
...gecenlerde gazetede rastlamıştım...
ilginc bir yazı dikkatimi cekti...sizlerle paylaşmak istedim:
...Kadın, vucudunun tutsağı olmamalı...
Tum dunyada olay yaratan "Vajina Monologları" oyununun yazarı, kadınlarla ilgili ikinci eserini de hazırladı. Bu sıradışı yazar, kadınların hakettikleri ilgiyi gorememelerinin, kazanmaları gereken başarıları elde edememelerinin doğrudan doğruya kendi hataları olduğunu ileri suruyor. Eve Ensler, kadının kendi vucudunun kafesinden cıkıp ozgurluğune kavuşmasını istiyor. İşte Eve Ensler'in acıklamalarından onemli bolumler:
...Her kadın, bedenini sevmeli.
Onu geliştirmek icin caba getirmemeli.
Kadın, zekasıyla, bilgisiyle, duyarlılığıyla
kulturuyle, kendini topluma kabul ettirmeli,
bedenin kusurları tek sorunu olmamalı...
...Bedenin kafesinde sıkışıp kalmayın...
.::Aynanın karşısında
"Vajina Monologlarının yarattığı gurultu surup giderken, aynanın karşısına gecip kendimi inceledim. Birden kaşlarım catıldı. Gorduğum manzara hic hoşuma gitmemişti. Ayrıca kendimden de utanmıştım. Ozellikle belimin kalınlığı ve de pantolonumun belinden dışarı fırlayacakmış gibi duran gobeğim, fena halde canımı sıktı. Gobeğimi nasıl eriteceğimi, kendime nasıl cekiduzen vereceğimi duşunurken, birden korkunc gerceğin farkına vardım: Vucudum celik bir kafesti ve ben onun icinde yaşamaya mahkumdum. O kafesten kurtulamazsam, hayatımın hicbir anlamı olmayacaktı.
.::Guzel vucut sorunu
Kadınların dunya kuruldu kurulalı kendi vucutlarının oluşturduğu kafeste tutsak kaldıklarını biraz gec de olsa sonunda anlamıştım. Benim duşuncelerime pek cok hemcinsim karşı cıkacaktır. Kendine saygı duyan her kadın, guzel ve bakımlı olması gerektiğini ileri surulecektir. Evet, bu iddialara bende katılıyorum. Fakat kadının guzelleşmek, bakımlı gorunmek telaşına kendini kaptırması, onun diğer ozelliklerinin on plana cıkmasını engelliyor. O gun ayna karşısında vucudumu incelerken, kendimi iğrenc bulmuştum. Oysa gercekte durumum hic de duşunduğum kadar kotu değildi. Ayna karşısında kendimi, kucuk kızını eleştiren bir anne gibi hissederken, yureğimin derinliklerinden bir isyan tum benliğime yayıldı. O anda, guzel vucutlu olmakla olmamanın bir fark yaratmayacağına inanmak istedim. Daha doğrusu, vucudumla uğraşmaktan bıkmıştım. 'Ben neysem oyum" diye aynadaki goruntume bağırdığımı hatırlıyorum. Biz kadınlar icin vucudumuz, aynı zamanda bizi simgeler. Yani demek istiyorum ki, vucudunuzu duşunup de onu beğendiğinize karar verirseniz, kendinizi cok iyi hissetmeye başlarsınız. Ancak kadının hayatı, ruhunu barındırdığı vucuduyla uğraşmaktan ibaret kalmamalı. Kadının vucudunu bir ağac olarak kabul ediyorum. Eğer siz o ağacı ozellikleriyle, kusurlarıyla sevmesini oğrenemezseniz, ağacın budanması, cicek acması, icinizdeki nefreti azaltmayacaktır. Benim derdim bu. Kadın, vucudunu sevmeli. Onu geliştirmek icin caba harcarken kendini vucudunun tutsağı haline getirmemeli. Kadının beğenilmesi icin sadece vucudunun bakımlı ve guzel olması yeterli değil.
.::En tehlikeli takıntı
Bana oyle geliyor ki, biz kadınlar dunya kuruldu kurulalı, erkeklerin hazırladıkları tuzaktan kendimizi kurtaramamışız. Kadının toplum icinde kendini gostermesi, fikirlerini, yeteneklerini kabul ettirmesi, el attığı işlerde başarı sağlaması, erkekleri tedirgin ediyor. Kadının vucuduna kendini hapsetmesi, bu saydıklarımı gercekleştirmesini zorlaştırıyor.
Kadınlar, erkekleri etkilemek konusunda birbirleriyle rekabet ederler. Bu oylesine amansız bir rekabettir ki, bir yaşam boyu surer. Bazı kadınlar, 'Biz kendimiz icin guzelleşmeye, bakımlı olmaya dikkat ediyoruz' derler. Ama bu sadece bir aldatmacadan ibarettir.
.::Barbie Bebek sendromu
Erkekler, sinsice bir yaklaşımla, kadınları oyuncak bebek gibi gormek istedikleri duşuncesini bizlere aşılamışlar. Kadının bir Barbie bebek gibi kusursuz olmasına imkan var mı? Elbette yok. Bu gerceği İcimize sindiremediğimiz surece, biz kadınlar, erkeklerin dunyasında varlık gosteremeyiz. Zaten onların istediği de bu. Bu gerceği, gec de olsa oğrendim. Ve şimdi kadınlara, vucutlarının tutsağı olmamalarını, guzellik kavramını bir takıntı haline getirmemelerini oneriyorum. Kadın, zekasıyla, bilgisiyle, duyarlılığıyla, kulturuyle, kendini topluma kabul ettirmeli. Yapabileceği pek cok iş varken, ayna karşısında vucudunun kusurlarını İnceleyerek zaman oldurmesi, cok buyuk bir hata....
.::kendinize iyi bakın..

__________________