Cennette kac derece vardır ?

Cennetin Derece Derece Olması:
Kuran'da bildirilen "Allah Katında onlar derece derecedir..." (Al-i İmran Suresi, 163) ayetinden de anlaşılacağı gibi cennete girecek kimseler de yine takvalarının derecesine gore karşılık gorurler. Bu durumdan bir hadiste şoyle bahsedilmektedir:

... Cenneti de amellere gore taksim ederler. (Cok ameli olan cok pay alır.) [Ramuz el-Ehadis-1, s. 198/17]

Elbette ki bir kimse cennetin hangi derecesinde olursa olsun bundan kesinlikle razı olacaktır, cunku Allah cennetteki tum kullarına hoşnutluk vaat etmiştir. Rabbimiz samimi kullarının Kendisi'nden razı olarak cennete gireceklerini bildirir. (Beyyine Suresi, 8) Fakat nasıl ki dunyada aynı nimetten herkes farklı zevk ve lezzet alıyorsa benzer şekilde ahirette de nimetlerden alınan zevkin derecesi farklı olabilir. En doğrusunu Allah bilir. Orneğin herkes guzel bir manzaraya baktığında gorduklerinden zevk alır, fakat iclerinde Allah'a en yakın olan, Allah'ın kadrini daha iyi takdir edebilen kişiler, bu guzellikten daha cok zevk alabilirler. Allah yuksek derecelere layık olacak kullarının ozelliklerini bir ayetinde şoyle bildirmektedir:

İman edenler, hicret edenler ve Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cehd edenlerin (caba sarfedenlerin) Allah Katında buyuk dereceleri vardır. İşte 'kurtuluşa ve mutluluğa' erenler bunlardır. (Tevbe Suresi, 20)






Yarışıp one gecenler de, one gecmiş onculerdir. İşte onlar, yakınlaştırılmış (mukarreb) olanlardır. Nimetlerle-donatılmış cennetler icinde;
(Vakıa Suresi, 10-12)

Hadislerde ise cennetteki derecelere şoyle dikkat cekilmiştir:

Cennette yuz derece vardır. Bir tanesi butun alemleri icine alır. [Ramuz el-Ehadis-1, s. 125/8]

Cennet yuz derecedir. Doksan dokuzu akıl ehline mahsustur. Geriye kalan biri ise diğer ahaliye. [Ramuz el-Ehadis-1, s. 200/11]

Cennet ehli gurfelerde (cennet koşku) kalanları (ehl-i guraf) gorurler. Tıpkı, ufukta doğudan batıya giden inci gibi parlak yıldızları gorduğunuz gibi. Aralarındaki fazilet farkı, (gurfe ehlini) boyle yukarıda gosterir. [Buhari, Muslim, Cennet 11, 2831]

Yine hadislerde bildirildiğine gore bu derecelerden en yuksek mertebeyi Firdevs Cenneti oluşturur:

Cennet yuz derecedir. Muteakip iki derecenin arası, yer ile gok arası gibidir. Firdevs en yukseği olup, cennetin orta yerine duşer. Ve onun ustu Arşı Rahmandır. Cennetin ırmakları buradan kaynar. Allah'tan istediğinizde Firdevs Cenneti'ni dileyin. [Ramuz el-Ehadis-1, s. 200/4]

Ayrıca hadislerde Adn Cenneti'nden de bahsedilmektedir. Peygamber Efendimiz (sav) bir hadisinde Adn Cenneti ile ilgili olarak şunları bildirmektedir:

Firdevs Cennetleri dorttur: İkisinin ziynetleri, kap-kacakları ve icindekiler altındandır. İkisinin ise ziynetleri, kapkacakları ve icindekiler gumuştendir. (Adn) Cenneti'ndekilerle Allah'ın vechi (yuzu) arasında ancak bir Ridayı-Kibriya (buyukluk perdesi) vardır. Ve bu nehirler (sut, bal, şarap ve su nehirleri) Adn Cennetinden kaynar sonra diğerlerine dağılır. [Ramuz el-Ehadis-1, s. 272/4]

Peygamberimiz (sav) bir başka hadisinde ise Adn Cenneti'nin ihtişamını şoyle tarif eder:

... Bir kerpici beyaz inciden, bir kerpici kırmızı yakuttan, bir kerpici de yeşil zeberceddendir (zumrut cinsinden parlak, kıymetli bir taştandır). Camuru halis misk, cakılları lu'lu (parlak, kıymetli), otları zaferandır. [Dunya Otesi Yolculuk, s. 295]

Cennetin her derecesindeki kişi kendine gore zevk alacaktır. Ancak cennet ehlinden bir kişi, bir ust derecedeki kişinin aldığı zevkten dolayı kendinde bir eksiklik hissetmeyecektir. Kuran'da Allah muminlerin cennette "hoşnut edilmiş" (Fecr Suresi, 28) olduklarını, Allah'tan "razı" (Beyyine Suresi, 8) olduklarını ve orada "mahzun" olmayacaklarını (Al-i İmran Suresi, 170) bildirmektedir. Nitekim cennet ehlinin her derecesinin ne kadar fazla nimetle dolu olduğu bir hadiste şoyle tarif edilmektedir:

Cennet ehlinin en aşağı derecesinde bulunan kişinin seksen bin hizmetcisi, yetmiş iki eşi olacaktır. Ayrıca onun icin inci, zeberced (zumrut cinsinden parlak, yeşil, kıymetli bir taş) ve yakuttan yapılmış bir cadır dikilecek ve bunun uzunluğu Cabiye (Şam topraklarında bir şehir adı) ile San'a (Yemen'de bir şehir adı) arası kadar olacaktır. [(Tirmizi), Buyuk Hadis Kulliyatı-5, s. 412/10114]






İman edip salih amellerde bulunanlar ise cennet halkıdırlar, orada suresiz kalacaklardır. (Bakara Suresi, 82)

Aşağıdaki hadiste cennet mertebeleri ile ilgili olarak şoyle bildirilmiştir:

Cennet ehlinin en aşağı derecesinde olan kişi cennetlerine, hanımlarına, nimetlerine, hizmetcilerine ve yataklarına bakar. Bin senelik yoldan gorup bunları seyredebilecek. Allah Katında olanların en kıymetlileri ise, sabah akşam Allah'ın cemalini gorebilendir. [(Tirmizi), Buyuk Hadis Kulliyatı-5, s. 412/10115]

İslam alimlerinden Bediuzzaman Said-i Nursi ise cennetle ilgili tefekkurlerinden birinde, insanın ancak 'imanı' sayesinde cennetteki yuksek dereceleri umabileceğine dikkat cekmiştir:

... İnsan, nur-u iman ile (iman nuruyla) ala-yı illiyyine (Cennetteki en yuksek dereceye) cıkar; cennete layık bir kıymet alır. [Genclik ve Olum, s. 435]

Samimi bir Muslumanın cabası daima Allah Katında cennetin en ust mertebesine layık olabilmek olmalıdır. Kamil iman sahibi olmak ve Allah'a yakınlıkta daima en fazlasını istemek Allah'ın rızasına uygun olanıdır.