ben de onunla
nasıl olsa cayım da bitti.
High Hopes
__________________